Abdulhamid YOLCU


Osmanlı, Yeniden


 

Elhamdülillah, ülke ve ilçe olarak 1 Kasım 2015 genel seçimlerini kazasız belasız atlattık. Milletimiz tek başına iktidarı tercih etti. Vatanımız, milletimiz, devletimiz ve İslâm âlemi için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz. Kurulacak olan hükümetin kronik sorunlarımıza çare bulma yolunda başarılı olmasını temenni ediyoruz. Bir yandan ülkemizin dertlerini çözüp, başarılı olunan hizmetleri artırırken diğer yandan da İslâm ülkelerine örnek olma yolunda mesafe kat etmesini arzuluyoruz. Darendeli hemşehrilerimizden meclise gidenleri tebrik ediyor, Allah rızasını ve memleket menfaatini gözeterek hayırlı hizmetlere imza atmalarını diliyor ve vatandaşlardan uzak kalmamalarını tavsiye ediyoruz.

Hemen hepimiz hayal kurar ve bu hayallerimizin gerçekleşmesi için çalışır, ümit besler, dua ederiz. Sanırım çoğumuzun gelecekteki Türkiye´nin nasıl bir ülke ve devlet olacağına ilişkin de bir hayali vardır. Eğer yoksa olmalıdır. Kendi hayalimi size anlatayım. Şahsen hayalim ülkemizde bir gün yeniden Osmanlı´nın kurulmasıdır. Bunu biraz açalım; maksadım Osmanlı Devleti´nin adıyla, sanıyla ve tüm müesseseleriyle şu anki devletimizin yerini alması değildir. Yani Osmanlı´nın maddesinin ve bedeninin ya da kıyafetinin şimdiki devletimizin üzerine geçirilmesi değildir. Devletimizin adının, yönetim biçiminin değişmesi de değildir. Peki nedir? Şudur; Osmanlı Devleti´nin kültürü, ruhu, kalbi, adalet anlayışı, sanat estetiği, mimari dehasının yeniden dirilmesi ve bu topraklardan başlayarak başta komşularımız ve İslâm ülkeleri olmak üzere tüm mazlumlara ve dünyaya umut olmasıdır.

Osmanlı denildiğinde, 600 yılı geçen bir zaman içerisinde 3 kıtaya yayılan bir devletten bahsediyoruz. Bu uzun zaman dilimi içerisinde elbette farklı özelliklere sahip dönemler vardır. Fakat ortak özellikler de küçümsenemeyecek kadar çoktur. Osmanlı denildiğinde zihnimizde ve gönlümüzde güzel çağrışımlar uyandıran bu ortak kavramlar nelerdir? Yani bizim yeniden dirilerek çağımıza ışık tutmasını hayal ettiğimiz değerler manzumesinin içinde neler vardır? Osmanlı´yı Osmanlı yapan önemli değerlerin hepsinin kaynağı; yüce dinimizi kendisine başından itibaren rehber edinmesidir.

Birkaç örnek verelim; padişahların maneviyat büyüklerine saygı göstermesi, onların tavsiyelerine ve işaretlerine uygun olarak davranması mühimdir. Osmanlı´nın kuruluşu Muhyiddin Arabî (k.s.) ve Şeyh Edebali Hazretleri´nin himmetleriyle gerçekleşmiştir. Yükselişi ise Somuncu Baba Hazretleri´nin (k.s.) ve yetiştirdiği Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri (k.s.) gibi büyüklerin gölgesinde olmuştur.

Diğer önemli bir değer, adalettir. Kökenlerini, ilkelerini ve kurallarını yüce dinimiz İslâm´dan alan adalet sistemi sayesinde gayrimüslimler bile ?Kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz.? demiştir.

Üçüncü önemli husus, mazlumun yanında zalimin karşısında saf tutmaktır. Tarihimiz, Osmanlı Devleti´nin kuruluşundan itibaren, güçsüz fakat mazlum olanların yanında, güçlü fakat zalim olanların karşısında hayatları pahasına mücadele veren kahramanlık destanlarına şahitlik etmiştir.

Günümüzde, ülkemizde de bu ve benzeri değerlerin yeniden yeşerip hayat bulduğunun işaretlerini görmenin mutluluğu içindeyiz. Tüm kalbimizle inanıyoruz ki, Allah´ın izni ile gelecekte, bu değerler tamamen hâkim konuma yükselecek ve milletimiz, yeniden İslâm´ın sancaktarlığı görevini başarıyla yerine getirecektir.