Hüseyin YAREN


Hakikatler Şehri Medine-i Münevvere


Medîne şehrinin hâk ü toprağı                                                                                 

Ravza-i Habîb?in gül ü yaprağı                                                                               

Hakîkat şehrinde kurmuş otağı                                                                               

Seyyidim sultânım Karîbu?llâh?ım                                                                          

Mürşidim mu?înim refî?u?llâhım

Gül kokan , gülün, güllerin misafir olduğu şehir Medine-i Münevvere. Toprağından öpülesi, her toz zerresini baş tacı yaptığımız Peygamber şehri, Habiballah, Resulallah ,Nebiyallah şehri Medine. Hazreti Muhammed Mustafa (sav) den günümüze kadar tüm ulviyetini, nuriyetini, yüceliğini muhafaza eden şehir Medine. Ehlî Beytin, Nesebi-i Aliye?nin yaşadığı ve yaşantılara örnek olduğu kutsal şehir Medine.  İslam halifelerinin, İslam hükümdarlarının tarih boyunca hizmet ettiği kutlu şehir Medine.

Rebiülevvel ayının on ikisi, Pazartesi günü. Peygamber Efendimizin (sav) mübarek başları, Hz. Âişe?nin kucağında. Bu hazin manzara orada bulunan Hazreti Fâtıma?nın yüreğini âdeta dağlıyordu. Bir ara  Peygamber Efendimizi (sav) bağrına bastı: ?Vay!  Babamın çektiği ıztıraba? diyerek gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, ?Bugünden sonra baban hiç bir zaman ızdırap çekmeyecektir?  buyurdu ve ilâve etti: ?Kızım! Sakın ağlama! Ben vefat ettiğim zaman ?İnnâ lillahi ve innâ ileyhi raciûn? de.?
Peygamber Efendimiz (sav) bu fâni dünyada artık son dakikalarını yaşıyordu. Bu esnada, Hazreti Cebrâil (as), ölüm meleği ile birlikte geldi. Rasûl-i Kibriyâ Efendimizin hal ve hatırını sordu. Sonra ölüm meleği içeri girmek için izin istedi. Peygamber Efendimiz (sav) müsade edince, melek içeri girdi. Peygamber Efendimizin önünde oturdu, ?Ya Resûlallah!? dedi, ?Yüce Allah, senin her emrine itaat etmemi bana emretti. İstersen ruhunu alacağım. İstersen sana bırakacağım.? Rasûl-i Kibriyâ Efendimiz Hazreti Cebraile baktı. O da: ?Ya Resûlallah, Mele-i A?lâ seni beklemektedir? dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav), ?Ya Azrail! Gel,
memuriyetini yerine getir? buyurdu. Tüm alem heyecanla Kainatın Efendisini bekliyordu.

Yıllar sonra? Hazreti Ömer?in (ra) son zamanları?

Hazreti Ömer (ra)Sahabeden birini Hazret-i Aişe?nin huzuruna gönderdi , izin verirse, biz de Resulullahın Ravza-i Mutahharlarına girelim ve O Servere iltica edelim. Hazret-i Aişe bu haberi işitince ağladı. Ah, kıymetli Ömer, atamın yadigarı da gidiyor. O yeri ben kendim için saklardım. Ama ona hibe ettim. Hazret-i Ömer?e söyleyin ki, Resulullah ve babamın yanına varınca, benim selamımı onlara söylesin. Ve desin ki, bu ayrılığım ne zamana kadar devam edecek. Hazret-i Ömer bu haberi işitince, oğlu Abdullah?a dedi ki, benim cenaze namazımı kıldıktan sonra, Hazreti Aişe?nin huzuruna geri varıp, izin isteyesin. Evvelce benden utanıp, izin vermiş olabilir ve pişman olmuş olabilir. Onun rızası ile defin olayım. Hazret-i Ömer?in vefatından sonra yıkayıp namazını kıldılar. Oğlu Abdullah, Hazreti Aişe validemize gitti, tekrar izin istedi. Hazret-i Aişe ağlayıp, ey Ömer, adaleti hayatında da, ölünce de elinden bırakmadın. O yeri sana feda ettim dedi. Ondan sonra mübarek cenazesini, Ravza-i Mutahhara kapısına getirdiler. Birisi ileri varıp, Esselamü aleyke ya Resulallah! Ömer?i getirdik. Eğer destur varsa, ravza içine defnedelim, dedi. Cümle Sahabe-i Güzin, Resulullah Efendimizin, (Sevdiğimi benim katıma getirin) diye mübarek sesini işittiler. Ravza?nın kapısı açıldı. Hazret-i Ebu Bekir?in sol yanında hazırlanmış yere defin yaptılar

Osmanlı Hükümdarlarının Hazreti Peygambere sevgisi muhabbeti o kadar yüksekti ki Tarih boyunca Medine-i Münevvere ye hizmetler götürmüşler, Sürre-i Hümayun alayları göndermişlerdir. Bu kutsal şehirde Restorasyon çalışmaları yapmışlardır. Mescidi Nebevide Ustalar çalışırken o kadar hassas davranmışlar ki, dünya kelamı konuşmamışlar, edebe çok riayet etmişlerdir. Kullanmış oldukları alet edevata Cenabı-ı Allah?ın zikrini yapacak isimler vermişlerdir. Yani Çekiç?e Suphanallah, Keser?e Elhamdülillah bir başka edevata Allahuekber ismini vermişler, dünyaya dair hiçbir şeyle meşgul olmamışlardır. Hatta bu kutsal beldeye Ferraşlar / Süpürgeciler göndermişler temizliğini yaptırmışlardır. Bu süpürgelerden düşen çöpleri toplatmışlar ve başlarına taç yapmışlardır. İşte Osmanlının başarısındaki sır bu sevgi, saygı ve muhabbette gizlidir. Aslında her şey Onda, Onun sevgisi ve muhabbetinde saklıdır.

Bu ayda tüm gönüller kutsal topraklarda, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere de, tüm kardeşlerimizin Hac farizalarını Cenabı Allah kabul buyursun. Mübarek olsun. Aynı zamanda tüm İslam aleminin Kurban Bayramını kutlar, barış ve huzur getirmesini Cenabı Allahtan niyaz ederiz.