Hüseyin YAREN


Petrol ? Oyun ? Mücadele


İngiltere´nin Uzak Doğu´daki sömürgelerine ulaşmada en kısa yol olan Orta Doğu, 1869´da Süveyş Kanalı´nın açılması ve XIX. yüzyılın sonlarında bölgede önemli petrol rezervlerinin bulunmasıyla daha da önem kazandı. Almanya´nın Osmanlı Devleti´yle yakın ilişkiler kurarak Hicaz Demiryolları projesiyle de bölgede üstünlük sağlaması İngiltere´yi tedirgin etti. II. Abdülhamit döneminde İslamcılık politikası ve tehlike olarak
görülen Şerif Hüseyin´in İstanbul´da tutulmasıyla milliyetçiliğe bağlı ayaklanmaların bu bölgede görülmesi engellenmeye çalışıldı. Ancak İttihat ve Terakki yönetimi ile bu politikanın terk edilmesi ve Şerif Hüseyin´in bölgeye gönderilmesi İngilizlere istenen fırsatı verdi. Böylece İngilizlerin kışkırtmaları sonucunda Orta Doğu´da yerel liderler devlete karşı ayaklanmaya başladılar. Özellikle I. Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin bu bölgeye gönderdiği ajanlarla bu ayaklanmalar daha da arttı ve Türklere karşı bazı bölge liderleri İngiltere´nin yanında yer aldı. I. Dünya Savaşı´ndan sonra daha da güçlenen İngiltere, Orta Doğu´dan aldığı en büyük payla bölgenin hâkim gücü oldu. II. Dünya savaşına gelinen noktada önce Almanlar, sonrasın da komünist blok İngilizlerin Romanya petrolleri üzerindeki hegemonyasına son vermiştir. Fakat Almanlar ve İngilizler boş durmayıp bu sefer Musul´u hedef almışlardır. Neyse ki Ulu Hakan dehası, Musul petrol sahasını ?Memalik-i Şahane - Padişah mülkü? ilan edip gizli eylem planlarına geçit vermeyecektir. Böylece Musul´da petrol imtiyazı elde etmek isteyen devletler hevesleri kursaklarında kalacaktır. Hatta bu arada İngilizlerin uzak-şark petrolleri hususunda tazyikleri her geçen gün artması karşısında Sultan Abdülhamit Han Almanların imtiyazını genişletip İngilizlerin direncini kırıverecektir. Tarihe Akabe meselesi olarak geçen hudut ihtilafıyla ilgili İngilizlerin sert notası, padişahın manevraları sayesinde Almanları kendi safımızda yer almasını sağlayıp umutları suya düşecektir.

           Petrol, Osmanlıya pahalıya mal olmuştur. Artık işbaşında Sultan Hamid yoktur.  İttihat ve Terakki´nin bildik o entrikalarıyla padişah hal edilip kendi iktidarlarını gerçekleştirdiklerinde tüm dengeler altüst olacaktır. Sadece iktidar değişikliği olsa iyi, İttihat ve Terakki devriyle petrol sahaları Memalik-i Şahane ´den alınıp 600 senelik Devletimizin sonu hazırlanmıştır. Petrole sahip olabilmek adına dost bildiğimiz Almanlar bile Rusya, İngiltere ve Fransa´nın safında Osmanlı´yı mahkûm etmişlerdir. Zaten petrolün kıymetini bilseydik, 1890 yılında bir İrade-i Seniyye ile Memalik-i Şahane arazisi olarak ilan edilen metne dayanarak Musul petrol arazisini, yabancı mihrakların eline vermezdik.  Pekâlâ, bizde bu kıymetli hammaddeden istifade eder ve daha çok hisseye sahip olabilirdik. Ama gel gör ki; ortada böyle bir usta akıl yoktu. Tabii diplomatik deha olmayınca maalesef Lozan´da ve sonrasında Musul meselesi bir oldubittiyle bize %10 hak tanınarak geçiştirilmiştir. Şayet buna başarı denebilirse? 

      Günümüze kadar devam eden kavgaların ardındaki asıl sihirli değnek petroldür. Petrol kavgası bitmez, bu süreç devam ettikçe bitmeyecektir de... ABD´ nin Saddam´ın Kuveyt işgalini bahane edip, güya insani yardım adı altında Irak semalarında sivil asker ayırımı gözetmeksizin bomba yağdırması bunu teyit ediyor. Meğer işin içinde Büyük Orta Doğu Projesi gereği, Amerika´nın Ortadoğu´daki petrol yatakları üzerinde çıkar ilişkilerinin sekteye uğramama hesabı varmış. Petrolün kokusunu aldığı günden buyana Ortadoğu´dan ayağını hiç kesmediği gibi oralarda menfaatlerini yürütecek işbirlikçiler bulmayı da ihmal etmedi. Zira batılı petrol şirketleri dün olduğu gibi bugün de Ortadoğu´da cirit atıyorlar.  Dünya, enerji ihtiyacını karşılamak isteyen ülkelerin çeşitli politikalarına sahne olmaktadır. Günümüzde en çok tüketilen enerji kaynaklarının başında petrol bulunmaktadır. Petrol, hayatımıza öylesine yerleşmiş durumda ki artık onsuz yaşayamayacağımız bir düzene girmiş bulunmaktayız. Dünyanın gözü Ortadoğu petrolünün üstünde diyebiliriz. Çünkü petrol fiyatları ticari dengeleri, enflasyon oranlarını ve ekonomik faaliyet seviyelerini etkilemektedir. Petrolün böyle etkileri olması dünya için çok önemli olduğundan büyük güçlerin Ortadoğu´da petrol çıkarları her zaman büyük olmuştur.

Petrolün kontrolünü sağlamak çok büyük politik güç sağladığından dolayı İngiltere,  ABD ve diğer büyük güçler için Ortadoğu petrolü ekonomik ve politik güç açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu sebeple ki Orta doğuda rant merkezli oyunlar ve tuzaklar bitmez, batı emperyalizminin kan içiciliği hunharca ve hoyratça devam eder. Ama oyunun üzerinde bir oyun olduğunu, Tuzak kurucuların en güzel ve hayırlısının Cenabı Allah olduğunu ilerleyen zamanlar gösterecektir. Batı dünyasının İngiltere ve ABD ?nin zor günler yaşayacağını önümüzdeki elli yılda tüm dünya izleyecektir. Çünkü reelde batıyı zor günler beklemektedir. Bunun için bizlerin, Ülkemizin, hatta İslam coğrafyasındaki tüm Müslümanların istikametleri sağlam olmalı Batı dünyasının oyunlarını görmeli ve bu oyunlara tuzaklara düşmemelidir. Kapitalizme ve kapitalist ruha hayır demeli İslam kardeşliğine ve idealizmine sarılmalıdır. Ecdadımıza layık bir torun olmak ve yaşayabilmek temennisiyle?