Abdulhamid YOLCU


Türkiye ve İslm Coğrafyası


Abdulhamid Yolcu Şehit kanlarıyla yoğrulan vatanımızın ne kadar değerli olduğunu hepimiz biliriz. Eylül ayının başında yapılan adli yıl açılışı törenlerinde konuşan bir baro başkanı bu gerçeği çok güzel bir örnekle şöyle vurguladı: ?Daha geçen yıl Halep´te avukatlık yaparken, bu sene Kayseri´de inşaatlarda taş taşıyarak geçimini sağlayan hukukçular var. Üzerinde bayrak dalgalanan bağımsız bir vatan olmadıkça, alınan yaldızlı diplomaların hiç bir önemi yok.? Ne kadar şükretsek az ki, cennet gibi bir vatanı bizlere miras bırakan necip bir ecdadın evlatlarıyız. Bir nimete sahip olmak önemlidir fakat nimeti elde tutmak ve kıymetini bilmek de en az sahip olmak kadar önemlidir.

Etrafımıza ve dünyadaki Müslüman ülkelere baktığımızda, önce hemen yanı başımızdaki komşumuz Suriye´yi görüyoruz; hâli içler acısı. Yıllardır devam eden iç savaş, çatışmalar, zalim bir idarecinin çoluk çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden sürdürdüğü bitmek bilmeyen zulmü... Ülkede taş üstünde taş kalmamış, şehirler harap, tarihî eserler bombalanmış, milyonlarca insan başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelere göç etmek zorunda kalmış... Diğer bir komşumuz Irak; tarih boyunca yüzü pek az gülmüş, 1990´dan bu yana ise tamamen kan revan içinde. Ülkede devlet yok, otorite boşluğu sebebiyle her türlü olumsuzluk yaşanıyor. Kadim şehirleri maalesef terör örgütlerinin yatağı haline gelmiş... İran deseniz başka bir âlem; tarihi boyunca İslâm dışı güçlerle savaşmak yerine ne hikmetse Müslüman devletlere karşı mücadele vermeyi tercih etmiş. Yıllardır yıldızı barışmayan Batı ülkeleriyle birden bire anlaşmalar imzalayıverdi. Tarihi çok eskilere dayanan Mısır; tam oldu bu iş, milletiyle aynı frekanslara sahip bir yönetim tarafından yönetilecek ve Türkiye ile birlikte İslâm ümmeti için hayırlı işlere imza atacak diye sevinirken, darbe oldu, sevincimiz kursağımızda kaldı. Türkiye ile sırt sırta verecek bir düzene izin vermediler. Mısır´a vurulan bu darbe, doğrudan Filistin´i ve Gazze´yi de etkiledi elbette, ümitler ertelendi.

Biraz uzağa doğru uzattığımızda ufkumuzu, Afganistan ve Pakistan kendini gösterir. Onların durumu da farklı değil, sıkıntılar benzer; istikrarsızlık, karışıklık, terör, Batı ülkelerinin sömürgeciliği... Daha uzakta ise Myanmar, Açe, Filipinler... Saydığımız ülkelerin hepsinin ortak noktası Müslüman ülkeler olmasıdır.

Peki, ülkemiz ne durumda? Bu soruya herkes kendi durduğu yerden farklı cevaplar verebilir. Acizane düşüncem; Türkiye bu saydığımız ve kan ağlayan İslâm coğrafyasına liderlik yapabilecek potansiyele sahip tek ülkedir. Milletimiz bu potansiyelin farkına varmıştır. Bu potansiyeli harekete geçirecek imkânlar oluşmak üzeredir. Bunun içindir ki, dört bir yandan üzerimize gelmektedirler. Öne sürdükleri isimler ve bahaneler farklı da olsa, amaçları aynıdır; Türkiye ayağa kalkmasın. Kalkınmasın. Kendi değerlerine dönerek, medeniyet ateşini yeniden harlayarak Müslüman ülkelere öncülük yapamasın. Kendi derdiyle uğraşsın.

 

Hesap edemedikleri büyük gerçek ise, geçmişte yedikleri maneviyat tokadının, Allah (c.c.)´ın izniyle yakında suratlarında patlayacak olduğudur.