M. Nazmi Değirmenci


Bu sevgi nerde? Onu istiyorum


Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen ?Ah Kudüs´ temalı Malatya Anadolu Kitap Fuarındayım, artık Malatya kitap fuarı geleneksel hale geldi,  fuara 375 yayınevi ve 220 yazar katılacak. Eğitime odaklı bütün sivil toplum örgütleri bu sürece destek vermekteler. Darende Osman Hulusi Efendi Vakfı Nasihat yayınlarını burada görmek farklı bir mutluluk Türkiye geneli faaliyet gösteren bu fuarlara davet edilmek, katılmak bir başka güzellik. Kitap fuarları bütün katılımcılar için bir buluşma kaynaşma ortamı tabi ki bunu fırsata çevirmek önemli, tanışmak tanımak ve tanıştırmak gerekli, buda biz öğreticilere düşmekte.

 ?Kimi kiminle tanıştıracağız??, dememeliyiz. Boyutları küçültmeden her fırsatı değerlendirmeliyiz, bilmediğimiz yanlış öğrendiğimiz, ısrarcı olduğumuz, doğru sandığımız o kadar konu var ki, şimdi herkes yazıyor, basıyor, dağıtıyor. Söz muamele ile birleşince bir şeyler ifade eder, aksi durumda etkisi kendisinden dışarı yansıyamaz, lakin berrak beyinleri bulandırmak kolay olur. Herkes konuşuyor bilenler, ilmi bulanlar da susuyor az konuşup az yazıyorlar. Doğru şeyler yazılmalı istikametler aydınlatılmalı çünkü manevi bir sorumluluk hepimizi beklemekte, bu arzu edilen sevgi temelli ikramları, kirlenmemiş pırıl pırıl körpe yavrularımıza ulaştırmak onları bu kaynaklarla buluşturmak önemli bir etkinlik, emeği geçenlere teşekkür edilmeli.

Başta çocuklarımızın olmak üzere her ferdin katılması gereken bir etkinliktir, güzelliktir kitap fuarları. Buraya kadar çok güzel aydınlık bir tablo ama karanlıkları da yazmalıyım. Kitap, okumak demektir. Kitap vitrin rafı ölçüsüne göre aksesuar gibi alınıp düzülen süs eşyası değildir, olmamalıdır. Son yıllarda ulusal ve yerel bazda okuma odaklı onlarca proje üretildi uygulandı, kitap okuma kampanyaları düzenlendi. Hatta okunan sayfa sayısına göre ödüller dağıtıldı, bunların bir amacı vardı okumayı sevdirmek bu vesileyle işte bunu konuşmak istiyorum. Kitap fuarlarında katılımcı sayısı, satılan kitap sayısı okuma göstergemiz değildir. Böyle bakılmamalı, otuz dokuz yılını eğitime vermiş okuma başlıklı etkinliklerde yer almaya çalışmış bir yazar olarak okumak öğrenmek demektir, okumak öğretmek demektir, okumak yazılı metindeki harflerin hecelerin sesli bir sistem içinde kullanılma sanatı değildir. Okumak bir akış, bir aktarımdır, verici alıcı irtibatıdır. Meziyet olan bunu sağlamaktır, okumak okuduğunu anlamak, anladığını anlatmak bütünüdür tek başına bir şeyler ifade etmez.  Sorun tamda burasıdır.

Bir dünya hayal ediyorum eğitimimde, okuduğunu anlama, anladığını anlatma, anlattığını yazma başlıklı üç temel dersli olan, dört yıllık bir eğitim programı. Bu planlamada içerisinde değerler eğitiminin verildiği sosyal gelişimi tamamlayıcı bilgilerin serpiştirildiği her hafta farklı bir hikâye veya romandan öğrenmek istiyorum istenilen her şeyi, ben onu okurken anlatırken yazarken öğrenmeliyim hayatıma uygulamalıyım, renkleri, siyahı, beyazı, iyiyi, kötüyü, güzeli, çirkini okuduğumun içinde bulmalıyım. Her hafta bir kitap diyorum hesabı açık yılda otuz iki kitaptan dört yılda yüz yirmi sekiz kitap, yalnız okuma odaklı bir dünya hayal ediyorum. Okumanın zevkine varmak istiyorum. Okuduğum öğrendiğim her şeyinin en kısa sürede dönüşünü almak istiyorum, bunun için fırsat istiyorum. Arkadaşıma sormalıyım ve onun farklı düşüncelerini öğrenmeliyim. Kendimi geliştirmeliyim, hazırlamalıyım, bunun için okumayı sevmeliyim. Ondan hoşlanmalıyım, bu sevgi nerde onu istiyorum.

Okumam iyi olsaydı, yani heceleri atlaya atlaya, yuta yuta okumasaydım her okuduğumu bir defada anlasaydım, futbol maçı izlemek gibi, bir konserde müzik dinlemek gibi, okumaktan zevk alsaydım, o zaman kitapları arkadaşım gibi görüp, onlarla dertleşirdim, sırdaşım olurlardı kitaplar yanı başımdan ayırmazdım onları, dünya turuna çıkardım kitaplarla, gökyüzünde uçarak bütün bir âlemi seyrederdim,  tanımadığım bilmediğim yerlere uğrayıp tanışırdım, kendimi tanırdım, dostum çok olurdu. Barışık yaşardım, bakalım ne zaman.

 Çocuk eğitiminde ailece okumak diye uzmanların önemli uyarıları var. Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmanın en kestirme yollarından birisi olarak anlatılıyor. Babalara ananelere düşen görev, kaçımız yapıyoruz,  yapmadığımızı çocuklarımızdan nasıl isteriz, okumanın öğrenmenin yaşı yok ise biz bu uygulamanın neredeyiz. Kaç yıldır birkaç satır okumadık, yukarıdaki hayalimiz hepimiz için geçerli reçetedir.

Bu arada Malatya´daki kitap fuarında Nasihat Yayınları standı da var. Ellinin üzerinde yayımlanmış edebi eserler sergilenmekte,  tanıtımları yapılmakta,  Somuncu Baba Dergisi ve aile, çocuk ekleri katılımcıların ilgi odağı, evimizde, iş yerimizde olmalı, eşe dosta tavsiye edilmeli.