Kıymetli okurlar, bildiğiniz gibi vakıf kavramı; ?bir malın mülkiyetini veya yararlanma hakkını toplumun yararına tahsis etmek suretiyle hayır işlemek? olarak tarif edilmektedir. ?Vakıf mülkü ise Allah?ın (c.c) mülkü? demektir. Burada önemli olan ise niyettir. ?İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır? hadis-i şerifi gereğince vakıf kurmaya yönelenlerin asıl amacı Allah?ın rızasını kazanmak olagelmiştir.
İslam tarihine baktığımızda
ilk vakıf uygulamalarını Peygamber Efendimiz?in (s.a.v) hayatında görmekteyiz.
Peygamber Efendimiz Medine?de sahibi olduğu yedi arazi ile Fedek ve Hayber
hurmalıklarından hissesine düşen kısımları vakfetmiştir. Her konuda canı
pahasına Peygamber Efendimizi kendisine örnek alan sahabe-i kiram (r.a)
efendilerimiz de kendi mülkiyetinde bulunan birçok malı vakfetmişlerdir. Hz.
Cabir (r.a) bu konuda ?Ben muhacir ve ensardan mal ve güç sahibi bir şahsı
bilmem ki, bir vakıf ve tasaddukta bulunmuş olmasın? buyurmaktadır.
Özellikle şanlı ecdadımızın
hüküm sürdüğü dönemlerde hemen her konuda birçok vakıf kurularak tüm canlıların
ihtiyaçlarının karşılanması yolunda çok önemli gayretler sarfedilmiştir.
Osmanlı Devleti yetimlerin, evlenemeyen gençlerin, okumak isteyen öğrencilerin
imdadına koşan vakıflarla doludur. Bunların yanı sıra dağdaki kurtlar ve kuşlar
bile unutulmamış, soğuk kış günlerinde onların aç kalmaması için gerekli
tedbirler alınmıştır. ?Ameller niyetlere göredir? hadis-i şerifinde
buyurulduğu gibi işte bu ihlas ve samimiyet dolu gayretler Osmanlı Devletinin
bir ?vakıf medeniyeti? olarak tanınmasını ve isimlendirilmesini sağlamıştır. Ne
kadar övünsek azdır.
Rabbimize şükürler olsun ki,
ilçemizin yüz akı olan Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi (k.s) 1986 yılında kendi
ismini taşıyan vakfı kurmuştur. Daren-de?de yaşayanlar her zaman, gurbette
olanlar ise sıla-i rahim yaptıklarında vakıf tarafından hayata geçirilen
hizmetlere şahit olmaktadırlar. ?Allah güzeldir, güzel olanı sever? düsturunca
her yaptığı hizmeti güzel yapan Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı sadece
ilçemize değil, ülkemize hatta bir çok ülkeye faydalı olmaya inşaallah kıyamete
kadar devam edecektir.
Vakıf dediğimiz zaman
aklımıza ilk anda ihtiyaç sahiplerine yardımcı olan bir kuruluş gelmektedir. Bu
elbette doğrudur. Buna ilave olarak gönüllü kuruluşların birçok dolaylı
faydaları vardır. Mesela, tarihi eserlerin aslına uygun olarak yenilenmesi,
doğal güzelliklerimizin korunması ve geliştirilmesi, yurt ve okul gibi eğitim
kurumları açılması, bazı iş alanları oluşturularak istihdamın artırılması hemen
akla gelen yararların birkaçıdır. Bu saydıklarımız tabii ki üst yapı olarak da
adlandırabileceğimiz kalkınma odaklı faydalardır. Ya sosyal huzur ve insanlar
arası birliğe, barışa yapılan katkılar? Gönülden gönüllere kurulan köprüler?
Saymakla bitmez. Bu manevi fayda ve kazanımlar, tabir yerindeyse, bir binanın
temeli gibidir, temel olmasa veya zayıf olsa üst yapı kesinlikle olmaz.
Kıymetli
hemşehrilerim, ilçemizin başta işsizlik, yoksulluk, büyükşehirlere göç olmak
üzere birçok önemli sorunu olduğu malum. Bu ve benzeri sorunların çözülerek
ilçemizin hızlı ve başarılı bir şekilde kalkınması için belediyelerin, mülki ve
idari kurumların, yani hizmet etmekle sorumlu olan tüm kurumların birlik ve
beraberlik içerisinde hareket etmesi şarttır. Her vatandaş gibi, bilhassa yerel
seçim sonrasında, ilçemizdeki tüm kurum ve kuruluşların her zamankinden daha da
fazla, fikir alışverişinde bulunarak sorunlarımıza çözümler üretmelerini ve ses
getirecek önemli projelere imza atmalarını bekliyor ve diliyorum.