Unutulmayan Hatıralar
Yazıköy?ün Ortaköy mevkiinde Hallo Dayı olarak tanınan Halil Uslu?nun, Esmelerin Hasan Yıldırım?ın ve Koca Memiklerden Mevlüt Ağa?nın çocukları 1950?li yılarda Ortaköy mevkiine yaptıkları evler ile bu mahalleyi oluşturmuşlardır.Yazımıza Yazıköyle ilgili tarihi
bir riayetle başlayalım ?
Somuncu Baba/Şeyh Hamid-i Veli
Hazretleri bir gün ziraatla uğraşan Yazıköy mevkiinde tarlaları olan talebesine
bir miktar tohum verir ve buyurur ki;
?Bu tohumların yarısını tarlanızın
bir kısmına sizin için, diğer yarısını da bizim için ekiniz!? Talebe
tohumları eker. Ekinlerin yetiştiği mevsimde tarlaya bakmaya giderler.
Talebenin tarlasında fevkalade güzel yetişmiş bir buğday vardır. Diğerinde hiç
ekin bitmemiştir. Somuncu Baba/ Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, talebesine
dönerek buyurur ki:
- Bu tarlalardan hangisi bizim,
hangisi sizindir?
Talebe, bu durumdan son derece
utanır ve kendi tarlasını göstererek der ki:
- Bu tarla sizindir efendim.
Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri:
- Biz ahiretimiz için çalışıyorduk.
Acaba hangi günahımızdan dolayı dünyamız mamur olmaya başladı da bu ekinler
böyle yetişti, diye buyurur.
Hocasının müteessir olduğunu gören
talebesi, hakikati söyleyerek hocasının üzüntüsünü giderir.
Şimdi de Hulûsi Efendi Hazretleri
ile ilgili hatıraları dinleyelim?
Kerim Uslu (74) Anlatıyor: ?Babam Halil Uslu Nacar
Hallo olarak tanınırdı. Nacar demek marangoz demektir. Evlerin kapı, pencere ve
dolaplarını yapan bir ustaydı. Dedem Nacar Mustafa da Hatip Hasan Fevzi
Efendi?nin Zaviye?deki evinin yapı ustası olarak bilinir. 1914 yılında, dedem o
evi yaparken Hatip Efendi?nin bir erkek evladı dünyaya gelir. Dedem ismini ne
koyacağını sorar. Hatip Efendi de ?Şeyh Hamid-i Veli Medresesi?nden icazet
almış bir kardeşim vardı, adı Ömer Osman Hulûsi idi. Genç yaşta vefat etti.
Kardeşimin adını Osman Hulûsi olarak evladıma koyacağım inşallah. Şeyh Hamid-i
Veli Hazretlerine hizmet edecek.? diye buyurur.
Babam 1945 yılında Taceddin-i Veli
Haziresi civarındaki kerpiç yapılı Devlethane?nin inşaatında da çalışmış. Babam
o evi yapmaya başlayana kadar tütün içermiş. Çalışmaya gitmiş, Hulûsi Efendi
Hazretleri?nin öğüdünü tutup tütünü/sigarayı bırakmış.
Bahçemizde bahar ve yaz aylarında
sahralar olurdu. Hulûsi Efendi Hazretleri Ortaköy?e, bizim bahçeye dostlarıyla
gelir çay içer, sohbet ederlerdi.
Babam Hallo Dayı, her Cuma
günleri ziyarete/sohbete gittiğinde bahçemizin elmalarından ceplerine
doldururdu. Çocukları, gençleri görünce, hepsine birer birer verirdi. Görenler
hayret ederdi, bu kadar elma hangi cebinden çıkıyor derlerdi. Babam da ?Buranın
bereketi.? diye cevap verirdi.
Babam vefat etmeden defin
işleminin kendi bahçesine yapılmasını istemişti. Hazrete sorduğumuzda
?Babanızın isteğini yerine getirin.? buyurdu. Daha sonraları da bana ?Babanın
kabrini devamlı ziyaret et. Sen onu göremezsin ama o seni görür.? buyurdu.
Babamın vefatından sonra
Devlethane?ye ziyarete gitmiştim, beni yanına çağırdı ve ?Baban buraya, bana
yakın otururdu. Gel sen de otur.? dedi. Sonra şu öğütte bulundu: ?Sevgili
Peygamberimiz (s.a.v.) dostlarını ve dostlarının yakınlarını asla
unutmazdı. Sütannesi geldiğinde,
onu hürmetle karşılar, ilgi ile ağırlar, hatta hırkasını çıkarıp altına
sererdi. Ölümü sonrasında babanın arkadaşlarına iyiliği merhametin
gereklerinden sayar, ?İçlerinde akrabaları ile ilişkilerini kesen bir kimsenin
bulunduğu topluluğa Allah?ın rahmeti inmez.? buyurur; sırasıyla annenin,
babanın, yakın akrabaların ve kişinin üzerinde hakları olduğunu beyan ederdi.
Dostlarına karşı vefalı ve samimi idi. Kıymetli zevcesi Hz. Hatice Validemizi
daima hayırla yâd ederdi. Vefatından yıllar sonra bile bir koyun kestiklerinde
bir parçasını Hz. Hatice annemizin arkadaşlarına göndermeleri onun dostlarına
olan vefasının en büyük örneğiydi. Biz de dostlarımıza karşı vefalıyız.? diye
buyurdu.
Gökpınar Projesi?nin etüt
çalışmasını yapan mühendislere Hulûsi Efendi Hazretleri; ?İşinizi yaparken,
Yazıköye uğrar, Hallo Dayı?nın bir çayını içersiniz.? buyurur.
Mühendisler dinlenmek için bizim eve geldiler. Efendi Hazretlerinin selamını
söylediler. Gökpınar Sulama Projesi için çalıştıklarını beyan ettiler. Bu arada
babam Hallo Dayı mühendislere; ?Siz bu yaz günü sıcakta çalışıyorsunuz ama
suyun akacağını acaba görecek miyiz, bu proje tamamlanacak mı?? dedi.
Bunun üzerine mühendislerden biri çok güzel bir cevapla şöyle dedi: ?Merak
etmeyin, Hulûsi Efendi Hazretleri bu işin içinde olduğu müddetçe bu sulama
projesinin bitip siz de bir gün bu suyun aktığını görürsünüz.? dedi.?
Fazlı Akbaş (50) Anlatıyor: 1990?lı yıllarda köyümüzde
iki aile arasında anlaşmazlık olmuştu. Halk araya girdi ama bir türlü sulh
edemediler. Köyün imamı Hakkı Hoca bir gün bu anlaşmazlık durumunu H.
Hamidettin Efendi?ye arz eder. Efendim sizin hatırınızı kırmazlar iki ailede
siz ne derseniz ona razı olurlar. Köyümüze teşrif ederseniz, bir barış yemeği
tertip edip, önderliğinizde iki aileyi barıştırırsanız iyi olur der. Hamidettin
Efendi tamam der. Birkaç gün sonra da, köy camiinde iki alenin bütün erkekleri
ve köylülerimizin katılımıyla barış gerçekleşti. Hamidettin Efendi başta durdu,
önce iki aile fertleri sonra bütün köylüler tokalaşıp sarılarak barışı
gerçekleştirdiler. Bunun için Hamidettin Efendiye çok müteşekkiriz.
Mustafa Mert (64) Anlatıyor: Ben de bir hatıra
nakletmek istiyorum. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi İstanbul?da hastanede
yatarken, bir gün Darende?den H. Hamidettin Ateş Efendi?yle telefonla
görüşürler. Telefon görüşmesinden sonra, yanında bulunan Hacı Naciye
Hanım?a dönerek: ?Hacı Hatun, gözün aydın, yaptıracağın okulun arsası alınmış,
hayırlı olsun.? buyurur.
Hulûsi Efendi Hazretleri ve Hacı
Naciye Valide bu habere çok sevinirler. Hulûsi Efendi buyurur ki: ?Oğul, Hacı
Valideniz şahsî ziynetlerini vererek Darende?ye bir okul yaptırmak istedi. Biz
de Belediye?den beş dönüm bir yer aldık. İnşallah inşaatını da yaptırırız. Hacı
Valideniz çok şefkatli oğul. İmam Hatip Okulu?nda okuyan kız çocuklarının
çektiği zorlukları gördüğünden, onlara yurt binası ve okul yapılmasını istiyor.
Oğul, eğitim şart, bir çocuğun iyi yetişmesi için, önce anneyi iyi yetiştirmek
lazım. Onun için kız çocuklarının da okumasını istiyoruz. Hacı Valideniz de
bundan dolayı bu okulun yapılmasını istiyor.? diye buyururlar.
Geçtiğimiz yıl, köyümüzde bayanlar
için bir Kur?an Kursu açılacaktı. Köyümüzün imamı, kursun eksiklerinin
giderilmesi için Vakıf Başkanı Muhterem H. Hamidettin Ateş Efendi?ye durumu arz
etti. Hamidettin Efendi de sağ olsun çok yakinen ilgilendi, hanımların kız
çocuklarının dinî bilgiler açısından daha iyi yetişmeleri için gayret gösterdi.
Köyümüzden olan Sivas?taki bir iş adamına ricada bulundu. Kursumuzun eksikleri
himmetleriyle tamamlandı. Müftülük de bir bayan öğretici verdi. İnsanlarımız
dinî eğitim açısından çok faydalandılar. Allah razı olsun?