M. Nazmi Değirmenci


Bağışlamanın tadı


Aralık ayının ikinci cumasıydı, Mesai arkadaşım ve misafiri, havanın yumuşaklığını görünce tam tavşan keklik zamanı, bu havada ava gideceksin diye hayıflandılar. Ah çektiler ve av, avcı muhabbeti açıldı. Abartılı anlatımlar, attım, vurdum, tuttum, ettim bir iştahlı laflarki sormayın. Vuramadım, vurmak istemedim, kaçmasına izin verdim, diyen yok. O atıyor, bu atıyor, ne bulurlarsa sıkıyorlar, uzun süre dinledim. Bir ara boşluk bulup lafa girdim ve bir şey öğrenmek istediğimi belirterek sordum. Vururken, öldürürken mutlu oluyor musunuz?  Soru abesti mutlu olmasalar, dağda bayırda soğukta fırtınada ne işleri vardı. Peki, hiç bağışlamayı affetmeyi düşündünüz mü? Avınız önünüzde, tetiğe çekince vuracaksınız, öldüreceksiniz, işte o anda bağışladım diye biliyor musunuz?  Kaya ya,  taşa, çalıya basıp bir bahane onun kaçmasına müsaade edebiliyor musunuz? Annesini babasını yuvasında bekleyen yavruları sevindire biliyor musunuz? Bir de bunu deneyin, affedin, bağışlayın, affetmenin yüceliğine erin, mutluluğunu yaşayın. Allah affedenleri sever, Affetme büyüklüğün şanındandır. Bence bu av sohbetlerinde biraz da bunlar anlatılsın. Mesela diyin ki, tam önümde duruyordu, tetiği çeksem düşecekti. Onun için ya hayata devam veya hayatın sonuydu ve affettim. Ölüm veya yaşam, karar ve güç sizin, siz avcıların. Ama anlatılanlara bakılırsa tercihiniz hep can almaktan taraf gibi. Birde affetmeyi bağışlamayı deneyin dedim. Ama öyle dememişiz.

Hafta başıydı arkadaşım akşam mesai çıkışında Arabasının bagajından çıkardığı küçücük bir poşeti bu senin diye verdi. Evde poşeti açtığımda o kadar üzüldüm ki, dört saçma isabetiyle vurulmuş, tüyleri ayıklanmış, ne olduğu bilinsin diye başı üstünde bırakılmış bir kınalı keklik, inanın yumruk kadar, beşi bir adamı doyurmaz. Anlayamam neden vurulur, övünülerek neden anlatılır, can almanın övünülecek neresi vardır. Karınlar doyar mı? Avcılıkta çokça kullanılan, kabul gören bir dilek vardır. Rastgelesin denir. Benim dileğim, “Hiç rast gelmesin.”

Yaptırımı nedir, uygulanır mı bilemem ama Yenidünya düzeninde karşılıksız güç kullanmak suç tur. Yani siz sapanla kendini savunanlara topla tüfekle gidemezsiniz. Bugün av ve avcı arasındaki güç farkı budur. Kendini devamlı yenileyen, kalibresi yüksek yivli silahlar kullanan avcı ve karşında kendini yenileyemeyen av. Bu nasıl adil bir spor veya yarışma, nasıl bir oyun. Teknolojiyi yanına almış kullanan, oyunun kurallarını belirleyen, oyunculardan biri adalete bir bakın. Bırakında kınalı keklikler hep uçsun. Keklik kömbeleri olmasın

Çocukluğumda heyecanla dinlediğim bir av muhabbeti yapılsa, sonrasında babaannem siz onlara inanmayın avcılıkta yapmayın der, her gittiğinde onlarca keklik getiren mahalledeki iyi atıcı, ünlü avcının son günlerinde yatakta, keklikler gözümü oyuyor diye sayıklayarak öldüğünü anlatırdı. Vurulan hayvanlardan, yuvada bekleyen yavrularından bahsederdi. O kadar etkilenmişim ki, bu gün dahi dinlemek zorunda kaldığım her av konuşmasında eskiye giderim. Gözümün önüne korku sevgi arasında babaannemin anlattığı şekliyle vurulan anne kekliklerin, tavşanların tilkilerin yuvada bekleyen yavruları, dağda bayırda oynaşan yaban hayvanlarının, kana belenmiş avcının sırt kemerinde asılı kanı damlayan cansız bedenleri gelir.

Her çanlının bir yaratılış gayesi vardır. Hiç bir şey boşuna yaratılmamıştır. İnsanoğlu yaratılanların yaratılma gerekçesini öğrenmeli, bilmeli, bulmalıdır. İlim bunun için olmalıdır. Yaratılan bir canlıyı önemsiz görmek onu yok saymak büyük cehalettir. Seyahat halinde sorunsuz çalışan otomobilinizin motorundan adını işlevini bilmediğiniz küçük parçaları bu işe yaramaz, diye atmanız gibi bir şeydir bu. Sonunda motor durur bir daha çalışmaz. O gün gelir aracınız yolda kalır attığınız, kıymetini bilmediğiniz o parçaları yapamazsınız, bulamasınız, gücünüz idrakiniz yetmez onları yapmaya. Onlar atılmış, kaybolmuş, nesli tükenmiştir. Yaratan boşuna yaratmamıştır. Ah bunu bir bilsek, düşünsek, o idrakte olsak, acaba bir can incitir miyiz? Ama, aması var yanlış kullanılan her şey bozulur, yaşadığımız çevre gibi. Kullanım kılavuzu iyi okunmalı, iyi öğrenilmeli, doğru tatbik edilmeli, anahtar sevgidir.