Hüseyin YAREN


Halep´in önemi


Dört yüz binden fazla kişinin hayatını kaybettiği tahmin edilen ve Yüzbinlerce kişinin kaçmak zorunda kaldığı Suriye iç savaşında Halep, zulümlerin yaşandığı, bombaların insafsızca patlatıldığı , çocukların öldürüldüğü kent konumunda. Beş yılı aşkındır süren iç savaşta Şam ve Humus kentlerinde çok kan döküldü çok masum insana insanlık dışı davranışlarda bulunuldu ve zulüm yapıldı. Suriye´nin kuzeyinde, Türkiye sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafedeki Halep ülkenin en önemli ticaret kenti en önemli jeopolitik noktası, Halep; büyük bir stratejik öneme sahip. Anadolu´dan Suriye´ye, Suriye´den Anadolu ve Akdeniz´e geçişte önemli bir rota üzerinde yer alıyor. Türkiye ise Suriye iç savaşında devamlı mazlum halkın yanında yer almış ve ecdadımıza layık olarak binlerce masumu korumuş, kendi topraklarımıza kabul etmiştir. Batı ise yalnızca seyirci kalmış bu mazlumların durumuna içten içe gülmüş ülkesinden uzaklaştırmak adına tel örgüler çekmiş hatta bu coğrafyadaki olayları körüklemiş kışkırtıcılık yapmaya devam etmiştir. Halep´in Şam rejiminin kontrolüne geçmesi durumunda, Halep´ten Türkiye´ye göçün artabileceği bir gerçek, Öte yandan Türkiye, sınır güvenliğini sağlamak üzere Cerablus´ta Fırat Kalkanı adını verdiği operasyonu başlattı. El Bab´ı ele geçirene kadar süreceğini açıkladı, maksadın mazlum halkı korumak olduğu ve Suriye nin gerçek sahiplerine vererek bu coğrafyayı hayata açmak olduğu aşikardır. Sivillerin müdafisi noktasında tüm dünyaya örnek olacak bir tutum sergilenmiştir. Halep´in mutlaka korunması ve koruma altında tutulması zaruridir. Halep, Suriye´nin ikinci büyük kenti, Ülkenin sanayi ve ticaret başkenti? Bölgesel ilişkilerin geçiş noktası? Halep´i kim elinde tutarsa psikolojik üstünlüğün yanı sıra askeri ve siyasal üstünlüğü de ele geçirmiş olacak. Bu üstünlük imza altına alınacak antlaşma ile çok bağlantılı. İmzalanacak antlaşma ile garantör devlet konumunda olacak devletler, Rusya ve Türkiye olacak ki bu doğrultuda dökülen kanın ve yapılan zulmün dineceği ümidindeyiz. Halep, Suriye´nin ikinci büyük kenti... Türkiye´ye yakın olması nedeniyle son derece stratejik önemde. Bununla birlikte rejim karşıtı yapılan mücadelenin merkezi konumunda. 2011 Mart´ta başlayan şiddet sürecinde muhalifler Dera´dan sonra Halep´te etkin oldular ve ülke genelindeki mücadeleyi Halep´ten yönettiler. Suriye rejimi iç savaşın neredeyse başından itibaren Halep´te muhaliflerle çatışma halinde. Halep hiçbir zaman bırakılmamalı, unutulmamalı ve sahip çıkılmalıdır. Sahip olmamız doğrultusunda şu anekdotu paylaşalım : Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Çekya Dışişleri Bakanı Lubomir Zaoralek ile yaptığı basın toplantısında bu konuya değinerek; ?Vahşetin, zulmün en acımasız boyutunu belki de insanlık tarihinin en acımasız boyutunu görüyoruz Halep´te. Rejim ve destekçileri bunun sorumlusudur. İnsanlık dışı ne varsa bugün Halep´te görüyoruz. Biz gayretlerimize devam edeceğiz. Herkes sussa Türkiye olarak susmayacağız. Bir taraftan açıklamalarımız diğer taraftan da çözüm için tüm taraflarla gayretlerimizi devam ettireceğiz. Biz inanıyoruz ki Halep´te zulmeden de zulme sessiz kalan da sorumludur? . demek suretiyle Türkiye´nin mazlum halkın yanında olduğunu bir kez daha Dünyaya haykırmıştır. Yüz binlerce masumun , sığınmacının sahibi olduğumuzu göstermiş olduk. Şu unutulmamalı ki Mazlumun ah´ı yerde kalmaz. Zalimler er geç mutlaka cezasını göreceklerdir. Mazlumun inlemesi ve çektiği çilesi Cenabı Allaha erişecek ve dualar geri çevrilmeyecektir. Ama bu mücadele tarih içerisinde olduğu gibi şimdi de sonrada devam edecektir asıl olan istikametin düzgün olarak mücadeleden vaz geçmeden dimdik ayakta olunabilmesidir. Günümüzde ise bunun en güzel örneği sergilenmektedir. Gelecek zamanda ise tarih kitapları tüm bunları minnet ve şükranla yad edecektir. Tarih de ki Önemi Tarih de büyük önemi olan bölgede bu coğrafya da birçok devletin Osmanlı, Memlüklü, Eyyubi, Emevi eseri bulunmakta pek çok tarihi şahsiyetin, alim ve evliyanın türbeleri yer almaktadır İç savaşta bugüne kadar Emevi, Eyyubi, Memlük ve Osmanlı dönemlerine ait UNESCO Dünya Mirası Listesi´nde bulunan yüzlerce tarihi cami, kale, medrese, türbe, külliye, hamam hastane, köprü, kütüphane çeşme, bedesten, kapalı çarşı ve binalar tahrip edildi. Özellikle koruma altında tutulan tarihi kale içi, Emevi Cami, türbe ve külliyeler bir çok kez rejimin ağır bombardımanı ve çatışmalarına hedef olmuş insafsızca ve acımasızca tahrip edilmiştir. Yani bu vahşilerin; İnsana, medeniyete ve tarihe saygıları yoktur. Hunharca ve canice her şeyi yok etmişler, zulüm yapmışlar, yakıp yıkmışlardır. Tarih içerisindeki Haçlıları aratmayacak fiil ve davranış sergilemişlerdir. Bunun içindirki sahip çıkmak zarureti doğmuş bu ise bu necip millete nasip olmuştur. Cenab-ı Allah´ın mazlum milletlere rahmet ve yardım temennisiyle?