Cemil Gülseren


Derya bilmez mahiler


20 Haziran 2009’da Darende tarihi bir günü daha yaşadı. Hem de dolu dolu, doya doya. Arayan buldu, aranan bulundu; ayrılar kavuştu, hasretler buluştu. Gözlere yaşlar doluştu. O gün Darende bir başka iklimi yaşadı. Doldu, taştı, nasibi olan coştu.

Vuslata şahit olduk. Ne güzeldi o gün. Burada küslük olmaz, burada gücenmek yakışmaz. Bu muhabbet, bu gönül öyle yüce, öyle samimi ki tasviri zor. Yaşamak vardı onu. Bu sevgi Darende’yi aşmıştır. Türkiye’yi sarmıştır. Evrensel bir boyuta ulaşmıştır. Gelenler şahittir, izleyenler, dinleyenler mesuttur. Başka nelere tanık olduk? Sizlerle paylaşmak isterim.

En öne çıkanı gençliğin ilgisi idi. 8. Darende Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Kültür Etkinliklerine katılımda gençlerimiz, kızlarımız dikkat çekiyordu. Ümitliyim, mutluyum. O gün bütün karamsarlıklarımdan utandım. Hanımefendiler, beyefendiler yoğun ilgi göstermişlerdi. Gençler göğsümüzü kabarttı. Heyecanlı, cıvıl cıvıl yüz akı onlar. Darende’deki anma programının bir gün sonrasında dünürüm Sayın Prof. Dr. İskender Pala’nın küçük kerimelerinin düğününde Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu, bazı milletvekilleri ve bürokratlarla konuşurken gazeteci yazar Sayın Fehmi Koru ile yan yana sohbetimiz sırasında konuyu Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Kültür Etkinliklerine getirdiğimde Fehmi Koru’nun bana iki sorusu olmuştu. İlki, etkinliğe katılan gençlerin Darendeli olup olmadığı; ikincisi de Darende’de fakülte var mı? Soruları yanıtlanmıştır.

Hâlâ Darende’ye gidip gitmemekte tereddüt edenler bir gün gelecek mahcup olacaklar. Bunu da bir yere yazın.

DEĞİŞİM Mİ AÇILIM MI?

Artık gerçekten dışa açılma zamanıdır. Somuncu Baba’nın ve Hulûsi Efendi’nin evrensel çağrıları dünyanın her yönüne, her yanına ulaşacaktır. Açılım muhakkaktır. Hayalleri ulaşmayanlar, akılları basmayanlar da bunu böyle bilmeli. Kimse, “Üzüm pekmez bizde fark etmez.” diyemez Yürekten seven hisseder, aklı olan anlar.

DUYGUSALLIK MI DUYGU SELİ Mİ?

Hissiyatımız akılcılığımıza engel olmamalı. Batı bizi hep böyle zayıf noktamızdan vurmaya yönelmiştir. Elimizden akıl silahını alarak bizi iyice duygularımız arasında sıkıştırmaya çalışmıştır. Bundan dolayı 21. yüzyılın Türkiye’sinde liderine, yöneticisine, kanaat önderlerine, âkil insanlarına çok daha fazla sorumluluk düşmektedir. Herkes her şeyin farkında. Ey gönül dostları, yanlış anlaşılmasın, oraya buraya çekip çekiştirmeyin. Büyüklerimiz: “Bize çay içen değil, çalışan lâzım.” Derken değişimin kaçınılmazlığını, gerekliliğini vurgulamak istemişlerdir. Küçük beyinlerden bir şeyler beklemek de küçük beyinliliktir. Adını büyük yazdırmakla büyük olunmaz şüphesiz. Ufku daraltanlar da, ufku darlar da gölge etmesinler yeter. Sohbet edin, çay için, muhabbetinizi de çayınızı da tazeleyin. Himmetleriniz âlî olsun, dostluklarınız kavî olsun. Muhabbetiniz çoğalsın ama bu bize yeter demeyin. Yetinemeyiz. Sakın ha sakın eski-yeni, yaşlı-genç ikilemine takılmayasınız. Anlamsız alınganlık sırası değil. Yol verin, izin verin, imkân verin, ruhsat verin GENÇLER İLERLESİN. Sevinin gençler, övünün büyükler. Kıskanmayın. Yeni bir kuşak yoldadır artık. Yol alınacaktır elbet. Sanat, edebiyat, bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset kurumlarında yaya kalmak istemiyorsanız yalnızca kendinizi kurtaran bencillikler bize asla yetmez. Sen devlet için, sen millet için, sen Hak için ne yaptın? Bugünümüz yarınımızın aynasıdır.

O gün Kâinatın Efendisi yad edildi, ahfadı yad edildi. Biz Evrenin Efendisi’nin neslini gördük. O gün açılımın başlama vuruşu yapılmıştır. Darende sevildiğini bilsin. Darende gözünü açsın. Darendelinin gönlü de açık, kucağı da zaten. Sinesinde öyle sultanlar, öyle âlimler, veliler yetişmiş ki inşâallah haldeki hali baş tacı eder. Vefasızlık sana yakışmaz Darendem. Yüce Rabbimin “ Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım” dediği Evrenin Efendisi’nin nesli sende yaşıyor, seninle yaşıyor. Ne kadar sevinsen, ne kadar övünsen azdır Darendem.

Yazının başlığında geçen şu meşhur MÂHÎ’yi de burada hatırlayalım. 16. yüzyılın divan şairlerinden Hayali’nin gazelinde geçen bir beyt vardır. Birçoğunuzun ezberindedir. Ben yine de gençler için hatırlatayım:

“ Cihân-ârâdur cihan içindedir ârâyı bilmezler

O mâhîler ki derya içredür deryayı bilmezler” (cihân-ârâ: dünyayı süsleyen, bezeyen. Mâhî: balık)

 Binlerce insan Darende’nin neyine geliyor? Vefa sana çok yaraşır Darendem. Hakkı teslim edelim. Sevmekle eksilmezsin. Şereflenirsin. Ancak yükselirsin, ancak yücelirsin. Aşk imiş âlemde var olan. Aşk olmayan gönül nasıl boşsa hüneri olmayan, hizmeti olmayan insan da öylesine boştur.

Israrla vurgulanan tesbit de buydu zaten. Somuncu Baba ve evladının gayesi de…

DEVLETİN DEVAMI / MİLLETİN BEKASI. Neticeyi söylemeliydim. (İnsan için çalıştığından başkası yoktur. Necm Suresi, 39. Ayet)

 

cemil.gulseren@usak.edu.tr