M. Nazmi Değirmenci


Yine Hacılar, Yine HES


Bazı hatıralar vardır anlatılır, yazılır, yüz yıllara taşınır, topluma insanlığa mesaj verir, bu kutsi yaşanmışlık o çevrenin hassasiyeti olmalıdır. Osman Hulusi efendinin hayatını anlatan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil´in  ?Asırlara Hitabeden Alim Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi´  kitabında, Hacılar´da yaşanmış bir bölüm vardır,  tap taze günümüze gelmiş  ulvi bir hatıra,  Osman Hulusi efendi daha küçüktür, babası Hatip Hasan efendi  hacılarda oturur, zaviyedeki somuncu baba caminin Hatibidir. Hacılardan Zaviyeye,   Şeyh Hamid-i Veli camii ne gelir  gider, bir defasında Hulusi Efendiyi de alarak yola çıkar,  yolda kamçısını unuttuğunu fark eder, oğlu Hulusi ye dönerek bir söğüt dalını gösterir ve kırıp vermesini ister  Hulusi efendi   dalı kıramaz, elini hangi dala atsa geri çeker, kesmez, koparmaz  babasının oğlum neden koparmıyorsun sorusuna baba hepsi Allah CC zikir ediyorlar der, kâinat taki bütün mevcudatın cenabı Allah´ı zikrettiğini müşahede etmekte olduğunu belirtir. Hatip Hasan Efendi anlar oğlundaki mazhariyeti. İnsanlığa öğüt dolu bu süreç Hacılarda yaşanmıştır, yaratılana hizmet sırrının açılımıdır. O gün bir dal kesmeye imtina edilen bu topraklarda, bu gün o hassasiyetten uzak bir planlamayla yapılmak istenilen projeden bahsetmek istiyorum.

Darende belediye başkanı Sayın Eserin çalışma ofisindeyim. Toprağına insanına büyük hizmetler yapan. Makamsal yetkilerini çekinmeden Darende için kullanan bir dostumuz, büyüğümüz. Rabbim selamet versin,  konu yine Darende, ama görüşmede öncelik mersinden gelen misafirlere, Selamlamalardan sonra, Rahmetli Turgut Özal zamanındaki siyasi geçmişinden bahseden arkadaşın, ortak temelden geliyoruz ifadesi, önceden belirlenmiş tanıdıkları peş peşe sıralanması Sayın Eserle resmiyeti kısa sürede ortadan kaldırdı. Teknik yetkili olduğunu düşündüğüm diğer arkadaş konuya girerek,  sebebi ziyaretlerinin Tohma ve Ayvalı balıklı su üzerinde yapımı düşünülmüş, Ankara ayağı bitirilmiş HES ler ( küçük ölçekli  hidroelektrik santrali) için ruhsat ve çalışma koşullarını konuşmak diyerek başladı anlatmaya.

Tesadüf olacak ya tam yaramın üzerine basıldı. Yine Tohma yine Hacılar ve yine HES. Sorun ruhsat maliyetlerinin yüksekliği, sebebi ziyarette konuşulması gereken, vatandaşın tepkisi ne olur, yapılacak yerin coğrafi konumu, yaban hayatı, doğal yaşam ve çevreye etkileri değil, ruhsatları birleştirerek şirket lehine iyileştirme. Şirketin belediyeye katkı sunacağı gibi kulağa hoş gelen güzel cümleler. Teknik bilgiler verilmeye başlanınca bu projeye ne kadar uç noktalardan baktığımızı fark ettim. Amaç yapmak, kazanmak ve başarmak, bunun dışında onları ilgilendiren başka bir değer yoktu, sorulmadı anlatılmadı. Ama gerçek olan yapımı planlanmış fonksiyonel bir katliam proje.

Ben sanılacağı gibi HES´lere karşı biri değilim, örnek ikinci planlamadaki küçük bir baraj görünümünde 10kwh üzerinde Elektrik üretecek olan proje için iyimserim, lakin ayrıntılı bir çalışmayla hazırlanmış yerel   CED raporu   hassasiyetinde yapılmalıdır. Fakat Hacılar bir vadi ve vadiler beş bin on bin yıllık bir süreçte oluşmuş birer dünya mirasıdır. 3kwh bir kazanım için bu zenginlik heba edilemez. Hacılar HES teki düşüş kottan alınacak olan su Tohma´nın sol kenarına yapılacak olan kanalla hacılar köprüsüne getirilerek  oluşturulan 30 metrelik bir düşüşle 3 kW Elektrik elde edilecek, ders alınmazsa anlatmakta, yazmakta boşuna. Bir an olsun düşünelim,   kanal ve kanalın iki yakasındaki ulaşım yolları, iş makineleri, bunu kaç kişi hayal edecek, kimin umurunda, kimin yaşam alanı. Çevreye benim diye sahiplenenler nerede, bugün yapılmış, yaşanmış mağduriyetine, muhatap bulamayan Akova köyü sakinlerine, Tohma boyu köyleri sakinlerine, siz bir sorun, onlar bin anlatsınlar, HES kanalları altı sazlık, bataklık olmuş  sebze meyve ekip dikilen yok olmuş topraklar.

Misafirler anlattıkça gönlüm acıyordu. Gecen eylül ayıydı, Hacılarda ölü bulunan iki su samurunun ölüm sebebini araştırmak,  bulmak ve önlemini almak için ilgili kamu birimlerini devreye sokan mahalle sakinlerinin duyarlılıklarını aklıma geldi umutlandım, paylaştıkları fotoğrafları görmeliydiniz, belgesellerde  ilgiyle izlediğiniz, yaşam alanları daralmış bu hayvanların sonu yakın.

 Konuşmalar bitince muhalif bir tavırla kendimi tanıttım, bireyde olsam konuyla alakalı karşı mücadelemi vereceğimi söyledim. Umarım benim gibi düşünenler çok olur. Aksi halde güzellikler içerisine, kendini günümüze kadar muhafaza etmiş bir Hacılar hayatımızda olmaz. Hiç kimse bu sorumluluktan kurtulamaz.

erdoğan Değirmenci
31.07.2016 12:32:46
Bizlere emanet edilen herşeyi bir sonraki nesillere devretmek tüm insanların görevi olduğunu düşünerek darendelilerin bu konuda destek olacağını düşünüyorum.