Ramazan
Bayramının ikinci günü, zaviye mahallesi somuncu baba konutları civarında temel
atma merasimi yapıldı.
Temeli
atılan bina, 6 kat olup, bay ve bayanlar için farklı alanları içine alan
muhteşem bir eser olacağa benziyor.
İnsanın,
günlük işlerinin dışında kendini rahatça içine emanet edeceği huzur beldesi
olacak.
Hayatın
hır gürü biz insanları fazlası ile yıpratıyor.
Gelecek
endişesi, her an kapımızda.
Modern
hayatın dayatması böyle mekânları hava gibi su gibi ihtiyaç haline getiriyor.
Farklılaşmak,
farklılıkları burada yaşamak istiyoruz.
Bu
mekânlar, adeta maneviyat ikliminin huzur beldeleri.
Sıcak,
dostça ve vefakar..
Ruhun
, eşya karşısında nizam tuttuğu nadide mekanlar..
Taşlaşmış
yüreklerimizi, pirin ateşinde eriten tarifsiz beldeler.
Bugün,
ne kadar muhtacız ki böyle mekânlara.
Sosyal
olmak, sorumluluk almakla mümkündür.
Sabah
evden çıkıp, sadece evine yatmaya dönen insan ne kadar sosyaldir.
Bu
mekanlar, paylaşmanın, kaynaşmanın, dertleşmenin diğer adresleri..
İnsanlığın
derdi ile hemhal olmanın müstesna mekanları..
Taşın
altına elimizi koyduğumuz nispette büyük insanız..
Kendimizi
aşıp, kardeşimizin derdi ile dertleştiğimizde kendimiz oluruz.
Huzur
buluruz. Huzuru soluruz..
İçten
yapılan dua, yoluna kesilen kurban ve akıtılan gizli gizli göz yaşları..
Temelinde
böylesi büyük ve ulvi gayenin olduğu bu tesis, maneviyat beldesinin de şaheseri
olacaktır.
Niyet
hayır olunca, akıbette şüphesiz hayır oluyor..
Yardımlarını
esirgemeyen, alın teri döken, ustasına, amelesine, mühendisine, taşeron
çalışanlarına binlerce selam olsun..
Temmuz
sıcağında, hizmet etmenin sonsuz serinliği çalışanlarımızla olsun..
Emekleri
mübarek, hizmetleri daim olsun..
AMASYA
BAŞKA BİR ÖRNEK
Amasya
ilindeki vakfımızın sosyal tesislerinin açılışında şu cümleleri kurmuştuk? Bir
şehre girerken bütün heybetinizi takının, derler.
Bu
bir bakıma gelenek olmuştur.
Sizi
karşılayan, dostlar memnun, müstehzi bakışlarda kör ve şaşı olsun diye.
Amasya
bir şehzadeler kenti...
Ferhat?ın
Şirin?e kavuşmak için dağları delip suyu getirdiği müstesna şehir.
Beşeri
imtihanında zirve noktası...
Şehir, iki vadi arsında toprağın ulviyetle kol
kola koşuştuğu bir mekân.
Yeşilırmak
burada her daim billur tazeliğinde akar durur.
Vakfımızın Amasya?da yaptırmış olduğu sosyal
tesislere ulaştığımızda, tarihin ve kadim medeniyetin ihyasını hatırlatan beş
katlı muhteşem bir eser ile karşılaşıyoruz.
Merkez
içinde ama merkez değil, dağa bakan aydınlık bir yüzü var, taşra deseniz taşra
değil.
Oldukça güzel bir mekân, sakin, asude, merkeze
yakın, ama merkeze bulaşmamak için kenara çekilmiş vakur bir duruşu var.
Ön
cephesi köşegen kemerle süslenmiş, Selçuklu mimari tarzını andıran harika bir
eser.?
Darende?mize
yapılan sosyal tesisiminiz, diğer illerde yapılanların toplamı bir güzellikte
olacağı şüphesizdir.
Kenarda
mütevazi, ihvanımızı bağrında büyüttüğü oranda
, bir o kadar da vakur..
Merkezde
dimdik asil bir şekilde tecessüm eden,
Sade
olduğu kadar, toprağa bürünmüş vakar ve azamet kanatlı
bir tesisimiz..
El
emeği, göz nuru, pirin himmet nazarı sonsuza dek üstünde bir mekan..
ASIRLARA
HİTÂB EDEN ÂLİM ES-SEYYİD OSMAN HULÛSİ EFENDİ(KS) ?NİN HAYATI, ŞAHSİYETİ VE ESERLERİ / PROF.DR
AHMET ŞİMŞİRGİL
?
Devrine insanî değerler saçan, yaşadığı 20. yüzyılın ulularından; kalemiyle,
kelâmıyla, manevî şahsiyetiyle ve eserleriyle gönüllere taht kuran, gönüller
sultanı Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi?yi tanımaya bugünkü neslin ve gelecek
kuşakların büyük ihtiyacı vardır.
Marmara
Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet
Şimşirgil tarafından Osman Hulûsi Efendi Hazretleri?nin hayatının ve
hizmetlerinin çeşitli yönleriyle kaleme alındığı ?Asırlara Hitabeden Âlim?
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hayatı, Şahsiyeti ve Eserleri? adlı eser bu
gayeye matuf olarak hazırlanmıştır.?
Tanıtımı
yapılan bu 2 ciltlik dev eser yukarıdaki sözleri ile özetlenmiş.
Kitabın
yazarı, Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞİRGİL Hoca, tarihi sevdiren adam olarak, gönüllerde
taht kurmuş bir bilim adamımız.
Sevecen,
tatlı ve akıcı üslubu ile adeta tarihi yeniden yazıyor,yaşatıyor.
Tarihin
arka odalarında gezinmekten çok, hakikatin gül yüzünü bizlere demet demet
sunuyor. Medyatik oluşu, tarihin naif yüzünü bizlere aktarmasına asla mani
olmuyor.
Şov
yapmıyor, şuur aşılıyor.
Sözlerine,
tefekkür katıyor.
Cine
5 TV?deki ?Tarih ve Medeniyet? programının kadim bir takipçisi olarak bunları
söyleme cesaretini kendimizde buluyoruz.
Günümüz
gençliğinin, tarih şuuru ile yoğrulmasında Ahmet Hocamızın emeği inkâr
edilemez.
Gençliğe
verdiği konferanslar, davet edildiği nezih ortamları şölene çevirmesi ile
tasdiklidir.
Bu
ortamları, Tarihin ve Medeniyetimizin tarifsiz lezzetleri ile tatlandıran bir
bilim adamımız Ahmet Hocamız.
Kalemine,
eline ve yüreğine sağlık saygıdeğer Hocam..