Biz öyle etliye sütlüye
karışanlardan pek hoşlanmayız. İleri gitme burnunu kırarlar; geride kalma
topuğuna basarlar. Yeraltı dünyasında da topuğuna sıkarlar. Masalsı deyimiyle
fincancı katırlarını ürkütmeyeceksin. İşini, aşını yitirmek istemiyorsan
ortadan git. Rüzgârı ister yanına al, ister önüne isterse ardına. Rüzgârla ol
yeter ki. Bizim toplum, bizim ülke, şimdi biz buyuz işte.
Bizde eleştiri iki yüzlüdür.
Hakkını vermek yerine ya öldürürüz, ya kaldırırız. Tümüyle görmezden gelerek
yok saymak en çok yaptığımız eleştiri tarzıdır. Ben yazmadıysam kötüdür. Benim
derneğim, cemaatim yayınlamadıysa nafile. Yayınevi bile benle/bizle
özdeşleşmeli. Yoksa tahkir edersin, kötülersin, küçültürsün. Bendense, bizdense
ver ödülü, ver gazı. Ötekiler mi; tu kaka. Boş ver. Yerel yayınlarda ise
kıskançlık had safhadadır. Neylersen eyle. Nabza göre şerbet. Ha gayret.
2013 yılında Darende
Kaymakamlığı iki önemli çalışmayı yayınladı. İlki Ocak 2013?te Darende Kültür Envanteri sonra da
Ağustos 2013?te de Darende?de Ticari
Hayat?ı bize kazandırdı. (Yiğidin hakkını teslim edelim. Şimdi Sivas Vali
Yardımcısı olan önceki kaymakam Sayın Mehmet Aktaş?a ve değerli yayın ekibine
teşekkür ediyorum.) Önsöz?de Sayın Aktaş gelebilecek olası tenkitlere peşinen
dikkat çekmiş; ??Bu çalışma asla bilimsel bir kaygı ile hazırlanmadı. Mutlaka
çerisinde yer alması gereken mühim şahsiyet ve konular vardı.? Gerekçelerini,
imkanlarını, şartlarını yazmış Sayın Aktaş. Nitekim haklı haksız ?Benim
babamın, dedemin adı niye yok? Komşum da olmalıydı.? Türünden çıkışlar oldu,
liste uzadı. Duygusallık da olacak. Yalnız her eleştirinin altından kötü niyet
aranmasın. Burada eksiklerin olduğundan söz ediliyor yanlışlardan değil. Resmi
ya da yarı resmi yayınlarda bir sıkıntıdır yapılan eleştiri ve yorumlara
açıklama yapılamaması. Çalışma ekibinin olabildiğince yerli olması belki bu tür
şikâyetleri azaltabilirdi. Tecrübeli, birikimli büyüklere daha çok bilgi
sorulabilirdi. Danışılınca eksikler aza indirilebilirdi. Yine de muhalif
olunacaktır. Kimi mahalli yazar ve araştırmacılarımız Darende adına adeta kendi
aile birikimlerini ve bireylerini sıralayıp gitmektedirler. Hoş kimsenin
ciddiye aldığı falan da yok. Duygusallıktan çıkamıyoruz bir türlü. Memleket
milliyetçiliğinden geçtik işi neredeyse mahalle milliyetçiliğine kadar
götürdük. Pes doğrusu. Darende adına aile tarihi yazanlara ne denebilir ki?
Hiç. Gelelim bu yazıda ele alacağım kitaba:
DARENDE?DE TİCARİ HAYAT
kitabı beş bölümden oluşturulmuş:
1. Bölümde
özellikle kaybolan mesleklerimiz ve mesleği yürütmüş olanlar yazılmış. Bu
bölümde şimdi adı bile unutulmaya yüz tutmuş iş kollarını göreceksiniz;
Köşkerlik, semercilik/palancılık, saraçlık, kök boyacılığı, dokumacılık,
halaçlık, çerçilik. Kalaycılık son nefeslerini veriyor, değirmencilik ise bitti
bitiyor. Bu kısmı iç geçirerek, ah vah diyerek okuyabilirsiniz.
2. Bölümde
ticari anılara yer verilmiş. Hoş ve keyifli. Ticari zeka ürünü hazır cevaplar
hem düşündürür hem güldürür türünden. Bu bölümü de zevkle okuyacağınızdan
eminim.
3. Bölümde
dürüstlüğün, ilkeliliğin, çalışkanlığın Darendeli için vazgeçilmez düsturlar
olduğunu en küçük esnafından, en büyük sanayicisine kadar örneklendiğini
göreceksiniz. Aynı zamanda bu bölümdeki yazılar Darendelinin başarılı olmasının
ipuçlarını da vermektedir. Okuyana ve de alana. Hoş burada sözü edilen başarı
daha çok Darende dışında olanlar için. Başarılı olan mı gidiyor, yoksa gidenler
mi başarılı oluyor? Bu da ayrı bir tartışma konusu.
4. Bölüm
kayıtlı esnafın bilgileri yıllara göre albüm tarzında sıralanmış. Hatıra-Arşiv
görünümünde.
5. Bölümde
ise geçmişten siyah-beyaz fotoğraflara yer verilmiş. Değişimin ve gelişimin
tarihi adeta.
Yayın
Kurulu ?sunuş? yazısında kitabın yayın sebebini belirtmiş: Darendelinin ticari
zekasını, başarı hikayelerini anlatan somut bir eserin olmadığını fark ettik.
Doğrudur. Şimdi de biz fark ettik ki bu boşluk önemli ölçüde giderilmiş. Onları
kutlarız. En mükemmeli için çabalasınlar. Eksikler gerçekten var. Evet hatırda
kalmıyor, satırda kalıyor. İyi ettiniz. Yayınlanmasında emek verenleri (Nevin
Eryılmaz Doğan, İbrahim Alaattin Ateş, Mehmet Önder) destek verenleri
kutluyoruz. Sevimli şirin bir kitap aynı Darende gibi, Darendeli gibi.
Darende?nin yalnız Malatya?da değil, Türkiye hatta dünyada ün ve iş yapmış
saygın ailelerinden ILICAKLAR?ın değerli büyüğü Mehmet Emin Ilıcak?ın
tavsiyesini bu yazının da tavsiyesi olarak görmenizi, görmekle, okumakla
kalmayıp yaşamanızı isteyeceğim: AKŞAMDAN
SABAHA KÜSÜ TUTMAYIN, BİRLİK VE DİRLİĞİNİZİ KORUYUN. İşte aile dayanışması,
memleket dayanışması, millet dayanışması formülü.