Bir gün, Allah (c.c.) dostlarından
birisi, talebeleri ile bir yere giderken yolda bir adam görürler. Adam yüksek
dağların zirvelerinden bin bir güçlükle toplayıp şehre getirdiği karları
satarak geçimini sağlayan birisidir. O gün, hava sıcaktır. Güneş tüm
yakıcılığıyla tepededir. Adamsa bu durum karşısında feryat figan bağırmaktadır;
?Güneşin altında her geçen an sermayesi eriyen bu zavallıya yardım eden yok
mu?! Eriyen karları satın alan yok mu?!? Talebeler adama acıyarak bakarken,
Allah (c.c.) dostu olan zat bayılmıştır. Talebeleri, kendisine gelen büyüklerine
neden bayıldığını sorarlar. Cevap ibret vericidir; ?Şu adama bakın ki, eriyen
karları ve dünyalık sermayesi için canhıraş bir şekilde bağırıp çağırmakta,
sermayesini değerlendirmek için gayret edip çabalamakta... Bizim ise, zaman
güneşi altında ömür sermayemiz erimekte... Onun kadar çabalıyor muyuz? İşte bu
durum beni bayılttı.?
Darende?mizi şereflendiren büyüklerimizden
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretlerinin buyurduğu gibi;
Ömrünün
sermayesin verme yele,
Geçti
fırsat, bir dahi girmez ele,
Ey
gönül, gel! Hakkı zikret, aşk ile,
Dem
bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem.
İnsana verilen ömür sermayesi an be an
erir, elimizde olan her bir saniye bile büyük bir fırsattır, fakat fırsat
değerlendirilmez ve heba edilirse, elden kaçırılırsa, aynen yaydan fırlayan bir
ok gibi, dilden çıkan bir söz gibi geri dönmez. Giden hiç bir saniye bile geri
gelmez. Ancak bu sermayeyi Allah (c.c.)
rızası yolunda harcayanların sermayesi tükenmez. Bize verilen günlük 24 saat
olarak ifade ettiğimiz bu ömür sermayesini en iyi değerlendirmenin yolu; gönlü
ilahi aşk ile dolu olarak, Hakk?ı aşk ile zikretmektir.
Günlük meşgaleler içerisinde
birçoğumuzun sık sık kullandığı bir deyim var; ?Zaman su gibi akıp geçiyor.?
diye. Gerçekten günler, haftalar, aylar geçiyor, bir bakmışız ki yıllar bizi
yaşlandırmış, bazıları ebedi âleme göç etmiş. Çocuklar büyümüş, delikanlılar
yuva kurmuş evlat sahibi olmuş. Analar?babalar toruna karışmış. Gayet normal.
Bu dünyanın düzeni böyle. İşte yine yaz geldi. Bir yandan okullar kapanırken,
diğer yandan gurbette olanların sıla-i rahim yapma hazırlıkları başladı. Bir
taraftan 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif heyecanı gönülleri kaplıyor.
Diğer taraftan her yıl yapılan, Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Kültürel
Etkinlikleri gönül dostlarını beliyor.
Bu yıl Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi
Hazretlerinin 100. doğum yılı olması sebebiyle öncekilerden daha farklı. Bu
kapsamda Darende?mizin yüz akı olan Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı
tarafından hem ilçemizde hem Türkiye?nin birçok il ve ilçesinde etkinlikler
yapılıyor. Hulûsi Efendi Hazretleri ve Somuncu Baba Hazretleri adına değişik
yerlerde ağaçlandırma çalışmaları yapılarak hatıra ormanları kuruluyor. Hulûsi
Efendi Hazretlerinin Divan?ından beyitlerin okunduğu ve açıklandığı Divan Okuma
Programları yapılıyor.
***
Soma?da yaşanan ve birçok maden
işçimizin vefat ettiği maden kazasının olduğu hafta sonu bir kaç arkadaşla
birlikte acıları paylaşmak niyetiyle Soma?ya gittik. Maden alanına kadar
giderek yerinde görme ve inceleme fırsatı bulduk. Bu konuda elbette gerekli tüm
soruşturmalar yapılacaktır fakat bizim gözlemlerimize ve Soma?lılardan
dinlediğimize göre olayın 2 temel sebebi var. Birincisi; aşırı kâr hırsıyla
alınması gereken tedbirlerin alınmayıp ihmal edilmesi. İkincisi; yapılan
denetimlerin yetersizliği. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması en büyük
dileğimiz. Bu vesileyle Soma?da meydana gelen elim maden kazasında vefat
edenlere Allah (c.c.)?tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Yaralılara acil
şifalar niyaz ediyorum.