M. Nazmi Değirmenci


Siz ne güzel misafirlersiniz


Gönüller sultanlarını bir kez daha metfun oldukları Darende?yi şerifte hürmetle minnetle andık, emanetlerine sahip çıkmanın huzurunu, bizlere yaşatan Osman Hulusi efendi vakfı başkanı Sayın Hamidettin Ateş Bey?e ne kadar teşekkür etsek az olur.  Anadolu?nun İslamlaşmasında, peygamberimiz Muhammet Mustafa nuruyla aydınlanmasında büyük katkılar sunan alperenler in, yaşadıkları, kutlu beldeler, onların himmetleriyle hep ihya olmuştur. Bugün Anadolu erenlerinin hocası öz kaynağı Somuncu Baba?yı sahiplenme yarışı vardır. Herkes benin olsun bizde olsun demekte, onunla alakalı, insanımıza farklı metotlarda doğru yanlış bilgiler verilmektedir. Bu gayretle vesikalara dayalı doğru bilgiler hepimizi mutlu etmektedir. Âmâ yazılı kaynaklara dayanmayan doğruluğu tartışılır bilgiler toplum tarafından sorgulanmalıdır. Zamanın kutbu, üveysi makamında bir büyük velinin ve torunu yüz yılımızın en önemli divan şairi büyük mutasavvıf Hulusi efendinin tanıtılması, nasihatlarının öğretilmesi önemli bir gelişmedir. Daha fazla anlatılmalı tanıtılmalıdır, Bu konuda gözden kaçırılmaması gereken önemli bir ayrıntı vardır ki bunu doğru bakan her samimi göz görür. Nasihatlarına uyarak o günkü hizmetleri değişmeden günümüze taşıyan, somuncu babanın pak nesil torunları, Darende?den başlayan hizmet sınırlarını genişletmiş, bütün insanlığı kucaklar boyutta sürdürmektedirler. Sivaslı İsmail Hakkı Toprak Hz. bir özlü sözü vardır ki bu gayretleri özetler ?oğul sen ne o sun, ne bu sun, muamelen neyse sen o sun.? Derler.

Rabbim nasip etti düzenle olarak bu tanıtım ve anlatım faaliyetlerine katıldım, katılmak dünde önemliydi bu günde önemli, davete gelmek, gelebilmek, çağırılmak önemli. Hulusi Efendinin Divanındaki bir doğuşunda şifrelendiği gibi o sınıfta yer almak önemli  ? yar etse gel deyü hitap, gitsemde görsem yârimi.? işte orada olanlar, çağırılmıştı, yar çağırmış, yaran olanlar bu çağrıya uyarak orada olmuşlardı. Ne mutlu onlara bu çağrıyı duymuşlar,  kulak verip gelmişlerdi, onlar istendiği için oradaydılar.

 Bu güne kadar faklı konsept e yapılan bu etkinlikler, Somuncu baba külliyesindeki yeni cami ve taç kapının yapılmasıyla kendi mekânında anma programı olarak yapılmaya başlandı çokta güzel oldu. Allah dostlarının yanında olmak, onlara yakın durmak ne güzeldir..

 Külliye avlusundaki merasim içinde yapılan açılış,  protokol konuşmalarını çok dikkatle dinledim. Konuşmacıların tamamında ortak bir nokta vardı. Hepsi anlaşmışçasına hizmetleri anlatıyordu. Bu hizmetlere yol açan önderlik yapan vakıf başkanı Hulusi efendinin mahdumu Hamidettin efendinin hizmetteki rolünü anlatıyordu, birleştirme metodunu konuşuyordu. Farklı olan, farkındalık oluşturan, bir olmanın kaynağı gönül dostlarına olan muhabbetti. Bunu bazı konuşmacılar anlatmaya çalıştı, bazı konuşmacılar anlamaya, Aslında Darende?yi yeni görüp tanımaya çalışan misafirlerin anlamada güçlük çektikleri bu muhteşem atmosferin kaynağı gönüldü, hak muhabbetiydi, bu muhabbete vesile olanlar ve onların sahavetli duruşlarıydı. Bu üretilen, manevi zerafeti yüksek hizmetin, kaynağını bilen biliyordu, bulan bulmuştu, kaybetmemenin uğraşındaydılar, bu aşk ve muhabbet, benlikten uzak o kadar ince bir çizgidir ki,  bütün korkular, endişeler gönül üzerinedir. Benlik ve aklın girdiği hizmetlerde güzellik ve zerafet bulamasınız. Hak rızası üzerine kurulmuş Osman Hulusi Efendi vakfının gönül medeniyeti inşasındaki kaynak ve duruş işte bu güzelliktir.

Anma merasimi için Bosna?dan gelen misafirler vardı, elli kişiye yakındı. Bu nasıl bir aşk ve muhabbettir ki gecesi gündüzü dâhil üç günlük bir yolculuk. Ramazan bereketinde oruçlu ağızlar, sık aralıklarla bozulan otobüs, çalışmayan klima, bunaltıcı sıcak, gümrükteki aramalar, çileli bekleyiş ve sonunda buluşma, kavuşma. Bu ne saadettir, bu ne gönüldür, dağları aşarak gelmek bu olmalıdır, turkuaz nehirler ülkesinden selam getirmek böyle olmalıdır. Onlar inanmanın çilesini öyle çektiler ki, onlara saygı duymamak büyük bir idraksizlik olur. Saray Bosna?da bize Bosna savaşını anlatırken gösterdikleri İgman dağı için, İgman bizim Bedir?imiz diyen kardeşlerimizdi bu gelenler, gönül dergâhımıza hoş geldiniz, siz ne güzel misafirlersiniz.