Cemil Gülseren


İşte Ecdad İşte Evlad


1980´li yıllarda çekilmiş bir fotoğraftan bahsedeceğim. Bildiğiniz gibi Somuncu Baba Hazretleri ile küçük oğlu Halil Taybi´nin kabirleri Darende´de adını taşıyan cami içerisinde bulunmaktadır. Onun sandukası başında da Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretlerinin imamlık cübbesiyle çekilmiş bir fotoğrafı var. Fotoğraf altı yazısı da şöyleydi: ?İŞTE ECDAD İŞTE EVLAD? (ecdad; -cedd- kelimesinin çoğulu olup ?atalar, dedeler´ anlamındadır.) 1945 yılına kadar Somuncu Baba Camii İmam hatipliği görevini sürdüren Es-Seyyid Hatip Hasan Feyzi Efendi´nin âlem-i cemale intikalinin ardından bu görevi evladı Osman Hulûsi Efendi 1987 yılına kadar devam ettirmiştir. Bu tarihte emekli olmuştur.

Osman Hulusi Efendi, babası Şeyhzâdeoğlu sülalesinden Hasan Feyzi Efendi vasıtasıyla Hz. Hüseyin (r.a.)´e ve yine annesi Fatıma Hanım kanalıyla da meşâyihden Tâceddin?i Veli (k.s.) vasıtasıyla Hz. Peygamber (s.a.v.)´e ulaşan 36. kuşaktan asil bir ?Seyyid?dir. 12. kuşaktan da Somuncu Baba´nın torunudur. Hizmetleriyle, eserleriyle herkesin gönlünde taht kurmuş olarak ceddinin sandukasına elini koymuş olan Hulusi Efendi, elini koymakla kalmamış o tüm ecdadın hatırasını, yolunu, sevgisini, değerlerini yaşatmak adına önce Şeyh Hamid-i Veli Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneğini kurmuş; bu sayede birçok eğitim ve bayındırlık alanında hizmetleri başlatmış, 1986 yılında da Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfını kurarak bu hizmetlerin hem devamlılığını hem de yaşatılmasını sağlamıştır. Sandukaya elini koyarak çektirilen fotoğrafı ben böyle gördüm.

Evladın ecdada layık olması bir kuru övünme değildir. Sözde değil gerçek liyâkat budur işte. Ziya Paşa´nın o çok bilinen beyti de yeter laf üretenlere aslında:

?Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.?

Hulûsi Efendi Hazretleri´nin bu âlemden dâr-ı bekâya göçüşünün üstünden 26 yıl geçti. Hizmet emin ellerde ve daha yukarılarda, hedef daha büyük. 30. yılını dolduran Vakıf hizmetlerinin kurumsallaşmasının önü açılmıştır. Hizmetler Darende´yi çoktan aşmıştır. Tüm yurda yayılan insanlığa hizmet çalışmaları yurtdışına taşmış vaziyettedir. Merhum Hulûsi Efendi Hazretleri oğlu Hamid Hamideddin Efendi Hazretleri´ni her yönden yetiştirmiş, bugünlere hazırlamıştır. Hamideddin Efendi de etkili, kararlı ve vakur duruşuyla o dahi hem büyük ceddi, adını aldığı Şeyh Hamid-i Veli´ye hem de muhterem pederleri gönüller sultanı, büyük âlim Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi´ye layık olmuşlardır. Bu gerçeği kör olan bile duymuş, sağır olan bile görmüştür. Gören gözlere, akıl sahiplerine ise hiçbir şey diyemem ama Hulûsi Efendi demiş:

?N´idersin şol gözü dostun yüzün görmüş göz olmazsa

N´idersin şol sözü Hakk´a yarar olmuş söz olmasa?

?Aklı olaydı anın gelirdi yüzün yüzün  /  Görürdü gecesinde arzusunun gündüzün.?

?On sekiz bin âlemin âyînesi veçhin senin  /  Kendi mir´âtında seyr eyle cüdâlık eyleme.?

( ayine: ayna / mir´ât: ayna  /  cüdâlık: ayrılık.  /  vech: yüz, surat. )

 

Kristal prizmada senin köşen neresi?

Hulûsi Efendi´nin vefatının 1. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen 1. Somuncu Baba ve Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Sempozyumu (26 Mayıs 1991 Pazar günü Darende Endüstri Meslek Lisesi salonunda gerçekleşmişti.) açılış konuşmasında Merhum Sayın Sami ERDEM şöyle söylüyordu: ?Tüm hayatında çok mütevazı, aşırı derecede hoşgörülü, ulaşılamayacak kadar öğretici ve tatbikatçı, düşündüğü her şeyi işareti veya bakışı ile anlatan Hacı Hulusi Efendi Hazretleri çok köşeli kristal bir prizmaya benzemektedir. Kristalin cevheri iman, hücresi sünnet, molekülü farz, ışığı tarikat, bütünü insanlıktır. Muhtaç olan insan, ihtiyacına göre kristal prizmanın hangi köşesine bakar, hangi köşesinin ışığına sığınırsa orada cevap bulur, orada ihtiyacı giderilir. Akıl almak isteyen us köşesine, servet sahibi olmak isteyen dünya köşesine, derviş olmak isteyen tarikat köşesine, derman bulmak isteyen tıp köşesine, zirve isteyen ilim köşesine, âşık olmak isteyen çile köşesine sığınan herkes muradına ermiştir.? Sahi şimdi biz ne yapıyoruz? Köşe bucak kaçıyor muyuz yoksa köşeden köşeye koşuyor muyuz? Kim bilir belki de köşe kapmaca oynuyoruz. Kim bilir? Tabii ki Allah her şeyi gören ve bilendir.