Abdulhamid YOLCU


Kararları nasıl vermeli?


Hayatımız boyunca gerçekleştirdiğimiz işlerin çoğunda önümüzde birden fazla seçenek vardır. Bu seçeneklerin arasından birisini tercih eder ve karar veririz. Peki karar verirken nasıl bir yol izleriz?

Diyelim ki, esnafız. Faaliyet gösterdiğimiz sektörde işler şimdilik idare eder seviyede gidiyor. Ama eski tadı da yok. Hele işin gelecekte nasıl şekilleneceği iyice belirsiz. Bir yandan yurtdışından daha ucuza ürün gelmesinden dolayı rekabetin artması, öte yandan her geçen gün internet kullanımının yaygınlaşmasının sonucu olarak insanların sanal alışverişi daha fazla tercih eder hale gelmesi bizi endişelendiriyor varsayalım. Hele hammadde fiyatları artarken bir de kalifiye eleman bulmakta zorlanıyorsak ve satışlarımız da düşüyorsa ne yapmalıyız? Yeni bir sektöre mi geçmeli? Başka bir yere mi taşınmalı? İyi bir pazarlamacı mı istihdam etmeli? Web sayfasını mı yenilemeli? Reklamları mı artırmalı? Yoksa masrafları mı kısmalı? Ne yapmalı?

Diyelim ki özel sektörde işçi ya da yöneticiyiz. Bu mesleğe yıllarımızı vermişiz. Dirsek çürütmüş, emek harcamış, belli bir yere gelmişiz. Fakat meslek artık bizi tatmin etmiyor olabilir veya üst yöneticimizle anlaşamayabiliriz. Gelirimiz az olabilir. Ne yapmalı? Mesleği mi değiştirmek doğru, yoksa firmayı mı? Başka bir iş mi bakmalı yoksa artık kendi işimizi mi kurmalı?

Kamu kurumlarında idareci olduğumuzu varsayalım. Yönettiğimiz kurumun belli bir bütçesi, ödeneği var. Hizmet etmekle yükümlü olduğumuz beldenin de çözülmesi gereken bir çok problemi...Yolları mı yenilemeli? Okulları mı güçlendirmeli? Alt yapıyı mı elden geçirmeli? Yoksa görenin bir daha bakmaktan kendini alamayacağı bir anıt mı dikmeli orta yere? İşsizliğe çare olsun diye sanayi projeleri mi yapmalı? Hepsi yapılmalı belki ama hangisi öncelikli? Ne yapmalı?

Bir karar vermemiz gerektiğinde farklı tarzlara sahibizdir. Kimimiz mümkün olduğunca duygularımızı geri planda tutarak oldukça rasyonel karar verebilirken bazılarımız duygusal ve sezgisel karar vermeye daha meyyal olabilir. Çözmemiz gereken konu hakkında çevremizdeki insanların ne düşündüğünü, tavsiye ve fikirlerini dikkate alarak, daha çok onların yönlendirmesine bağımlı kararlar alabileceğimiz gibi fazla düşünmeden ani bir biçimde de tepkisel karar da verebiliriz. Bunların dışında sanki karar vermezsek mesele çözülecekmiş ve biz de rahatlayacakmışız gibi karar erteleme davranışında da bulunabiliriz.

Karşılaştığımız konu ne olursa olsun uzmanların tavsiye ettiği bir karar verme süreci vardır. Beş aşamadan oluşan bu süreç kişilerin isabetli tercihlerde bulunmasını kolaylaştırmayı hedefler.

Tahmin edebileceğiniz gibi ilk aşama problemi tanımlama ve amaç belirleme aşamasıdır. Problemi olabildiğince net ve detaylı olarak tanımlarken amacımızı da ortaya koymak gereklidir.

İkinci aşama amaçlarımıza ulaşma yolunda önceliklerimizi belirleme safhasıdır. En önemli ve acil olandan başlayarak en önemsize doğru yapmamız gereken işleri sıralamak bu sürecin bir parçasıdır.

Üçüncü aşama problemi çözmek için alabileceğimiz alternatif kararların belirlenmesini kapsar. Tecrübemize, bilgi ve görgümüze, çevremizdekilerle yaptığımız istişarelere dayanarak oluşturduğumuz tüm alternatif kararları bu safhada sıralarız.

Alternatiflerin kıyaslanması ve kararın seçilmesi ise dördüncü ve beşinci aşamayı oluşturmaktadır. Karar alternatiflerini kıyaslarken, bunların uygulanabilirliğini, maliyetini, bir problemi çözerken başka bir probleme yol açıp açmadığını, amacımıza ne ölçüde hizmet edeceğini iyi hesaplamak elzemdir. Bu hususlara dikkat edilerek yapılacak seçim neticesinde verilecek kararı uygulamak ve hayata geçirmek artık mevzunun son kısmıdır. Uygulanan kararları takip etmek ve gerekli değişiklikleri yapmak ise bir sonraki kararın altyapısını oluşturur.

Elbette karar verirken her ne kadar ince eleyip sık dokusak da, bin bilsek bile bir bilene danışsak da, kararlarımızın isabetli olması için dua etmek ve tevekkül sahibi olmak da şarttır. Nihayetinde cüzi irademizi aşan ve her şeyi kuşatan bir külli iradeye iman etmekteyiz.