Cemil Gülseren


BULUT ALTINDA


Yazın güneş altında uzun süre kalmayın derler. Gölge aranır. Bulut aranır. Kışın da hep bulut dağılsa,  güneş çıksa, hava açsa denir. Dört mevsimi yaşamak, dört tarafını görmek gibi bir şey işte. En geçici, aldatıcı olanı da bulut altında yaşamak. Gelir ve geçer. Yağar ya da yağmaz. Beyazdır, gridir. Türkülere, deyimlere, deyişlere konu olanı ise karadır. Buluttur işte. Bulut efkâr olur, ağıt olur, yanık türkü olur. Dağlara eş olur. ?Deli bulut´ dedikleri bu olsa gerek.

En az yetmiş senesi var. Aşağıulupınar Köyünden -Ben mahalle demeye bir türlü alışamadım.- bir gözü pek ?hazeyn´ Halep´ten mal getirmiş. (Kaçak-maçak, gümrük mümrük hak getire) Köye geldiğinde; ?Malları nere sakladın?? dediklerinde ne dese beğenirsiniz?: ?Bulut altında sakladım.? Kim gidecek, kim bulacak? Hangi bulut? Bir var, bir yok. Ne zekâ ama? Bayıldım. İçimden ?Bulutlarda yaşayan da malını bulutların altında saklar.? Diyebildim. (Kaynak: Kasım Yaman, Şükrü Bak)

VER YAŞIMI AL KARTI!

Bu adam sekseninin üstünde. Bulutlarda değil bulutların altında yaşıyor. Gizlenmiyor da. İncirli durağında otobüse bindi. Yanıma oturdu. Elinde adres yazılı bir kâğıt. Nerede ineceğine dair o adres üzerinden konuştuk. Söz onun: ?Yaş doksan, elimde adres.? - STK gibi etkinlikler peşinde. Diğer elinde meyve dolu poşet. Bir hastayı yoklamaya gittiğini söyledi. Ekledi; Gezmesem yatalak olurum. Ha diyorlar ki  (akbil) kart bedava, gezip duruyorsun. Böyle söylenenlere yine net bir cevap veriyor: Ver yaşımı ,al kartı. Söz hakikaten biter. Gençler ah gençler;  Siz o yaşa gelince neylersiniz acaba?

KARMAKARIŞIK

Tam da bu zamana uygun beyan; İlişki durumu, ? Karışık´.  Gençler, bir dargın bir barışık olunca ortam zaten karışık. Yüzler de haliyle buruşuk mu desem, asık mı desem? Ne söylersen söyle. Herkes bildiği yolda, bindiği dalı kesmede. Hoca Nasreddin´in adı çıkmış. Sonuç mu? Evlenmesi bir alaca kuş, geçinmesi bora ile kış. Hasılı erkek vefakâr, kadın cefakâr olursa olur bu iş. Şansınız neyden yana? Eri er eden de karısıdır; eriten de?Ve nihayet düğün geldi çattı. Düğün törenleri ise hepten karışık. Kimi kadın-erkek diye salonu ayırıyor, kimi karışık oturuyor. Gelenler zaten KIZ TARAFI-OĞLAN TARAFI DİYE ayrılıyor. Herkes yine bilişi, tanışı ile oturuyor. Yeni hısımlarla kaynaşıverme diye bir düşüngü yok. Düğünün gidişatı ise iyice karmakarışık. Kimi çalgılı, orkestralı kimi de ilahi formatlı. Kuran okunur, Mevlid´den bir parça hatta vaaz falan derken birkaç ilahi. Derken yemek faslı başlar. O arada sahnede bir semazen (bazen iki kişi), davetliler yer içerken o dönüyor da dönüyor. Para kazanma uğruna neler neler İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR? Mevleviliğin bir ritüeli düğün salonlarında. Ben eşleştiremedim. Mevlana´yı anmak başka, Mesnevi okumak başka, sema başka şeymiş demek ki!...Biraz sonra da kasap havası, gelsin Ankara´nın bağları?Horon tepmekle, halay çekmek, zeybek oynamak tamam da düğünde sema gösterisine ben alışamadım. Bu nasıl bir sektördür anlaşılmaz. Neylersin zevkler de tercihler de karmakarışık.  ? Akarsu neredeyse orası yeşerir   /   Gözyaşı varsa rahmet gelecektir.? Diyor Mevlana. Konu mankeni gibi dönen semazenin, fon müziği gibi çalan ?ayin´in gözlerinizi yaşarttığını hissettiniz mi hiç?...Mesnevi´nin bir sayfasını okumadan ?Mevlana Uzmanı´ olanların olduğu ülkede ölçüler de, değerler de haliyle karışıyor vesselam.

 Yeri geldi yinelemek isterim bir önerimi; Somuncu Baba ismini yıkama yağlama, oto tamiri gibi yerlerde kullanmak ne derece yakışık alır bilmem ki? Her şeyde bir güzellik, bir uygunluk olmalı canım. Somuncu Baba´nın soyundan Osman Hulûsi ATEŞ´in  Dîvân-ı Hulûsî-i Darendevi  (İst., 2006., s.89.)adlı eserinde geçen şu beyitleri bu çerçevede okumak çok yerinde olacaktır:

?Eskiler yenilenir hep yeni âdetler gelir   /   Şer´-i pâke uymayan bin türlü bid´âtlar gelir

Sanma bu devr-i zamanın hâlinin îcâbıdır   /   Var olaldan kâinat bin türlü san´atlar gelir

Hükm-i Kur´an´a uyup sünnete kılmaz ittiba   /   Kendi butlanından uydurma dalâletler gelir

Biz yakın olduğumuz müddetçe diyâr-ı küfre   /   Türlü zahmetler doğar türlü nedâmetler gelir.

Adem AYDINER
6.10.2019 00:47:41
Sa yaşamak için anlayan ...anlamak için dinleyen yüzde //6...geçmez....gibi düşünüyorum.... sonunda ekonomik çıkar yoksa....