M. Nazmi Değirmenci


Turizm kataloğu


 Masamın ve sehpamın üzerine o kadar güzel yakıştı ki hiç kaldırmıyorum, odama her gelenin eline yakışıyor, hayret ve hayranlıkla sayfaları çeviriyorlar. Sohbet konusu Darende oluyor ve başlıyoruz konuşmaya. Bazen soru cevap şeklinde olan sohbetler bazen misafirlerin yaptığı bir Darende gezisinde gidip gördüklerini ve görmediklerini anlatmaları şeklinde oluyor. Sanki Darende`nin gönüllü turizm elçileri? İnsanın memleketini başkalarının överek anlatmaları ne güzel oluyor, bu durum benim ruhumu çok okşuyor mutlu oluyorum. Turizm çeşitliliğiyle zengin, her bakanın gönül zenginliğine hitap eden bir değerimiz var. Tohma kıyısında yaşanmış 7000 yıllık bir tarih ticaret ve kültür merkezinden söz ediyoruz.

 Yukardaki paragrafta Darende sohbetlerine vesile olan, Darende Turizm Kataloğu`ndan bahsediyorum, gördünüz mü? Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı tarafından bastırılan kırk yapraklı bir çalışma. Farklı bir tasarım, ölçüleri sıra dışı, kullanılan renklerle, anlam yüklenmiş etkileyici bir kapak. Laleli Türkiye logosu, gül renginde `Otuz Yapraklı Gül Şehri` yazısı, insanlara güven ve huzur verip, rahatlatıcı özelliği ile olumlu bakmayı sağlayan, yeşil renkli, kapağa hâkim bir `Darende` yazısı. Beyaz zeminde, neşeli ve sakin duyguları aynı anda yaşatan, turkuaz hâkimiyetinde Somuncu Baba Külliyesi`nin bir fotoğrafı. Gül yapraklarının yağmur damlacıkları gibi Külliye`nin üzerine döküldüğü çok manidar bir görsel! Emeği geçenlere teşekkürle başlamak istiyorum.

 Bugün millet ve ülke olarak, yaşadığımız sorunların, temelindeki unsurlardan biri, temsiliyet ve tanıtımdır. Kim neyi temsil ediyor, nasıl tanıtıyor, bundaki sorumluluğu nedir, kazandığı kaybettiği kimedir? Bu soruların cevabını aramamız gerekir. Birinin veya bir topluluğun adına davranmak, bir grubun sözcülüğünü yapmak, onun adına eylemde bulunmak, belirgin özellikleri ile onu yansıtmak, sembolü olmak onu doğru anlatmak tanıtmaktır.

 Milletin gönlünde taht kurmuş, kültürel yapının oluşumunda köşe taşı olmuş, kendine özgü bir amaç ve görev üstlenmiş, yöre, yer, kişi isimleri, keyfi olarak bilinçsizce kullanılmış ve halen de kullanılmaktadır. Yazılı kaynak veya yaşamsal hiçbir bağlantısı olmadan, madden ve manen temsiliyet sorumluluğunu üstlenmeden bu isimler, farklı amaçlarla keyfi olarak sorgusuz ve sualsiz kullanılmaktadır, maalesef. Kaşıkçı elması misali büyük hata ve yanılgılara sebebiyet vermektedir. Bireysel veya toplumsal bu keyfi uygulamalara duyarsız kalınmamalıdır.

  Bir seyahatimde ilde gördüğüm ve reklamına bakarak ismine binaen tereddütsüz tercih ettiğim Mevlana Oteli`nde kaldım, gördüklerim çok üzücüydü. Otelde kullanılan günü birlik tuvalet terliklerinin üzerinde büyük semazen logosuyla Mevlana Otel yazılıydı ve bu terlikler tuvalette ve banyoda kullanılıyordu. Bireysel tepkimi verdim otel müdürüyle, otel sahibiyle görüştüm. İnanın hiç aklımıza gelmedi dediler. Akıllarına gelmedi, kimseler bir şeyler demedi, mevzu bu kadar önemsiz mi? İnsanlığa mâl olmuş isimlerin bu kadar keyfi kullanılmasına, bu yozlaşmaya toplumsal bir tavır konmalı, bu konuda insanımız daha duyarlı olmalı.

  Beş on yıl oldu, Malatya`da bir arkadaşımla karşılaştım. Hâl hatır ettik, çocukları konuştuk, kızı üniversiteyi kazanmış, `Gidip üniversiteye kaydını yaptırdım, Hulûsi Efendi Öğrenci Yurdu vardı kızı oraya verdim.` dedi, malum ilde Darendeliler fazla ama Hulûsi Efendi adıyla bildiğim bir öğrenci yurdu yoktu, tekrar sordum. Hulûsi Efendi Öğrenci Yurdu dedi. Peşinden ekledi: `Yöneticilerine sizleri söyledim hatırlamadılar, Darende`yi konuştum görmemişler, Hulûsi Efendiyi de tanımıyorlar ama gönlüm rahat bir şekilde yurdun adı Hulûsi Efendi olunca tereddütsüz evladımı yazdırdım.` dedi. Böyle bir teveccühe karşı kurumda veya kişide bir temsiliyet sorumluluğu olmalı, işte anlatmak istediğim sorun bu. Rasûlullah (s.a.v.)`in sünnetine uygun bir yaşam sürmüş, `çalışıp tefeyyüz etmiş, yücelmiş temeyyüz etmiş, fazilette ve seha da örnek olmuş, doğruluk karı olmuş, vefa şiarı olmuş, sadakatte vefada insanlığa örnek olmuş` bir velinin, isminin Osman Hulûsi Efendi`den bihaber birileri tarafından, belirli hesaplarla bu kadar kolay ve keyfi kullanılması doğru bir duruş değil. Bunun manevî sorumluluğu var. Bunun bilincinde olmak gerekir. Sonrasında Osman Hulûsi Efendi Vakfı`nın girişimleriyle bu durum düzeltilmiş. Emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Darende`yi akıllara getiren, her şey bizim için kıymetli olmalıdır.