Musa Tektaş


Doğal Güzellikleriyle ve Tarihi Özellikleriyle Günpınar


Darende´de mahallelerindeki kültürel değerlerimizi tanıtma adına, 31 Temmuz 2019 tarihinde; eski adıyla Aşudı şimdiki adıyla Günpınar Mahallesini ziyaret ettik. İlk önce şelaleyi gördük?

Günpınar (Aşudı) köyünün batı tarafından akan, önceleri ?Atılan? diye adlandırılan şelale ve Aşudı deresi vasıtasıyla batıdan doğuya doğru şehrin güney batısında kalan mahallelerini geçerek 10 km.lik bir vadi sonunda ve Nadir mahallesinde Tohma suyuna karışır. Suyun geçtiği vadi, ilkbahar ve yaz aylarında serin havası ve yeşilliği ile ikamet için çekici bir özellik kazanır. Bu nedenle halen kasabada ve başka yerlerde yaşayan Darendeliler için bir dinlenme ve yazlık bölgesi özelliğindedir. Özellikle yaz aylarında Günpınar´ın nüfusu belki üç katına çıkmaktadır. Yazlık olarak kullanılan evlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.  Darende´nin eski yerleşim birimi ile Aşudı(Günpınar) arasında ve diğer kısımlarda bulunan eski mahalleler ile bahçe evlerinin bulunduğu yazlıkların karışık ve dağınık bir halde bulundukları, yani yazlık da olsalar bu mahallelerin eskiden beri Darende´nin bir parçası olduğu ve sayfiye alanı olarak değerlendirildiği tarihi kayıtlarda dikkat çekmektedir.

/resimler/2019-10/25/1542031873571.jpg

Bekir Sözen şelale hakkında şu bilgileri vermektedir:

?Güzelliklerle dolu şelale, şifa dağıtan özellikleri ile daha cazip hale gelmektedir. Kapalı ve klimalı ortamlar, uzun süre araç kullanmak, elektromanyetik aletler, sentetik koltuklar, aşırı toz gibi hayatımızın vazgeçilmezleri havadaki pozitif iyonlarla birleşince, nefes darlığı, alerji, uykusuzluk, zihinsel yorgunluk, stres, depresyon, kas yorgunluğu, bazı dermatolojik hastalıklar ve mikrobik infeksiyonlar gibi çeşitli rahtsızlıklara yol açmaktadır. Bunu engellemenin tek yolu ise havadaki pozitif iyonları kıracak negatif iyonlar üretmektir. Araştırmalar negatif iyonların sadece çok derin denizlerde ve şelalelerin etrafında ortaya çıktığını göstermektedir.?

Aşudı (Günpınar) Köyü Camii

Günpınar´da şelaleden sonra ikinci ziyaret yerimiz Aşudı (Günpınar) Köyü Camii olmuştur.

Cami´in giriş kapısı dışında ve taç kapı girişinin üstünde sonradan kaydedilmiş olan ?Ekiz Hacı Mustafa ve Hasan. Hicri 1120 (1708).? ibaresi ile bu eserin ilk yapılış tarihi ve banisi kaydedilmiştir. Camiin yeni kitabeside, ?Sadrazam Mehmed Paşa ve Müftü Ömer Şem´i Efendi tarafından tamir ettirildi. 1951 yılında Ali Emeksiz tarafından bu günkü şekli ile yeniden inşa ettirildi? kaydı bulunmaktadırBu kayıtlar, camiin ilk yapılış tarihini, banisini, Cebecizâde Mehmet Paşa ve Ömer Şem´i Efendi tarafından tamir ettirildiğini ve son olarak camiin 1951´de yeniden inşa ettirildiğini açıkça ispat etmektedir ve camiyi Cebecizâde Mehmet Paşa´nın ya da Ömer Şem´i Efendi´nin inşa ettirdiğine dair bazı yanlış görüşleri de iptal eder niteliktedir.  Burada bulunan tarihsiz Arapça kayıtta ise Hicr Suresinden 46. ayeti: ?Bismillahirrahmanirrahim, Udhulâhâ bi-selâmin âminîn Sadakallahu´l-azîm? ibaresi yazılıdır. Meali: ?Emin olarak, selâm ile oraya (cennete) girin!? anlamındadır.  Cami´in iç mekana girişi sağlayan kapının dış alınlığında bulunan 1371/1951 tarihli onarım kitabesi ise yukarıdaki bilgileri doğrular niteliktedir. Merhum Esat Işık Efendi´nin yazdığı kitabede şu ibareler kayıtlıdır:

 

 ?Sadr-ı esbak Mehmed Paşa

Bu ma´bedi itmişdi inşâ

Harâb olmuş iken yeniden

Ali Emeksiz itdi ihya

Sene 1371(1951)?

(Esat Işık Efendi 4 Eylül 1919 Sivas Kongresinde dua yapan Darendeli âlimdir. Onu da rahmet ve minnetle anıyoruz.)

Minarenin kitabesinde ise Fussilet Suresinin 33. Ayeti yazılıdır. Meali şöyledir:  ?Allah´a çağıran, salih amel işleyen ve ?Kuşkusuz ben Müslümanlardanım? diyenden daha güzel sözlü kimdir?? Ezanla, namazla, iyi amellerle insanları hakka çağıran din gönüllüleri için bir müjdedir. Bu vesileye bu camide görev yapan herkesi duayla anıyoruz.

Hayırla Anılanlar

Caminin son dönemdeki tefrişat ve bakımını yine Günpınarlı hayır sahipleri yapmış. Ahşap kapı, minber, mihrap ve kürsüyü Kazım Yıldırım, halıları Durmuş Şigan, tavan kaplamasını da Mustafa Mergen yaptırmış, Kemal Atilla da yine belli hayır sahiplerindendir. Bütün hayır sahiplerinden Allah razı olsun.

Camiinin duvarında asılı bir levha dikkatimizi çekiyor. Esat Efendi´nin teberrükatından çıkan, Hulûsi Efendi (k.s.) arşivinde yar alan bu belgeyi H. Hamideddin Ateş Efendi özellikle buraya asılmak üzere göndermiş. Çünkü belge,  Sultan Abdülmecid döneminde Ömer Şem´i Efendinin Günpınar camiindeki imamet göreviyle ilgili bir belge? Bu arada camii şerifte iken, Şem´i Efendi´nin meşhur yağmur duasından iki dörtlüğünü de okuyoruz?

Ya İlahe´l-alemin Ey Vahidü Ferdü Ehad

Cümle halkın Razıkı Sensin ezelden ta ebed

Oldu mezru?âtımız yağmura muhtâc el meded

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

 

Ni?metin erzân ederken bende-i güm-râhınla

Sümme hâşâ aç kalır mı ? baş koyanlar râhınla

Şem´î ihlâsıyla geldi yüz sürüp dergâhına

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

Caminin eski şamdan ve mumlukları dikkatimizi çekiyor.  Ömer Şem?i Efendi´nin Hanımı Hatice Hanım da Aşudı (Günpınar) köyü camiine bir şamdan vakfetmiştir. Bu şamdan halen kullanılır durumdadır. Şamdanın alt tablasına kazınmış olan eski harfli kitabesi üzerinde 1305 (1888) tarihi bulunmaktadır.

Şem´iyye Medresesi

Camiden sonra Şem´iyye medresenin bulunduğu yeri görüyoruz?

Medrese; Hacı Esat Efendi´nin babası Darende Müftüsü Ömer Şem?i Efendi (D. 1815-Ö.1893) tarafından yaptırılmıştır. Ömer Şem?i Efendi, Tokat´tan mezun olduktan sonra on beş sene Sivas ve Darende´ de müftülük yapmış, ayrıca otuz sene de talebe okutmuştur. Ulema silsilesinden ve Hatipli sülalesine mensup olan Ömer Şem?i Efendi, Medresesi daha sonra okul olarak kullanılmaya başlamıştır. Bu medreseden mezun olan Ömer Şem?i Efendi´nin oğlu Hacı Esad Işık´ın 17 yaşında iken çevrede kendisini ispat etmesi üzerine, son zamanlarda Sivas Müftülüğü yapan Saçaklızâde Hacı Rauf Efendi bu medreseden mezun olmuştur.

Kendisinden sonra oğlu Abdulkadir Efendi, ondan sonra da onun oğlu Mehmet Tahir Baykal (D. 1895 - Ö. 1983) Efendi, Ömer Şem´i Efendi´nin medresesinde ders vermişlerdir. Medresenin yanındaki evinde ise kendisinden sonra yine oğlu Abdulkadir Efendi kalmış, ondan sonra Mehmet Tahir Efendi, onun oğlu Sıdkı Efendi, ondan sonra da onun çocuklarına kalmıştır. Halen bu ev, onun evlâdından Yurdakul Baykal ve kardeşlerine aittir.

Köy mezarlığında önce Hatip Mehmet Said Efendi´nin kabrini ziyaret ediyoruz. Hatipli şeceresini o hazırlamış. Yüzyıllardır Hatipli ailesinin evlatları bu şecereye eklenerek günümüze kadar sülaleden olanların kayıtları tutulmuş. En son kayıtları Yurdakul Kadir Baykal güncellemiş?

 /resimler/2019-10/25/1541386560110.jpg

Yurdakul Kadir Baykal (1942 doğumlu, emekli eğitimci bürokrat)´dan Hatipli Sülalesi hakkında bilgiler aldıktan sonra,    Ömer Şem´i Efendi ve Tahir Baykal´ın kabirlerini ziyaret ediyoruz?

Hatipli Sülalesi

Yurdakul Baykal´ın verdiği bilgilere göre, Ömer Şem´i Efendi´nin soyu, 1024/1615´de Hindistan´dan gelen Hacı Mehmet Hindi Efendi´ye ulaşmaktadır. Ancak bu konuda kesin bir kayıt yoktur. Emekli Öğretmen Muhittin Yıldız´ın hatıralarına göre, Ömer Şem?i Efendi´nin mensup olduğu Hatipli ailesinden Şemi Sözen´in isteği üzerine Ömer Şem?i Efendi´nin 70-80 sene önce bir berat arkasına yazdığı şecereden de istifade ederek 1941´de Hatipli aile şeceresi hazırlamışlardır. Bu iki kişinin hazırladığı ve Bekir Sözen´in 1975 yılında aslından kopyaladığı aile şeceresi halen elimizdedir. Kısmen eksik olduğu görülen bu şecerede aynı aileden Hatip Mehmet Said Efendi ve diğer bazı şahsiyetlerin adları bulunmakla beraber, bizzat kendisinin hazırlamış olduğu şecerede Ömer Şem?i Efendi ve ailesine ait kayıtlar mevcut değildir. Ancak Hatipli sülalesine mensub Hanımı Hatice Hanım´ın ismi şecerede kayıtlıdır. Şecereye göre Hatice Hanım´ın babası Hatipli sülalesinden Mehmet Said (1812-1866) Efendidir.

/resimler/2019-10/26/0936267508777.jpg

Ömer Şem´i Efendi

Ömer Şem?i Efendi, on beş sene kadar Sivas ve Darende´ de müftülük yapmıştır. 1870-1881 yıllarına ait Sivas vilayeti salnamelerine göre, Ömer Şem´i Efendi bu tarihlerde Darende müftülüğü yapmakta imiş. Darende´de  on beş yıla yakın müftülük yaptığı, daha sonra da eğitim müesseselerinde ders vererek ilmi faaliyetlerine devam ettiği bilinmektedir. İyi bir hattattır. Kendinin yazdığı Kur´an-ı Kerimlerden birisi evlatlarının elindedir?

Ömer Şem?i Efendi´nin mezar taşı kitabesinde latince olarak? Müftü Ömer Şem´i Efendi Fâtiha D. 1815 - Ö. 1893? kayıtları bulunmaktadır. Ömer Şem´i Efendi´nin oğlu ve Aşudı Büyük Camii İmamı Abdulkadir (1872-194-) Efendi ile Abdulkadir Efendi´nin oğulları İmam Sıdkı Işık (1890-1956) ve Mehmet Tahir Baykal (D. 1895 ? Ö. 1983)´ın kabirleri de Ömer Şem´i Efendi´nin kabrinin yanındadır.

Mehmet Tahir Baykal

Birinci Dünya savaşı ve İstiklal Savaşı gazilerinden ve kırmızı şeritli İstiklal Madalya sahibi olan Mehmet Tahir Baykal 1895 yılında Darende´nin Günpınar (Aşudı) köyünde dünyaya geldi. Günpınar Büyük Camii´nde bir süre imamlık yapmış olan Hacı Hatipzâde Abdulkadir Efendi´nin oğlu, Müftü Ömer Şem´i Efendi´nin torunu, Hacı Esad Işık´ın yeğenidir. Darende Dutluk (Mehmet Paşa) Medresesi´ni ve Rüşdiye´yi bitirdi. Daha sonra Sivas Muallim mektebinden mezun oldu. Birinci Dünya Savaşı´na ve İstiklal Savaşı´na katıldı. Henüz 19 yaşında genç bir öğretmen iken, kendisini savaşın içinde buldu. 1915 yılında Doğu Cephesi´nde Erzurum´un düşmesi ile Ruslar´a esir düştü. 7 yıl Rusya´da esir kaldı. Baykal soyadını bu dönemin hatırası olarak Baykal Gölü´ne nispetle aldı. 1922 yılında esaretten kurtularak anavatana döndü ve tekrar Kurtuluş Savaşı´na katıldı. Kurtuluş Savaşı´nda yara aldı.

Yaklaşık 40 yıl Türk maarifinde çalıştı. Cumhuriyet döneminin ilk öğretmenlerindendir. Millet mekteplerinde görev yaptı. Darende Merkez Cumhuriyet, Sayfiye, Hacılar mahalleleri ile Aşudı köyü ilkokullarında uzun süre öğretmenlik yaptı. Es-Seyyid Hacı Hulûsi Efendi´nin hocasıdır. 1951 yılında Besni Dumlupınar İlkokulu´ndan emekli oldu. Emekli günlerini Günpınar´da geçirdi. İçinde bulunduğu topluma ve insanlığa karşı sorumluluğunu bilen, alçak gönüllü ve yardımsever bir kişiliğe sahip olan Mehmet Tahir Baykal 1983 yılı sonbaharında vefat etti.

Şem´iyye medresesi yanındaki İstiklal Çeşmesi dikkatimiz çekiyor. Kemer taşı haricindeki diğer taşları Yurdakul Baykal´ın katkılarıyla 2014 yılında yenilenen bu çeşmenin suyu hâlâ akmaktadır. 1926 yılında yani Cumhuriyetin ilanından 3 yıl sonra yapılan bu çeşmenin kitabesinin üzerinde hayır sahipleri ve yapımına katkısı olanların isimleri geçmektedir:

?Nami Ocakçıoğlu, Nuri Ocakçıoğlu,  Muallim Tahir Efendi, Hafız Mehmet Efendi, Hafız İbrahim,  Ebubekir Sıdkı Efendi.?