Ruhaniyeti,
hizmetleri, eserleri ile hâlâ yaşayan ve yaşayacak olan Es-Seyyid Osman Hulûsi
Efendi?yi rahmet, minnet, şükran ve saygıyla anıyoruz. Sevgili Peygamberimiz?in
bir hadis-i şerifini hatırlatarak onu bizzat görmüş, tanımış, meclisinde
bulunmuş olmanın bahtiyarlığıyla gençlere anlatmaya çalışacağım: ?Bir insan ölünce üç kişi hariç herkesin
ameli kesilir: Sadaka-i câriye (bırakan) veya istifade edilen ilim (bırakan)
veya kendisine dua edecek sâlih bir evlat (bırakan).?
Yer
şahit olsun, gök(ler) şahit olsun tanıyan, tanımayan; gören görmeyen, herkes
bilir ki bu hadis-i şerifte işaret edilen üç haslete de sahip olan 20. yüzyılın
ulularından; kalemiyle, kelâmıyla, manevî şahsiyetiyle ve eserleriyle gönüllere
taht kuran; Gönüller Sultanı Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi?yi tanımaya bugünkü
neslin ve gelecek kuşakların büyük ihtiyacı vardır. Hem halkın hizmetine
sunulan eserler, hem ilmî eserleri hem de salih evlat? Geride kalanlar için ne
büyük nimet. Bilene tabii. Bizzat o güzel evladın kaleminden: ? Otuz yapraklı gül şehri Darende?nin bağrında
yetişmiş, Darende?nin dertlerine derman olmuş sosyal ve ilmî yönden olduğu
kadar iktisadî yönden de gelişmesini sağlamış olan Osman Hulûsi Efendi;
eserleri ile çağına tesirlerini yansıtan bir aynadır. Sevgili Peygamberimiz
(s.a.v.) ?in temiz neslinden olan bir önder ve örnek insan olarak o; Seyyid
Hasan Gazi?nin (Battal Gazi?nin amcası) mücadeleci ruhunu, Abdurrahman Gazi?nin
sıdk u ihlasını, Taceddin-i Veli?nin manevî sehâsını, Somuncu Baba?nın
insanlığa hizmet ideasını, Abdurrahman Erzincanî?nin ikram sofrasını,
Fethullah-i Musûlî?nin ilmi dehâsını günümüze aktaran bir kemâlat ve edeb
elçisi olmuştur.? (H. Hamideddin Ateş, Gönüller Sultanı Es-Seyyid Osman
Hulûsi Efendi, Somuncu Baba Araştırma ve Kültür Merkezi Yayınları, 2004, Ankara.)
Ne
göl yerinden su eksik olur ne de gül dalından bülbül. Gül dibinde gül yaprağı
olacak. Hem seyyid hem şerif olması yönüyle Hz. Peygamber (s.a.v.)?e ulaşan bir
nesl-i pakin sahibi olmasına rağmen büyük oğlu Kemal Efendi?ye hitaben yazdığı mektubunda
: ?Kişinin hüsn-i nesebi, hüsn-i edebidir. Dâima büyüklere karşı hürmet ve
küçüklere şefkat et?? (1. Mektup: Yavrum Kemal?e!, Mektubât-ı Hulûsî-i
Dârendevî, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı, 1996, Ankara.) 1. mektuptan 64.
mektuba kadar tarafımızdan güncellenen mektupları Somuncu Baba Dergisi?nin
internet sayfasından okuyabilirsiniz. Manzum kısımları haricinde tamamı 66
mektuptur. Ümit ederiz bu güncellenmiş hali de topluca bir kitap halinde
yayınlanır.
?Nefsime tatbik etmediğim
bir şeyi söylemekten hayâ ederim.? diyen Osman Hulûsi Efendi, kimsenin ayıp ve
kusuru ile uğraşmamayı öğütlerken terbiyede ve tebliğde şiiri özellikle
kullanmış; Yunus Emre?nin, Fuzuli?nin, Niyazi Mısrî?nin estetik çizgisini takip
etmiştir. Yürekten duymuş, yürekten söylemiş, yüreklere seslenmiş bir ?Dîvân?
(Dîvân-ı Hulûsi-i Dârendevî, Nasihat Yayınları, 3.Baskı, 2006, İstanbul.) sahibi
olarak 20. yüzyılın Yunus?u olarak da adlandırılmıştır.
O,
üretici bir derviş örneği idi. İyi bir güreşçi, iyi bir marangoz, iyi bir
çiftçi, iyi bir şirazeci (ciltçi) aynı zamanda iyi bir hatipti. (Sunduğu hutbeler
de ayrıca yayınlanmıştır: Es-Seyyid Osman Hulûsî-i Dârendevî, Şeyh Hamid-i Veli
Minberinden Hutbeler, Nasihat Yayınları, 2006, İstanbul. ) Somuncu Baba
Camii?nin resmi imam-hatibi olarak da emekli olmuştur. O, halk içerisinde fakat
Hak?la beraber olarak toplumdan kaçmamayı öğütlerdi. Eli kârda, gözü yârda;
yaptığı işi, ?Allah yaptığı işi kendisini
görüyor gibi yapanları sever.? şeklinde yorumlamış ve öyle de yapmıştır.
Ömrünün sonuna kadar hiç kimseye yük olmadan kendi elinin emeğiyle geçinmiş,
hayır müesseselerini bizzat kendi alın teri, el emeğiyle kazandığı paralarla
yaptırıp başlatmıştı.
Böylesine
kıyıcılaşmış dünyada, fikrini, zikrini, zihnini maddî-manevî bütün varlığını
insanlığın yararına sunan Hulûsi Efendi, dindarlığı sadece bazı ibadetlerle
sınırlı görmemiş, vefalı, şefkatli ve cömert olmayı ısrarla eserlerinde ve
sohbetlerinde işlemiştir. Sofrasında bir defa bile yalnız yemek yemeyen, ?Bulut
gölgesi gibi karıncayı bile incitmeden yürüyün.? diyen Hulûsi Efendi?yi bütün
yönleriyle ne anlamak ne de anlatmak mümkün. Darende?yi model şehir haline
getiren onun örnek davranışları, duruşları ve fikirleri zamanları aşacak,
duyguları iklimleri kuşatacak, ilkeleri, ülkeleri saracaktır. Bütün Türkiye de onu
bilecek, bütün dünya da? Gün gelecek Unesco?da onu anacak.
Osman
Hulûsi Efendi?nin lisanıyla:
Göz dostu görmelidir / Söz Hakkı
söylemelidir.
Er geç bu cem?iyyet-i âlem dağılır
/ Yâr ile sürdüceğin dem içdiğin bâde kalır.
Elbette
Hak dostları ölmezler. Gönül dostları bunu bilirler de siz kalem ve kelam
dostlarım da bilesiniz istedim. Ruhu şâd olsun.