Hani bir dostun kapısını çalarsınız ya; sizi karşısında görünce ne derler: Ooo hangi rüzgâr attı sizi buraya? İşte böyle bir rüzgârla Darende´ye geldim, Balaban´a gittim, Malatya´yı gördüm. İstanbul´da yaşayan biri için ?´memleketimiz´´ne güzel ama ne güzel. Burada yaşayanları burada kalmaya tercih edenleri gıpta ile izliyorum imrenmiyor değilim. Bu imrenmeyi de sakın ola ki kıskanma ile karıştırmayalım. Hoş aşırı hayranlık kıskançlık doğurur derler. Doğrudur.
Hayranlık, imrenmek ve kıskançlık arasındaki çizgiyi iyi belirlemek gerekirmiş bunu başarabilirsek ne âlâ
44 yıl sonra
2019 yılı temmuz ayının ilk haftasında Tokat Öğretmen Okulu ve Lisesi mezunlarının buluşması Malatya´da gerçekleşti çoğunluk 1974-75-76 mezunları idi biz de 1975 yılı mezunlarından biri olarak 150 kişilik misafir grubu 6 Temmuzda Darende´de ağırladık. Somuncu Baba ziyareti onları çok mutlu etmişti. Memnuniyetlerini hem bizlere hem de sosyal medyadan kamuoyuna yansıttılar maddi manevi huzur ve hazla ayrıldılar destek ve yardımlarından dolayı Es Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı yetkililerine onların adına ben de teşekkür ediyorum. Gelenlerin yüz yirmi beşi il dışından gelmişlerdi bu esinti dostluk-arkadaşlık esintisiydi, vefa idi, hasretti özlemdi. Somuncu Baba herkesi kucakladı sardı hepside bu gönül şehrine hayranlık duyarak ayrılmışlar. Mutlu olduk.
Destek şart
Darende artık bölgede iç turizmin önemli bir uğrak yeri olmuştur güzel çalışmalar, gayretler ve niyetler var yeter ki kurumlar koordineli hareket edebilsin. Kişiler arasında kıskançlıklar çekememezlikler hep olur. Olacak da? Kurumların başındakiler, yönetenler de bu hastalığa bulaşırsa vay ki vay. Unutmayalım insanın olduğu her yer, her şey geçicidir. Bu gün varsın yarın yok.
Balaban Buluşması
Kurban bayramının üçüncü günü 4. Balaban Buluşmasının yapılacağını buradan ben de hatırlatmak istiyorum. Bu seneki konu ?Kerpiç Evler´´ lisede edebiyat öğretmeni olarak çalıştığım yıllarda bir kompozisyon yazılısında şöyle bir konu vermiştim; ?Kaybedince Anlaşılan Değerler´´ hakkında bir yazı yazınız. ?öğretmenim ne demek istediniz?? ?Neyi soruyorsunuz ?´´ gibi sorularla yardımcı olmamızı isterlerdi. Vatan gibi, sağlık gibi, gençlik gibi derdik. Bunların kıymeti ancak yitirilince anlaşılır vb. açıklamalar yapardık. Zaman gidiyor, vakit bitiyor. Balabanda kerpiç evler birer birer yıkılıyor. Bakalım bu panel neyi getirecek, neyi değiştirecek? Yoksa yine sen söyle sen dinle hacı emmi mi olacak? Karanlığa kursun mu sıkacağız? Havanda su mu döveceğiz? Karamsarım değil mi? Balaban´ı her gezişimde daha da artıyor karamsarlığım. Ne yapayım ben gördüğüme inanırım söylenene değil. Görünen köy ortada.
Sahi Darende´de kent müzesi vardı?
Yazıldı çizildi projelendi bir şeyler toplandı basında haber oldu. Lakin tarihi cumhuriyet ilkokulu (Benim de 4 yıl okuduğum) hazırlandı. Sonuç nedir ne durumdadır? Bilmek istedim bura dadamı kişi ve kurum çatışması var yoksa?
Ortada İdare Etmek
Askerlikte geçerli bir kalıp söz vardır; ?İleri gitme burnunu kırarlar, geri kalma topuğunu ezerler.? İşte ortada, oralarda buralarda idare et. İleri çıkma göze batarsın. Bu biz miyiz yahu? Bu nasıl bir anlayıştır? Yani sönük, silik biri ol yeter derler yoksa ha! bu ileri gidiyor önünü keselim askerde komutanın dairede müdürün, siyasette başkanın gözüne giriyor derler. Tarikatta bile vardır dergâhta, sarayda dahi? Tiz önü kesile.
Kıyamete kadar gidecek bir musibet, bir virüs. Galiba askerlikteki tavsiyeye uyacağız sanırım ne ileri cık ne geri kal.
Biz niye böyleyiz anlaşıldı mı?
İşi ehline layığına vermez isen sen her şeye müstahaksın. İster kurum ol ister birey vesselam.
