Cemil Gülseren


Tuzaklara uzak olmak


Çok gizemli, çok hareketli ve kritik günlerdeyiz. Zemin kaygan, etraf kaypak. Kim kiminle, nerede, niçin, nasıl soruları cevapsız kalıyor. Kafalar allak bullak. Bir toz duman ki sormayın gitsin.

                Hani denir ya; Bir deli bir kuyuya bir taş atmış; kırk akıllı çıkaramamış. Bu deli de kim? Kuyu neresi? Taşı atanlar belli hadi neyse amaç petrol mü, enerji mi yoksa hakimiyet kurup  yeni bir devlet oluşturmak mı? Hepsi de neden işte. Nihai hedef belli. Bölmek, parçalamak, yeni devletçikler oluşturmak. ?Gözyaşları seller gibi? artık çok hafif bir tanımlamadır. Kanlar oluk oluk akmakta; bedenler dağlar gibi yığılmakta, göçler milyonları bulmakta. Tablo çok hazin, durum vehametin ötesinde. Kuzey-güney, şii-sünni-alevi-(y)ezidi, Kürt-Türkmen-Arap çekişmeleri olarak sunulsa da hakikat aslında bambaşka. Yazık ki ne yazık. Güç, irade dışarıda, çarpışanlar, kanı dökülenler, ağlayanlar, birbirini yok etme savaşına girenler neredeyse tamamına yakını müslümanlar. Biz Türkiye olarak bu tuzağa ne kadar uzak olabiliriz ki?... Zor günlerdeyiz zor. Kadir-i mutlak Allah yardımcımız ola. Yüzbinleri geçtik artık milyonları bulan mültecilere ( göçmen ) kucak açmak, bakmak kolay mı? Ancak büyük devlet, büyük millet bunun üstesinden gelebilir.  Rabbim bu devletin, bu milletin yar ve yardımcısı olsun. Hacı Bayram-ı Veli?den mülhem şöyle desek de olur:

                N?oldu bu yurdum, n?oldu bu yurdum  /  Derd ü gamınla doldu bu yurdum

                Yandı bu yurdum, yandı bu yurdum  /  Yanmada derman buldu bu yurdum

Art niyetliler, kötü maksatlılar yanlış bir algı yönetimi dahası yönlendirmesi ile ülkemizi Hacı Bayram-ı Veli ismini de kullanarak tuzağa düşürmek istediler lakin başaramayacaklar. Başkent Ankara?nın manevi mimarı, sahibi ise Hacı Bayram-ı Veli?dir. Türbesi de bu adla anılan camidedir. Burası terör merkezi  değil maneviyat ve gönül merkezidir.  Allah dostlarının ruhaniyetleri, füyuzatları, himmetleri ve hizmetleri doğrultusunda Türkiye hep sağduyuyla hareket edecektir. Ordumuzun da asabiyatla, çılgınlıkla maceralara atılmak, birilerinin test etme gibi tahriklerine gelmek gibi lükslere tahammülü de yoktur, ihtiyacı da. Ordumuzu itibarsızlaştırma çabaları da maksatlı idi. Bunu tüm kamuoyu biliyor ve görüyor. Bunlar dahi bir tuzaktı.

                Hacı Bayram-ı Veli?nin Hocası / Mürşidi Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba), Müderris Numan?a ?Bayram? ismini bir kurban bayramı günü karşılaştıkları demeyeyim de kavuştukları için ?Bayram? ismini vermiştir. Hemi de iki bayramı bir yaşamışlardır. O Somuncu Baba Hazretleri sohbetlerinin birinde Numan?a dönüp demiştir ki: ? Oğul, sevgileri doğuran Allah?tır. Müminleri kardeş eden, birbirine ayna kılan odur. Mümin iki el gibidir. Birbirini yuyan, yıkayan.? (Ahmet Efe, n?oldu bu gönlüm, Hacı Bayram-ı Veli, Kandil Yay.,Ank., 1987., s.43.)  İşte bu Allah dostlarının gelenekleridir ki hâlâ sürüp gitmektedir. Yüzbinlerce mağdura kucak açılmıştır. Yer, yurt verilmiştir. Bir gün gelir sular durulur, giderler, dönerler. Bir gün gelir de nankörlük ederler mi? Diye de gönüllerden geçerler. Kim bilir?!... Kendilerine ederler. Tarih boyunca bu  millete ihanet edenler misliyle bedelini  çekmişlerdir. Somut örnek vermeye hacet yok. Tarih yazıyor hepsini zaten. Şimdi ileride ne olur demeden olması gerekeni yapıyor Türkiye. Hz. Ali (R.A.) Efendimizin dediğini yapıp gönlümüzü bozmayalım: ?İyilik ediniz, onun karşılığında kötülük göreceğinizi hiç aklınıza getirmeyiniz.? Bütün çelişkilere rağmen, bütün çıkmazlara, açmazlara karşın çözüm isteyen bir milletin Allah sonunu hayr eder inşallah.  Çelişkiler, tuzaklar, tuhaflıklar o kadar çok ki akşamdan sabahı, sabahtan akşamı ön göremiyoruz. Her an her şey olabiliyor. Görmek istemediğimiz bir çok şeyi görüyor, duymak istemediğimiz bir çok şeyi de duyuyoruz. Ve olmasını arzu etmediğimiz bir şeyler oluyor.

 Düşünen, konuşan, tartışan, koşan, konuşulan Türkiye derken en çok arzu edilenin ise karışan Türkiye olduğunu da hepimiz biliyoruz. Herkes de bilsin ki: Bizim dilimiz güzel, dinimiz güzel, huyumuz, suyumuz, gönlümüz güzel. Allah da biliyor, eller de görüyor. Bizim insanımızın cesareti, nezaketi, yardımseverliği onu sevdiren taraflarıdır. Kin tutmaz, kibir yapmaz, nankörlük etmez. Edeni de sevmez.  Biz bu Kurban Bayramı vesilesiyle bir kez daha milletimizin, ülkemizin ve bölgemizin insanları için sağlık, dostluk ve huzur dileklerimizi yineliyoruz.