Geçen gün bir konferanstaydım. Konu ?Hulûsi Efendi?nin Eserlerinde Hadis? idi. Yumuşak bir hitabetle konuşmacı, önce Gül?ü anlattı, ?gül kokusunu arayanları? bulanları, alanları kutladı, ?Darende?de buluşmanın güle muhabbetten olduğunu? söyledi. Hadisler ışığında Dîvân-ı Hulûsî-i?nin gül kokan yapraklarından, örnek insanı anlattı. ?Sadakatte vefada örnek insan ol örnek?, diyordu, ?Kimsesizin düşkünün ayağı, ol eli ol? diyordu. Ensar?dan bahsetti, muhacirleri hatırlattı. Kendimizi değerlendirmemizi istiyordu, sınıfta kalmıştım.
İki gün öncesinde bir fırsatım oldu
Suriyelilerin misafir edildiği Malatya Beydağ?ı kampına (MABEK) gitmiş,
etkilenmiştim ama konferansta anlatıldığı gibi Ensar, Muhacir penceresinden
bakamamıştım. Ensar, Arapçada "yardım edenler? demektir. Yaşadıkları
toprakları dinleri için terk edip Mekke`den Medine`ye göç eden Müslümanlara
Muhacir, onlara yardım eden şehirlerini evlerini, topraklarını paylaşan,
Medineli Müslümanlara Ensar denmişti. İslâm?da büyük öneme sahip olan Hicret
olayı o güzel topluluğa kimlik olarak verilmiş, bu güzel topluluk Kur`ân`da yer
almıştı.
1993 yılında gitmiştim Suriye?ye, bizden 30 yıl
geriydi. İnsanlar korkmuş, sinmişti. Baba Hafız Esat istibdadının halkı
üzerindeki baskısı o kadar beliydi ki, Hama, Humus katliamının izlerini taşıyan
bazı binalar açık hava müzesi gibi ibretlik olarak korunmuş, yeni nesiller
aklınızı başınıza alın diyordu. Arap Baharı ile 2011?de başlayan, Suriye Baas
Partisi askerlerinin, insan hakları ihlalleri yaparak kimyasal silahlar
kullanarak kendi halkını yok etmesi, uluslararası örgütlerin değerlendirmesiyle
bir mezhep savaşı ve sonuç 2013 itibarıyla 120 bin ölü, 1 milyonun üzerinde
mülteci...
Ülkemizde Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı`nın (AFAD) verilerine göre, Türkiye`deki Suriyeli mültecilerin
sayısı 600 bin, bunların 400 binden fazlası mülteci kampları dışında yaşamakta.
Mülteci durumundaki 7 bin 300 Suriyeli, Malatya?da 2 bin konteynerden oluşan 10
bin kişi kapasiteli MABEK?te misafir ediliyorlar. MABEK küçük bir ilçe gibi, 6
mahallesi demokratik yöntemle seçilmiş muhtarları var. Her mahalleye
çamaşırhane, ekmek pişirme konteynırları hazırlanmış.
Halıcılık, kuaför gibi kursların verildiği,
atölyelerin kütüphanenin etkin kullanıldığı, aile sağlık seminerlerinin
yapıldığı bir kültür merkezi, marketi, 2 sentetik futbol sahası, tenis kortu, voleybol,
basketbol sahaları faal. Bu yıl sosyal amaçlı 2 bin 768 etkinlik yapılmış. 167
Suriyeli öğretmen, 32 Türk öğretmenin, 2 bin 768 resmi kayıtlı öğrenciye eğitim
verdiği 32 derslikli 2 adet okul, 6 derslikli anaokulu var. İşlevini tam yerine
getiren sosyal merkez konumunda iki de camisi bulunuyor. Gittiğimizde cami
doluydu, Suriyeli hocanın Arapça verdiği vaazı dinlediler, topluca dua ettiler,
?Gariplerin duası kabul olur.? dualarına bende gönülden ?âmin? dedim.
Cemaat dağıldıktan sonra sayıları 200?ün
üzerinde kız çocuğu geldi. Hafızlığa çalışıyorlarmış, topluca Peygamberimizin
Medine?ye teşriflerinde Medinelilerin okuduğu ?Talaal bedru? ilahisini
okudular. O zaman daha yakın olduğumuzu fark ettim. Aynı Yüce Sevgili?ye aşkla
bağlıydık. Arzumuz isteğimiz dileğimiz aynıydı. Kamp içinde yürürken çocukların
kamp sorumlusu Vali Yardımcı?mıza ve Kamp Müdürü?müze koşarak sarılmaları,
şefkatle kucaklanmaları o kadar samimiydi ki. Bu muhabbet bu günün işi değildi,
bu süregelen bir ilginin alakanın sevginin sıcaklığıydı. Bu yöneticilere ne
mutlu? Yalnız bir babaannenin baktığı küçük dört öksüz kardeşin o masum
bakışlarını görmenizi isterdim.
Bunun gibi bir gülümseme bekleyen yüzlerce
öksüz yetim var. Bazen otobüste, hastanede, yolda yolakta bu gariplerden
şikâyetçi olanları gördüğümüz gibi evini ücretsiz Suriyeli bir aileye vermiş
desteğini esirgemeyenlerde var içimizde. Ev sahipliğini böyle güzel yapanlara ne
mutlu. Garipler Allah?ın emanetidir.