M. Nazmi Değirmenci


Bu yolda hizmetin küçüğü büyüğü yoktur


Temsilcilik ve gönüllüleri aracılığıyla, ulusal ve uluslararası boyutta, toplumun ihtiyaç duyduğu, değişik alanlarda hizmetler üreten Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı`nın kültürel etkinliklerinden biri de insanlığa ışık tutmuş tarihî şahsiyetlerin yaşamlarını, nasihat ve eserlerini konferans, panel, Divan okumaları, anma merasimleri ve ulusal ve uluslararası Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Sempozyumlarıyla anlatmaktır.  Bu etkinlikler, farklı ülkelerden değişik alanlardaki ilim adamlarının, akademisyen ve yazarların Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Hazretleri hakkındaki araştırmalarını topluma ulaştırma gayretidir.

"Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Anma Merasimleri" 1991 yılından beri düzenlenmektedir. Bu vesileyle Darende`ye gelip etkinliklere katılan, Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Hazretleri`nin yaşadığı zaviyede onları daha iyi anlayabilme fırsatını bulan ilim adamlarının hayret ve hayranlık dolu samimi ifadelerine birçok kez şahit olmuşuzdur. Bunlardan birini sizlerle paylaşmak istiyorum:

Bu etkinlikler çerçevesinde, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı, Darende`de birçok kibar ve müstesna insanları ağırladı. Onlar da Somuncu Baba`nın, Hulûsi Efendi`nin mekânında olmaktan, Hulûsi Efendi Hazretleri`nin mahdumu H. Hamidettin Efendi tarafından misafir edilmekten çok mutlu oldular. Sanırım ikinci sempozyumdu. Sempozyum, Çok Programlı Lise`nin salonunda yapılacaktı. Günler öncesinden salonu boyadık, temizledik, âdeta salonu baştan aşağı yeniledik. Ses düzeni Malatya`dan, koltuklar iplik fabrikasından getirilmişti. Bir yoğun çalışma, bir güzellik ki, yaşanması gerekir. Bu güzelliğin tadı, kokusu ve mayası gönüllük esasına dayanır.

Merhum Prof. Dr. Sabahattin Zaim Bey arabadan inince salonun önünden eski şehri uzun uzadıya seyretti. Hulûsi Efendi Hazretleri tarafından yaptırılmış olan İmam Hatip Okulu ile İlahiyat Fakültesi ilk göze çarpan binalardı. Aşağıdan binlerce insan; yaşlısı, genci Hulûsi Efendi Hazretleri`nin çağrısına kulak vermiş sempozyuma,  salona doğru geliyordu. Etkilenmişti, uzun süre izledi ve yanındaki akademisyenlere dönerek: "Allah dostları bulundukları yeri, yaşadıkları beldeleri ihya ederler, mamur ederler. Bu gün bu kadar insanı burada toplamak keramet değil de nedir? Bundan daha büyük keramet olur mu?" dedi. Doğruydu, her şey Hulûsi Efendi Hazretleri`ni anlatıyordu. Her sempozyum veya panel kültür etkinliğinde olduğu gibi, herkes pervaneler misali dönüyordu. Heyecanla, muhabbetle sevdiğine koşuyordu. Çünkü sevdiği anlatılacaktı, sevgiliden bir haber gelecekti. Yareniler merhaba denilecekti. Buluşmaydı bu, sevdiğine kavuşmaydı. Bunu fark etmişti Prof. Dr. Sabahattin Zaim Bey ve duygularını kısa ve öz ifade ederek `bundan daha büyük keramet olur mu` diyerek özetledi.

Ufkumuzdan güneş doğdu.

Nefsin karanlığın boğdu.

Hidayet hadiden oldu.

Gelin dostlar bize gelin.

İçlerinde Prof. Dr. Sabahattin Zaim,  Prof. Dr. Salih Tuğ, Prof. Dr. Nevzat Yalçınlaş,  Prof. Dr. Yakup çiçek, Doç. Selçuk Eraydın gibi ülkemizin tanınmış akademisyenlerinin yanında onlarca akademisyenin, o gün Darende`ye gelmeleri ve etkinliğe katılmaları Zaim Hoca`nın dediği gibi `keramet değil de nedir?`

Aksi halde, zamanın kıymetli, ulaşım imkanlarının kısıtlı olduğu o günlerde, sempozyum için bu kadar sayıda akademisyeni bir ilçede toplamak kolay yapılabilecek bir organizasyon değildir. Hoca tevazuundan kendilerini buna dahil etmese de aslında bu duruş değerlendirilmesi gereken önemli bir ayrıntıdır. Bu gün ulaşım imkânlarının arttığı, teknolojik olarak daha kolaylaştığı günümüzde bile onlarca akademisyeni bir etkinlikte buluşturulmanın zorluğunu bilenler bilir.

 Bu vesileyle insanların yaşamlarını örnek aldığı iki Allah dostunun, hayatları, eserleri ve çeşitli özellikleri kamuoyuna anlatılmaktadır.  Bu sempozyumlarda ve panellerde tebliğ sunan,  konuşma yapan akademisyenlerin araştırmaları, Osman Hulûsi Efendi Vakfı Nasihat Yayınları tarafından geleneksel olarak her yıl kitap haline getirilip topluma kazandırılmaktadır. Bu eserleri inceleyip okumamız, içeriğini gönül hazinemizde muhafaza etmemiz gerekmektedir. Her geçen gün daha fazla araştırmacı, bilim adamı, akademisyen ve yazarın Somuncu Baba ve Osman Hulûsi Efendi`yi araştırması, akademik çalışma yapması çok önemli bir gelişmedir. Aslında bu gelişme biz sevenlerine daha fazla mesuliyet yüklemekte, onları anlatabilme sorumluluğu getirmektedir. Yaşamlarına tatbik ettikleri bir nasihati, Divan`da yayımlanmış bir doğuşu anlayabilme marifetine ulaşmış ilim adamlarının, akademisyenlerin bu çalışmaları,  hiç bitmeden insanlığa hizmet olarak devam edecektir, Rabbim cümlemizi bu hizmetlerde katkısı olanlardan eylesin. Bu yolda hizmetin küçüğü büyüğü yoktur, etkinliklere katılmakta hizmetin bir parçasıdır.