Musa Tektaş


Yazıköylüler Anlatıyor Hulusi Efendi (k.s.) Hatıraları


1900?lü yıllara kadar Çukurkaya Köyü?nün yaylak ve arazi alanları içerisinde bulunan Yazıköy birkaç ailenin köyden çıkıp;  1912 yılında Yazıköy mevkiindeki arazilerine ev yapmasıyla meskûn mahal haline gelmiştir. Daha sonra büyüyerek ve gelişerek tarihinde köy statüsüne kavuşmuştur. Dedo Hasan Ağa (Akdemirler) Patlak Mustafa Ağa (Mertler) Baytarbağından Hacı Bekir Ağa (Akbaşlar) Salih Kâhyaların Ahmet Ağa (Kayacılar) Müdürler (Aktaşlar), Halişler (Akanlar) ve Karataşlar olmak üzere altı büyük ailenin yaşadığı, bağ ve bahçeciliğin geliştiği bir yerleşim merkezidir.

Bu rivayeti anlattıktan sonra Yazıköylü dostların Hulûsi Efendi Hazretleri hakkında naklettiklerine kulak verelim:

Mehmet Kayacı (70) Anlatıyor: Bir gün babam, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretlerini ziyaretine gider. Camiye bir hayır yapmak istediğin söyler. Hulûsi Efendi Hazretleri de ?Camiye iki tane kirkit/el dokuma halı getirmesinin iyi olacağını, böyle bir ihtiyaç olduğunu söyler.  Babam iki halıyı anlar ama makine halısı zanneder. İki tane makine halısı almıştı benimle onu Şeyh Hamid-i Veli Camii için gönderdi.  Caminin girişinde Hazretle karşılaştık. Elini öptüm, köyümüzü ve komşularımızı sordu, hayır dualarda bulundu. ?Efendim iki tane halı getirdim dedim. Hulûsi Efendi Hazretleri, Oğul ben kirkit/el dokuma halısı demiştim diye hatırlattı. Yine de makine halılarını serip, ?Efendim himmet ve dua buyurun ben el dokuma halısı da getiririm? dedim. Aradan bir müddet geçtikten sonra temin ettiğim el dokuma halıları alarak yine ziyarete gittim.  O arada cebimde 100 lira param vardı. Camide bir hizmete kullanılır diye 100 lirayı uzattım. Hulûsi Efendi Hazretleri, oğul götür caminin yardım kasasına at dedi. Kendisi de beni takip ediyordu. Kasaya doğru giderken gönlümden 100 liranın 50 lirasını atsam, yarısı geri bana kalsa diye tereddüt geçirdim.  Ben kendi kendime böyle düşünürken Hazret arkamdan; ?Oğul ilk niyet ettiğin 100 lirayı kasaya at,  niyetini bozma.  Allah yolunda bir Müslüman ne kadar fazla verirse, fedakârlıkta bulunursa,  Cenab-ı Allah onun kat kat fazlasını o kula ihsan eder. Bu tür hayır hizmetler bir vesile tamamlanır ama herkesin yaptığı iyilik kendi amel defterine yazılmak suretiyle ahiret âleminde ona manevi destek olur.? buyurdu.

Bir kez de hatim hocamız Hacı Bekir Akbaşla gitmiştik. Efendim, Hacı Bekir Ağa ihvanlara bal yediriyor musun? dedi. Hacı Bekir Amca da:  ?Efendim bu sene balımız pek olmadı dedi. Bu defa hazret, ben arının yaptığı balı değil gönül balını kastediyorum, muhabbetle gönül balı ikram edebiliyor musun? diyerek tebessüm etti?

 Ömer Akdemir (72) Anlatıyor:  Hulûsi Efendi Hazretleri zaman zaman bize un gönderir, Babam Mustafa Akdemir de anneme devamlı tandır ekmeği pişirttirir, Devlethaneye götürürdü. Bir defasında annem de gitmiş, bahçelerindeki ceviz ağacını görmüş. İçinden keşke Hacı Valide tandır ekmeğini sardığımız sofra bezlerini verince içine çocuklar için biraz ceviz koysa diye gönlünden geçirmiş. Eve geldiklerinde sofra bezlerini açmışlar ki, epey bir miktar ceviz var. Bir yandan mahcup olmuş, bir yandan memnun olmuşlar.

Ben de şoförlük yapardım. Skoda marka pikabımla Hulûsi Efendi Hazretlerini Balaban?a İçmecelere götürdüm. İçmecelerde bereket parası verdi. Halen bereket parasını saklıyorum. Babam zaman zaman köydeki evimize davet ederdi. Birkaç kez evimize teşrif ettiler. Güzel sohbetler oldu. O sohbetlerde Bostan Emmi ve Gürünlü Hacı Mehmet Amca da vardı.

 Mevlüt Mert (60) Anlatıyor:  Babam Mustafa Mert dayısı Mustafa Akdemir ve Ali Akbaş ile Darende?ye ziyarete giderken, yolda dayısı babama: ?Mustafa Hulûsi Efendi Hazretlerine intisap et, Nakşibendi dersi al,  böylece ibadetlerine daha dikkat edersin?  diye tavsiyede bulunur. Babam da biraz gidip gelemim daha sonra alırız diye bahane üretir. Sohbete otururlar. Sohbet esnasında Hulûsi Efendi Hazretleri şöyle buyurur: ?Ders almak için kimseyi zorlamayın. Kendi gönlüyle isteyerek almalı ki,  feyz alarak yapsın. Bir de ders al demektense, dersli kişilerin hali örnek olmalı ki, etrafındakiler ona bakarak derse talip olsun.? Bir müddet sonra babam da onları örnek alarak, sohbetlere katılarak ders aldı.

Mehmet Akbaş (58) Anlatıyor:  Dedem Hacı Bekir Akbaş,  ninem Halime hanımla ailevi bir problem yaşar bir müddet küs kalırlar. Bir gün ziyarete gittiğinde Hulûsi Efendi Hazretleri dedeme aile fertlerini, yani ninemi de sorar. Dedem de, Efendim birkaç gündür küsülüyüz der. Bunu üzerine Pir Efendimiz: ?Hacı Bekir Ağa, aile içinde ufak tefek konulardan dolayı küsmek olmaz, git hanımının elini öp gönlünü al. Kadınların kalbi hassastır, incitmek olmaz. Aile içinde anlayışlı olmak gerekir. Yalınız böyle dedim diye, sakalı o kadar da ele verme.? buyurur.