Cemil Gülseren


İKİ SU BİR SÖZ


Ümmi Kemal Hazretleri der ki; ?Bügenme denize varmak için ırmağa karış.? (Bügenmek: akarken yoldan çıkmak.) Bu fiil sonradan insanlar için de kullanılır olmuş. ?Sonradan görme´, şımarık, çiğ, görgüsüz, geldiği yeri hak etmeyen işte bir şekilde bir yerlere tepeden indirilenler için desek de olur. Irmak yoldur, deniz vahdettir. Sözün anlamı ise; Irmağa karışmadan denize ulaşılmaz.

Su, hava, toprak, ateş vazgeçilmezlerimiz. İster derin düşünün ister yuha; ister soyut algılayın ister somut. Fark etmez. Ateşe hava gerek, toprağa su. Su ateşi söndürür; ateş suyu kaynatır. Hava adı üstünde en havalısıdır. Toprak ise en mütevazı olanı. Her şeyi alır, herkesi kucaklar. Ebedi evimiz.

Dilimizde, duamızda, deyimlerimizde, deyişlerimizde geçen ?sulu´ sözlerimizi su gibi akıtayım istedim: ağzı sulanmak; iştah için, heves için, niyet için kullanırız. Suyu geçmek; başarmak anlamında da kullanılır. Bir yandan hem ?Damlaya damlaya göl olur.? deriz öte yandan da ?Kuyma (taşıma)suyla değirmen dönmez.? Atasözlerimizde böylesi kendi içinde çelişkiler / terslikler yok değil. Olsun gün olmuş onu demişler gün olmuş bunu? Duruma göre söylenmiş. Tam yeri gelmişken bu çelişkilerden pek yaman olanını hemen aktarayım: ?İti an, çomağı hazırla.? Yahut ?İyi insan lafının üzerine gelir(miş.)? Dilin kemiği yok. Dönder, kıvır, söyle. Aslında dünyada şu ana kadar söylenmemiş söz kalmamış. Ne yazık ki unuttuk, okumadık, bilmedik, görmedik. Söz kaldıysa yazıda kaldı. Hafızalar giderek boşalıyor. Boş işlerle uğraşmakta olanlara şöyle de beddua edilse yeridir: ?Karınca boyu kuyudan düşesin.´ Bu duanız tutmazsa şunu öneririz: ?Susuz derelerde boğulasın.´

Kimi de şu söze sığınıp sessiz kalmayı yeğler; ?Söz gümüşse, sükût altındır.? Sessizliğe gerekçe bulunmuştur. Altın mı gümüş mü?...Ama susana sorumluluk ve dahi yükümlülük getiren şu sözden nasıl sıyrılacağız; ?Sükut ikrardan gelir.? Bu arada derin bir sessizlik hâkim olur. Sükûttan da bir şeyler anlamak lâzım değil mi?

Biz çocukken su isteyen büyüklerimize suyu verdiğimizde;-Suyu getiren az biraz büyükse- ?Su gibi aziz olun.´ Derlerdi. ?Aziz olmak´ la ne umulur? Kuvvet, kudret ve ululuk sahibi olmak. Dahası Allah katında değerli olmak. Kim istemez? Bir su, bir dua. Gel de su ikram etmeyin. Su verdiğiniz de candır can. ?Su getireniniz çok olsun.´ Duası tıpkı ?El öpeniniz çok olsun´ gibi hizmet edeniniz, evladınız çok ola temennisi taşır. Bu hizmetin hezimete dönüştüğü, terbiyesizliğin zirve pardon zırva yaptığı bugünkü duruş şudur: Kalk suyunu kendin al. Bu devirde babanın hizmetçisi mi var? Elin kırık mı? Eli bilmem ama gönül kırıktır. Böyleleri ?Ömrün su gibi uzun olsun.? Duasını duymaz olurlar. Oysa atalarımız sevdiklerinin gelip geçmesi için köprüler yaptırmış, suyunu içmesi için çeşmeler? 

Su deyip geçmeyin ama işin de suyunu çıkarmamak gerekir. Bir işin suyu çıktı denilince olumsuz, istenmeyen sonuçlara ulaşmış oluruz. İtibarsızlaşmak, değersizleşmek gibi bir şey. Toprak suya hasret evet. Haddinden fazla sulanınca toprak da çamur olur. ?Cıvık´ sıfatı birine yapıştı mı bilin ki o yaramazdır, pistir. Kaçılır ondan.

 Su içmenin vakti olduğu gibi bir adabı dahi vardır. Sabahları ılık için, yemekten önce için, yemek esnasında değil daha sonra için gibi. Hadis ve sünnetlerde net bir uyarıdır: ?Ayakta değil oturarak için.´ Doktorlar da meyvenin hemen üzerine içilmesin derler. Özellikle de kiraz, elma, üzümün üzerine. Tekerlemesi bile var: Dayanabilirseniz tabii.

 Ye yağlıyı iç suyu dondurursa dondursun; Ye tatlıyı içme suyu yandırırsa yandırsın.

            Çocukluğumda duymuştum. Hâlâ söylenir mi, dahası geçerli mi pek emin değilim?:

TOHMA AKAR DARENDELİ BAKAR. Atalar sözlerinde ise bu deyiş şöyledir: Su akar deli bakar. Tohma´nın suyunu ne kadar verimli kullanabiliyoruz? Ne kadar? Artık akıllandık mı dersiniz?

            SIRA ŞEYH ABDURRAHMAN ERZİNCANİ HAZRETLERİNİ ANMA VE ANLATMADA

            8-9 Aralık 2017 tarihinde Malatya Büyükşehir Belediyesinin organize ettiği Seyyid Battalgazi Sempozyumunda bir bildiri sunmuştum. Bildiri konum Darendeli Bakai´nin Manzum Battalnamesinde Türkçe Söz Varlığı idi. Güzel bir organizasyondu. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ahmet Çakır olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu vesileyle artık sıranın Balaban´da medfun Şeyh Abdurrahman Erzincani hazretleri için bir kültür etkinliğinin düzenlenmesinde. 2018 yılı içinde umarız tüm yetkililer tabii ki Darende Kaymakamlığının ve Darende Belediye Başkanlığının başta olmak üzere bu konu üzerinde çalışma yapmalarını umuyor ve bekliyoruz. El birliği ile, gönül birliği ile, söz birliği gerçekleştirelim İnşaallah.

nami değirmenci
5.01.2018 00:54:50
abi eline kalemine sağlık yeni okudum bu yaz işallah allah nasip ederse abdurrahman erzincani haz anma ğünü birincisini balaban kültür derneyi olarak ğercekleştireceyiz bu konuda yardımlarını beklıyoruz saygılarımla