Prof. Dr. Ramazan Altıntaş


DEPREM VE SEFERBERLİK RUHU

On ilimizde meydana gelen deprem birçok can kayıplarına ve mal kayıplarına yol açtı.


On ilimizde meydana gelen deprem birçok can kayıplarına ve mal kayıplarına yol açtı. Bu deprem, birçok ülkenin coğrafya ve nüfus yoğunluğu kadar alanda meydana geldi.  Hem yüzölçümü ve hem de nüfus bakımından büyük bir alan. Böyle bir alanda arama-kurtarma faaliyetleri ve insanımızın dertlerine derman olma çabası kolay değil. Ama bu millet zorları kolay eylemesini bildi. 

Ülkemizde devlet ve milletin el ele vermesiyle  büyük bir seferberlik hareketi başlatıldı.. 

Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımıza sosyal devlet merhamet ve şefkat elini uzattı, onları kucağına bastı. Deprem mağduru kardeşlerimiz isteklerine göre otellere, misafirhanelere, evlere ve öğrenci yurtlarına yerleştirildi.  Buralarda her türlü ihtiyaçları meccanen karşılanıyor. Ayrıca deprem bölgesinde de geçici konteyner ve çadır kentler kuruldu. Buralarda sosyal ve kültürel ihtiyaçların karşılanmasına dönük hizmet alanları oluşturuldu. 

Bölgede hala depremler ve artçı depremler devam ediyor.  Artık biz bir deprem ülkesiyiz. Deprem ülkesinde nasıl yaşanması gerekiyorsa, nasıl konut inşa edilecekse öyle hareket edilmelidir. Hepimiz deprem bölgesinin şartlarına uygun yeni bir yaşam biçimine geçmeliyiz. “Bir musibet bin nasihattan evladır” sözü anlaşılır da bu musibetten kalıcı dersler çıkarırız. Böylece yapılması gerekeni de yapmış oluruz. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. 

 

Şu anda arama- kurtarma ekipleri işleri bittiği için ayrılmaya başladı. Enkaz kaldırma işlemleri de hızla devam ediyor. Bir taraftan da kalıcı konutların temelleri atılmaya çalışılıyor. Bir yıl içinde insanımız konutlarına geçecekler. Ayrıca depremzede vatandaşlarımıza devletin ve milletimizin yardımları akmaya devam ediyor. Elbette bu yardımlar devam etmelidir. 

Giden canlar geri gelmeyecektir. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin. Yaralılarımıza acil ve kâmil şifalar, geride kalanlarımıza sağlıklı ve hayırlı uzun ömürler versin. Bu travma kolay atlatılamayacaktır. Etkileri yıllarca devam edecektir. Ama millet olarak bu acılı kardeşlerimizin yaraları hızlı bir şekilde sarılacak ve hayata tekrar döndürülmeleri için her türlü psiko-sosyal destek ve manevi rehberlik hizmetleri devam edecektir. İnşallah depremzede kardeşlerimiz kendilerine vadedildiği gibi bir yıl içinde sağlam bir teknoloji ile yapılan kalıcı konutlarına geçerler. 

Milletimiz acıları bal eylemesini bilir.  Gözyaşlarımızla insanımızın âl-i cenaplıklarına şahit olduk. Merhamet sahibi aziz milletimiz, depremzede kardeşleriyle ekmeğini, aşını, harçlığını ve var olan eşyasını kardeşleriyle paylaşıyor. Diğer şehirlerimizde yaşayan insanımız kardeşlerine evlerini-barklarını açıyor. Tam bir ensar-muhacir kardeşliği ruhuyla onları bağrına bastı ve basmaya da devam ediyor.  Bu milletin mayasında yardımlaşma ve dayanışma ruhu var. Elbette bu merhamet ve yardımlaşma ahlakı gücünü dinimizden ve diyanetimizden alıyor.

İleride bu tür büyük felaketin beklenmedik pozitif sonuçları da olacaktır. 

Milletimiz var gücüyle deprem bölgesine aktı. Bir Fransız gazeteci “bizde insanlar felaket bölgesinden kaçarken, Türk milleti o bölgeye koşuyor” dedi.  Müslüman olmayan bu ahlaki yüceliği anlayamaz.  “Doğuda bir Müslümanın ayağına bir diken batsa Batıdaki Müslüman o dikenin acısını işitmelidir” diyen bir Peygamberimiz var. Bu deprem, aynı zamanda bizi birbirimize daha çok yaklaştırdı, birlik ve beraberliğimizi daha bir tahkim etti, perçinledi. Şairin dediği gibi, “girmeden tefrika bir millete düşman giremez/toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” İnşallah yıkım ekibinin bütün fitne-fesat çıkarma faaliyetleri başarılı olamayacaktır. 

 

Netice olarak, Rabbim böyle ağır imtihanlarla hiç kimseyi sınamasın. Bu depremden de çıkarmamız gereken sonuçları çıkarıp bundan sonra ona göre adım atmayı nasip etsin. Tekrar, vefat eden kardeşlerime Yüce Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil ve kâmil şifalar diliyorum. Milletimizin acısını paylaşan, elinden ne geliyorsa yapan herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu tarifsiz acı karşısında, bir defa daha milletimizin büyük bir millet olduğu açığa çıkmıştır. Hepimiz bu milletin bir evladı olmakla bir defa daha iftihar edebiliriz.