Çok gizemli, çok hareketli ve kritik günlerdeyiz. Zemin
kaygan, etraf kaypak. Kim kiminle, nerede, niçin, nasıl soruları cevapsız
kalıyor. Kafalar allak bullak. Bir toz duman ki sormayın gitsin.
Hani
denir ya; Bir deli bir kuyuya bir taş atmış; kırk akıllı çıkaramamış. Bu deli
de kim? Kuyu neresi? Taşı atanlar belli hadi neyse amaç petrol mü, enerji mi
yoksa hakimiyet kurup yeni bir devlet
oluşturmak mı? Hepsi de neden işte. Nihai hedef belli. Bölmek, parçalamak, yeni
devletçikler oluşturmak. ?Gözyaşları seller gibi? artık çok hafif bir
tanımlamadır. Kanlar oluk oluk akmakta; bedenler dağlar gibi yığılmakta, göçler
milyonları bulmakta. Tablo çok hazin, durum vehametin ötesinde. Kuzey-güney,
şii-sünni-alevi-(y)ezidi, Kürt-Türkmen-Arap çekişmeleri olarak sunulsa da
hakikat aslında bambaşka. Yazık ki ne yazık. Güç, irade dışarıda, çarpışanlar,
kanı dökülenler, ağlayanlar, birbirini yok etme savaşına girenler neredeyse
tamamına yakını müslümanlar. Biz Türkiye olarak bu tuzağa ne kadar uzak
olabiliriz ki?... Zor günlerdeyiz zor. Kadir-i mutlak Allah yardımcımız ola.
Yüzbinleri geçtik artık milyonları bulan mültecilere ( göçmen ) kucak açmak,
bakmak kolay mı? Ancak büyük devlet, büyük millet bunun üstesinden gelebilir. Rabbim bu devletin, bu milletin yar ve
yardımcısı olsun. Hacı Bayram-ı Veli?den mülhem şöyle desek de olur:
N?oldu
bu yurdum, n?oldu bu yurdum / Derd ü gamınla doldu bu yurdum
Yandı
bu yurdum, yandı bu yurdum / Yanmada derman buldu bu yurdum
Art niyetliler, kötü maksatlılar
yanlış bir algı yönetimi dahası yönlendirmesi ile ülkemizi Hacı Bayram-ı Veli
ismini de kullanarak tuzağa düşürmek istediler lakin başaramayacaklar. Başkent
Ankara?nın manevi mimarı, sahibi ise Hacı Bayram-ı Veli?dir. Türbesi de bu adla
anılan camidedir. Burası terör merkezi
değil maneviyat ve gönül merkezidir. Allah dostlarının ruhaniyetleri, füyuzatları,
himmetleri ve hizmetleri doğrultusunda Türkiye hep sağduyuyla hareket
edecektir. Ordumuzun da asabiyatla, çılgınlıkla maceralara atılmak, birilerinin
test etme gibi tahriklerine gelmek gibi lükslere tahammülü de yoktur, ihtiyacı
da. Ordumuzu itibarsızlaştırma çabaları da maksatlı idi. Bunu tüm kamuoyu
biliyor ve görüyor. Bunlar dahi bir tuzaktı.
Hacı
Bayram-ı Veli?nin Hocası / Mürşidi Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba), Müderris
Numan?a ?Bayram? ismini bir kurban bayramı günü karşılaştıkları demeyeyim de
kavuştukları için ?Bayram? ismini vermiştir. Hemi de iki bayramı bir
yaşamışlardır. O Somuncu Baba Hazretleri sohbetlerinin birinde Numan?a dönüp
demiştir ki: ? Oğul, sevgileri doğuran
Allah?tır. Müminleri kardeş eden, birbirine ayna kılan odur. Mümin iki el
gibidir. Birbirini yuyan, yıkayan.? (Ahmet Efe, n?oldu bu gönlüm, Hacı
Bayram-ı Veli, Kandil Yay.,Ank., 1987., s.43.)
İşte bu Allah dostlarının gelenekleridir ki hâlâ sürüp gitmektedir.
Yüzbinlerce mağdura kucak açılmıştır. Yer, yurt verilmiştir. Bir gün gelir
sular durulur, giderler, dönerler. Bir gün gelir de nankörlük ederler mi? Diye
de gönüllerden geçerler. Kim bilir?!... Kendilerine ederler. Tarih boyunca
bu millete ihanet edenler misliyle
bedelini çekmişlerdir. Somut örnek
vermeye hacet yok. Tarih yazıyor hepsini zaten. Şimdi ileride ne olur demeden
olması gerekeni yapıyor Türkiye. Hz. Ali (R.A.) Efendimizin dediğini yapıp
gönlümüzü bozmayalım: ?İyilik ediniz, onun karşılığında kötülük göreceğinizi
hiç aklınıza getirmeyiniz.? Bütün çelişkilere rağmen, bütün çıkmazlara,
açmazlara karşın çözüm isteyen bir milletin Allah sonunu hayr eder inşallah. Çelişkiler, tuzaklar, tuhaflıklar o kadar çok
ki akşamdan sabahı, sabahtan akşamı ön göremiyoruz. Her an her şey olabiliyor.
Görmek istemediğimiz bir çok şeyi görüyor, duymak istemediğimiz bir çok şeyi de
duyuyoruz. Ve olmasını arzu etmediğimiz bir şeyler oluyor.
Düşünen, konuşan, tartışan, koşan, konuşulan
Türkiye derken en çok arzu edilenin ise karışan Türkiye olduğunu da hepimiz
biliyoruz. Herkes de bilsin ki: Bizim dilimiz güzel, dinimiz güzel, huyumuz,
suyumuz, gönlümüz güzel. Allah da biliyor, eller de görüyor. Bizim insanımızın
cesareti, nezaketi, yardımseverliği onu sevdiren taraflarıdır. Kin tutmaz,
kibir yapmaz, nankörlük etmez. Edeni de sevmez.
Biz bu Kurban Bayramı vesilesiyle bir kez daha milletimizin, ülkemizin ve
bölgemizin insanları için sağlık, dostluk ve huzur dileklerimizi yineliyoruz.