Ömer HİDAYET


Darendede eğitim çalıştayı


Küçük, orta ölçekli gibi görünen sorunlar, bazen büyür ve herkesi içine alır. Günlük çözüm bekleyen sorunlar, yerel olduğu gibi ulusal ölçekte de kendini gösterir.

        Okullarımız, eğitim ve öğretime başladı. Değişmesi ve üzerinde çalışılması gereken bir yığın eğitim konularımız bizi bekliyor. Dün olduğu gibi bugün de eğitim, birçok paydaşı içine sorumlular skalasını önümüze koymaktadır. İyi bir gelecek, bugünden yarına hazırlıkların tam ve mükemmel olması ile mümkündür. On yedi milyon insanın sorunlarını akşamdan sabaha, boyacı küpü misali çözülmesini beklemek biraz fazla iyimserlik olur.

          Eğitim?de bugüne kadar yapılanları, büyük bir azmin ve çalışmanın semeresi olarak görüyoruz. Ancak eğitim çalışanları fazla olunca, beklentiler de o derece büyük oluyor. Bütün bu beklentileri kısa süre içinde karşılamak mümkün olmuyor. Yol yaparsınız, hemen semeresini görürsünüz, hastane açarsınız karşılığını derhal alırsınız. Ağaç dikersiniz, günbe gün büyüdüğünü fark edersiniz. Eğitim ise, uzun soluklu bir maraton koşusu olduğu için, paydaşlarla aynı heyecan ve umudu taşımadığınız sürece çalışmalarda aynı sonucu alamayabilirsiniz.

          Aralık ayında Milli Eğitim Bakanlığımızın yapacağı ?Milli Eğitim Şurası? bizi fazlası ile umutlandırdı ve heyecana sevk etti. Bugüne kadar yapılanların eksik ve aksayan yönleri şöyle bir gözden geçirilecek, yeni proje ve fikirler tartılaşacak, sorun ve çözüm bekleyen konular bir bir ele alınarak, çözüm önerileri için değişik fikirler sunulacaktır. Milli eğitimimizin lokomotif görevini yapan öğretmenimizin, bu şurada merkeze alınarak, yoğun bir çalışma içine girileceği tahmin ediliyor.

        Zira sorunun temelinde, ciddi boyutta, kendinin yenilemeyen, okuyup araştırmaktan uzak, ülkenin meselesini kendi kişisel meselesinin önünde görmeyen, teknolojik yenilikleri eğitimde kullanmayan, yoğun bir koşuşturma altında günlük 8-10 saat derse girmek zorunda kalan öğretmen profiline doğru gidiyoruz.

          Biz bu çalışmaları ve ele alınacak konuları büyük bir umut ve heyecanla bekliyoruz. Sayın Başbakanımız, Milli Eğitim Bakanımız Nabi AVCI Beyi ziyaretlerinde, bu çalışmaların ana hatlarının neler olacağı konularına değindi. Hatta biz eğitimcilere de kılavuz olacak medeniyet ve tarihi algı inşası yolunda akademik üslubunu konuşturduğu veciz ifadelerde bulundu. ?Öğretmen önce öğrencisi ile tarihi perspektifimiz ve medeniyetimizin arka planını besleyici çalışma içinde olmalı.? anlamında güzel ve derinliği olan ifadelerde bulundu.

           Hatta bu çalışmalar için, İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine varıncaya kadar vereceği direktiflerle, okullulaşma oranlarımızı, okullarımızın temel sorunlarının çözümü için, bu yönde ne tür adımlar atılması yolunda umut verici çalışma içine girilmesi gerektiği ifadelerinde bulundu.

           Bu düşünceler ışığında bizlerde bulunduğumuz ortamlarda eğitim adına ne yapabilirsek onun kaygısını taşımalıyız. Öğretmen isek sınıf başarısını, idareci isek okul sorunlarını, ilçe yöneticisi isek beldemizde neler yapabiliriz? bu konularda şimdiden süratle bir eğitim çalıştayı oluşturarak bu şuraya hazırlık yapmalıyız.

        Günlük okutulan ders saatinden, öğretmenin maaş karşılığı gireceği ders tanımına, günlük nöbetlerin ücretli olmasından, özür grubu atamalarının ne zaman yapılması gerektiğine, hafta sonu açacağımız kursların başarılı ve verimli olması için neler yapılabileceğine, idareci görevlendirilmesinde aksayan yanların neler olduğundan, bu sürecin eğitim ve öğretim takvimine nasıl yansıdığının iyi bilinmesi gerekmektedir. Öğretmenlik mesleğinin bir akademik ve gönüllük esası üzerinden yeniden yapılandırılmasına varıncaya kadar bir dizi çalışma başlatılabilir. Rehber öğretmenlerin maaş karşılığı girmesi gereken ders yükünün yeniden tanımlanması, branş ayırımı yapmaksızın tüm öğretmenlerin ders dışı egzersiz yapabilmelerine imkan sağlayan yolun açılmasına varıncaya kadar, disiplin olaylarını asgariye indirilmesi için, emniyet, veli ve gönüllü kuruluşlarımızla beraberce hareket etmenin yollarını aramalıyız.  Akademik başarıyı artırıcı tedbirler için, özel gündem dahi oluşturmalıyız.

            Sokaktan kaçmayan, sokağı medeniyetimizin dünyaya açılan penceresi yapmak, orayı gerçek sahibine bırakmanın yollarını araştırmalıyız. Sokağın huzurunu bozanların, terörist muamelesi göreceği haberi yine başbakanımızdan geldi. Bu haber bizi fazlası ile umutlandırdı. Zira sokak, şehirlere açılan güvenli kavşaklardır. Şehir ve insan arasında doğrudan bir ilişki vardır. İnsan neyse, sokakta odur. Büyük medeniyet inşa etmiş biz insanlar, önce sokağın ruhunu keşfettik. Çeşmesi ile, bulvarı ile, arastası ile, esnafı ile halkı ile hayatı orada kuşattık. Doya doya orda yaşadık. Ünlü mimarımız merhum Turgut CENSEVER hocamız ?İslam düşüncesine göre, şehirler, sokak ve evler de O?nu arayan insana göre konumlanır. Çünkü İslam,  insana kâinatı kucaklayabilme bakış açısı kazandırır, böylece insan inşa ettiği her şeyde O?nu arar. Bir ev tasarlarken de, evin içi, dışı ve çevresi o bakış açısına göre tasarlanır.? Fikrini esas alan mimari geleneğimizi oluşturmuştur.  

         Darende?mizde kurulacak eğitim çalıştayına, başta gönüllü kuruluşlarımızdan bir temsilci, sendikalarımızdan bir sorumlu, ilçede uzun süre görev yapmış, farklı türde okullarda çalışmış, ilçenin dününü ve bugününü iyi bilen kıdemli bir öğretmen, idari konularda başarı elde etmiş bir yöneticimizi, yeni atanmış bir öğretmenin raportör görevini yapacak olan, heyecanı ve bilgisini değerlendireceğimiz en genç olanımızı, eğitim konularında kafa yoran, yazı yazan, meselesi olan, yüksek lisan yapmış herkesi bu çalıştaya çağıralım. Güvenliğimizin teminatı emniyetten ve sosyal yardımlaşma vakfımızdan bir temsilci, emekli olmuş bir eğitimcimizde görüşleri ile renk katabilr. Sağlık grubundan bir yetkili çağırmayı da unutmayalım.

Bu kurultayın şimdiden ilçemize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni eder, eğitim sorunlarının çözümüne yapılacak katkıdan dolayı şükran ve minnet duygularımızı sunuyoruz. Emeği geçenleri, şimdiden can-ı gönülden kutlamak istiyoruz.