Musa Tektaş


Kalkınmanın umudu Hulusi Efendi (k.s.)


Her türlü sosyal faa­liyetin başında yer alan Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.), Da­ren­denin kalkınması için yürütmüş olduğu eğitim ve sosyal faaliyetlerine ilave olarak kalkınma ve ekonomik sahalarda da gelişmelerin ufkunu açmış, önder olmuştur.  İlçemize bir fabrika kazandır­mak ga­yesiyle 1970’li yıllarda yo­ğun çalış­malar baş­lat­mış; Darende’nin gelişmesi için fevkalade gayretler göstermiştir.  1977 yılında hemşehrilere Hulûsi Efendi Hazretlerinin imzasıyla gönderilen bir matbu mektup bu gayreti bizlere göstermektedir. Mektubun metni şöyledir:

 

“Sayın Darendeli Hemşehrilerim...

Darende Çimento Fabrikası 7/3/1977 tarihinde TeTan İnşaat Limited Şirketine Müteahhit firma olarak ihale edilmiş olup 1/4/1977 tarihinde inşaatı başlamış halen ambar binaları,  atölye binası,  işletme binası, laboratuar binası, müdüriyet binası, işçi yemekhanesi, işçi yatakhanesi,  dizel binası,  şantiye kontrollük binasının kaba inşaatı bitmiş;  lojmanlar garaj binası, yıkama yağlama binası ve diğer sosyal tesislerinde su basmana kadar olan inşaatı yapılmıştır. İnşaat büyük bir hızla devam etmektedir.

Fabrika saha tesviyesi ve yolları tamamlanmış T.E.K. ile enerji anlaşması yapılmış su için gerekli etütler yaptırılmıştır.

Hammadde etütleri yaptırılmış ve toplam olarak 500 yıllık ihtiyacımızı karşılayacak hammadde ocaklarının ruhsatı alınmıştır.

Arsaların istimlâk bedeli ödenmiş tapuları alınmıştır.  Fabrikamızın temeli Sayın Sanayi Bakanı Oğuzhan Asiltürk ve İmar Bakanı Recai Kutan tarafından atılmıştır.

Fabrikamızın transit yolu üstünde olması enerji hattının yakından geçmesi bol miktarda su bulunması hammaddemizin yakın kaliteli ve bol miktarda bulunması nedeniyle mevcut Çimento Fabrikalarının en iyisi olduğu yapılan teknik araştırmalarda görülmektedir.  Bu bizlere çok parlak geleceğin bir nişanesidir.

Şirketimiz Çimento T.A.Ş. ile prensip anlaşmasına varmış ve sermayeyi 125 milyon TL yapma kararını almıştır. Şu anda şirketimizin 70 Milyon TL taahhütlü ortağı vardır, geriye kalan meblağın temini için ortak kaydı devam etmektedir. Mevcut ortaklarımızın gerek hisselerini artırarak gerekse yeni ortak bularak sermaye artırımımıza yardımcı olması ve bunu bir vazife bilmesini dileriz.

Makinaların getirilmesi için 375 milyon TL hükümet yardımı olarak temin edilmiştir. Fabrikamızla aynı kapasitede olan Adana Çimento fabrikasının yıllık kârı 20 milyonun üstündedir. Ak Çimentonun 1000 TL’ye satılmış olan hisse senetleri bu gün 10.000 TL’ye satılmaktadır.  Fabrikamızın geleceğinin bu fabrikalardan,  daha iyi olacağı ortadadır.

Sayın hemşerilerim şirketimizin hiç bir kötü niyeti yoktur.  Lütfen inanın, güvenin bu hayırlı müessesenin memleketimize, milletimize hayırlı uğurlu olması dileği ile mübarek Kurban Bayramınızı kutlar dualarımla gözlerinizden öperim.            

Darende Çimento ve Mamulleri A.Ş. Fahri Başkanı

HACI HULUSÎ ATEŞ”

 

Mektubun sonunda hissedar olabilmenin şartları belirtilirken, Fabrika İdare Meclisi Başkanı Hacı Ahmet Söylemez’in de ismi geçmektedir.

Hulûsi Efendi Hazretleri Çimento Fabrikasına hissedar kazandırmak için, Daren­deden bir he­yet­le yurt dışı gezisine çıkarak Al­man­ya’­daki hemşeh­ri­leri ziyaret etmiştir. Türki­ye’­ye döndükten son­ra aynı amaçla, yurt için­deki bazı illeri ziya­ret ederek oralardaki hemşehrilerin bu husustaki kalkınma adımlarına olan katkılarına aracılık et­miştir.

 

“BÜYÜK İŞLER BAŞARMIŞ,  MİLLETE-MEMLEKETE HİZMET ETMİŞTİR"

Yurtdışı gezilerinde yanında bulunanlardan, Darendeli esnaf, H. Ahmet Söylemez konu ile alâkalı bir hatırasını şöyle anlatıyor:

"Osman Hulûsi Efendi ile birçok ülkenin sınır kapısından geçerek Al­man­yadaki hemşehrilerimizi ziyaret ettik. O öyle büyük bir insan, öyle Al­lahın sevgili kulu idi ki, yabancı devletlerin sınır kapılarındaki görevliler, onun valizini hiç açmadılar, onun üzerini hiç aramadılar. Bizim bütün eşya­la­rımız gözden geçirilirken, muhterem Osman Hulûsi Efendiye yabancı gö­revliler bile hürmet ediyor, ona güveniyor ve saygı gösteriyorlardı. O bütün âlemin sevgisini ve güvenini kazanmış bir şahsiyetti. Onun için büyük işler başarmış ve millete, memlekete hizmet etmiştir."

Darendeye bir çi­men­to fabrikası olarak düşünü­len eserle o, mem­leketin atıl vaziyetteki madenlerini eko­­­­­no­mi­ye kazandırmayı arzu etmiştir. Bu mü­es­sese daha sonraları, 1988 yılın­da iplik fabrikası olarak hizmete girmiştir.

Kapısı herkese açık olan bu büyük insan mem­leketin her tarafında, hatta yurtdışında hüsnü kabul gören, hürmet edilen örnek ve önder şahsiyet olarak yaşamıştır. Kendisini ve kütüphanesini ziyaret maksadıyla memleketin her kademesinden idareci, politikacı, akademisyen, araştırmacı ve gönül ehli insanlara hiçbir ayrım yapmaksızın kucak açmıştır.

Turgut Özal Bey, 1983 yılındaki seçimlerden sonra başbakan olduktan sonra “Ben Darende’nin milletvekiliyim” deme nezaketinde bulunmuştur. Hulûsi Efendi (k.s.)’nin Darende’den heyetler hâlinde birçok kez Turgut Özal’ı ziyaret ederek memlekete birçok hizmetin yapılmasına vesile olduğu bilinmektedir. Bu konuyla alakalı Darende eski Belediye Başkanlarından Abdullah Karakurt Bey şöyle bir hatıra nakletmektedir:

“Osman Hulûsi Efendi Darende’ye bir Sümerbank Fabrikasının kurulmasını çok istiyordu. Ankara’ya gittik. O zaman Başbakan, daha sonra da Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal’la gö­­rüştük. Özal Sü­mer­bank Genel Mü­dü­rü’nü arayarak Da­ren­de’ye bir Sümer­bank Fabrikası kurul­ma­sı için talimat verdi. Sümerbank Ge­nel Müdürü fabrikanın yerini görmek için Da­rende’ye geldi. Biz geleceğini haber alın­ca kendilerini Bala­ban’da karşı­ladık. Fab­ri­kanın yerini gös­ter­dik. Yeri çok beğendi. Kendilerini Hocamın yakın alakası ile ağırladık. Genel Müdürün eşi, gösterilen ilgi ve misafir­perverlikten çok etkilenmiş olacak ki, beyine “Hiçbir yerde böyle bir karşı­lama ve ilgi gösterilmedi. Bu fabrikayı buraya kurun” diye telkinde bulun­muştu. Bu arada biz devamlı Ankara’ya gidip geliyoruz. Sümerbank Genel Müdürüyle görüştüğümde bana dedi ki: “Ben Denizli veya Balıkesir’deki fabrikayı söküp Darende’ye kurmak istiyorum.” dedi. Durumu Hocama anlattım. Sümerbank Genel Müdürü böyle söyledi dedim. Hocam, duruma çok üzüldü. Bütün çabası Darende’ye yeni bir fabrika kurmaktı.”

Turgut Özal ile her görüşmesinde Çimento Fabrikası, olmazsa, İplik Fabrikası, Gökpınar Projesi ve İlahiyat Fakültesi’nin açılmasını dile getirirdi. Darende’nin bir fabrikaya değil birden çok fabrikaya ihtiyacı olduğunu söylerdi.

Biz yine Hulûsi Efendi ile bu fabrika işini Başba­kanla görüşmek üzere Ankara’ya gittik. Metin Emiroğlu ve Hüsnü Do­­ğan, Hocamın geldi­ği­ni duyunca bizimle ilgilendiler. Başbakan Özal’la görüştük. Baş­ba­­kana Sümerbank Genel Müdürünün söylediklerini aktardık. Bizim eski fabrika istemediğimizi söyledik. Başbakan “Hocam ben de sizin gibi düşünüyorum. Darende’ye eski fabrika kurdurmam.” dedi. Hulûsi Efendi “Bunlar bizi oyalıyorlar oğul” deyince Özal’da “Siz merak etmeyin, sizin himmetinizle biz bu fabrikayı kurarız” dedi. 1987 yılında temeli atıldı. 1988 Nisan ayında da büyük bir kalabalık bürokrat ve davetliyle açılışı yapıldı. Böylece Darende’ye bir üretim ve kazanç kapısı kazandırıldı.”

 

DARENDELİLERİN UMUDU İPLİK FABRİKASI

26 Nisan 1987 tarihli bir gazete kupürü bu umudun temel atma törenini şöyle özetliyor:

“Yerteks Tekstil Sa­nayii Genel Müdürü Cavit Şentürk, törende yaptığı ko­nuşmada, yatırımın gerçek­leşmesinde büyük katkısı bulunan Milli Eğitim Genç­lik ve Spor Bakanı Emiroğlu’na, Türkiye Vakıflar Ban­kası Genel Müdürü M. Sami Erdem`e verdikleri kredi ile kuruluşu finanse eden Baş­bakanlık Toplu Konu ve Ka­mu Ortaklığı Dairesi Baş­kanlığı `na teşekkür ederken Darende İlçesi yöneticileri­ne ve Darende halkına da gösterdikleri yakınlığı bil­hassa vurguluyordu.

Türkiye Vakıflar Banka­sı Genel Müdürü M. Sami Erdem ise, bir zamanlar burada Çimento Fabrikası için girişim olduğunu, Darende’ye daha cazip yatı­rımlar gerektiği için zamanla ihtiyaca binaen Sayın Hacı Hulûsi Ateş`in duaları ve fikirleri bizleri de Darende`ye teks­til yatırımına özendirdi. Bankamız olarak da bu tür yatırımları destekliyoruz. Sadece bu beldede bugüne kadar 100 bin iplik kapasi­tede kredi verdik. Sadece memleketim olan Darende` ye değil, yurdun dört bir yanına böyle yapılar yükselterek ekonomimizin sağlıklı bir düzeye ulaşmasında emeği bulunanlara teşekkür etmek isterim" diyordu.

Darende Belediye Baş­kanı Abdullah Karakurt`un ise konuşması özellikle bu yatırıma, bu ilçeye gösteri­len yakınlık ve ilgiye teşek­kürle yoğrulmuştu.

Bakan Emiroğlu tesisin temelinin atılmasından ön­ce yaptığı konuşmada ise, mutlu bir gün yaşandığını, böyle bir tesisin yapılma­sında Darendelilerin ve özellikle Sayın Hulûsi Ateş`in büyük emeği bulunduğunu belirterek, "Darende`ye tekstil fabrikasının yapıl­masında emeğim olması be­nim için gurur vesilesidir. Bu başka tesislerin başlan­gıcını da teşkil edecektir. Burası GAP sayesinde pa­muk bölgesi olacak, bu yö­renin insanları kendi mah­sullerini kendi bölgelerinde değerlendirebileceklerdir" derken bu tesisin her aşa­masında büyük emeğinin bulunduğunu ifade ettiği Vakıflar Bankası Genel Müdürü M. Sami Erdem’e de teşekkürlerini dile getirdi.”

 

“OĞUL, MEMLEKETİMİZE BİR HİZMET OLUR DİYE UĞRAŞIYORUZ”

Darendeli işadamı Hakkı Tunç, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretlerinin Darende’ye hizmet için çok büyük fedakârlıklar gösterdiğini bir hatırasında şöyle anlatıyor:

“1987 yılında Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroğlu’nun Malatya ziyaretinde Darende Belediye Başkanı ve Kaymakam Beyin içinde bulunacağı ilçeden bir heyetin Emiroğlu’nu Doğanşehir ilçesinde karşılamaya gideceğini Hazretin de heyette yer alıp teşrif etmesini isterler. Ertesi gün sabah araba göndereceklerini beyan ederler. Bir gün önce ani bir kararla ben de Darende’ye ziyarete gitmek için arabamla İstanbul’dan yola çıktım. Sabah 8.00’de devlethanenin önündeydim. Baktım ki, Hulûsi Efendi Hazretleri paltosunu giymiş, bir yolculuğa çıkacak vaziyette dışarı çıktı. Ben kendilerini görünce şaşırdım. “Oğul iyi geldin biz de Belediye Reisi ve Kaymakam Beyle Bakan Beyi karşılama gidecektik” dedi. Hemen yola koyulduk. Belediye Başkanına Efendi Hazretlerini benim götüreceğimi, araba göndermelerine gerek kalmadığını söyledim. Yola devam ettik.  Yolda gönlümden “Hulûsi Efendi Hazretleri bu yaşına rağmen acaba niçin bu zahmetlere katlanıyor buna ne gerek var?” gibi duygular geçti. Aradan bir dakika geçmeden Efendi Hazretleri “Oğul, memleketimize bir hizmet olur diye uğraşıyoruz.  Zahmet değil rahmet olur.” buyurdu.

 Karşılama yerine gittik. Vali Bey, Malatya Belediye Başkanı, Kaymakamlar, İlçe Belediye Başkanları,  İl Müdürleri,  siyasi parti başkanları sıraya geçmişler bekliyorlardı. Bakan Emiroğlu arabasından iner inmez uzaktan Hulûsi Efendi Hazretlerini gördü. Oraya dizilmiş il heyetini ve bütün bekleyenleri geçerek; “Efendim zahmet etmişsiniz, bizi mahcup ettiniz. Ben sizin yanınıza gelecektim. Bütün arzularınız bizim için bir emirdir” diyerek iltifatta bulundu. Sonra diğer erkânla görüştü…”

 

BAKANA HEDİYE EDİLEN ESANS

Malatya Milletvekili ve Millî Eğitim eski Bakanı Metin Emiroğlunun bir Darende ziyaretinden sonra yaşadığı hatırayı H. Hamidettin Ateş Efendi’den naklederek yazımızı bağlayalım:

“Avrupa Güvenlik ve İşbirliği toplantısına katılmak üzere Bulgaristana giden Bakan Emiroğlu, AGİK Başkanı ile Bulgaristandaki Türklerin problemlerini görüşmek için bir araya gelirler. AGİK Başkanının sert tutumu karşısında Emiroğlu ortamı yumuşatmak için bir ikramda bulunmak ister. (Bu ziyaretten önce de Malatya gezisi esnasında Darendede Hulûsi Efendi Hazretlerini ziyaret etmiş, duasını almış ve bu arada Hulûsi Efendi (k.s.) Sayın Bakana bir esans hediye etmiştir.) Eliyle cebini yoklayan Emiroğlu, Hulûsi Efendinin kendine hediye ettiği esansı bulur ve AGİK Başkanına hediye eder. Başkan esans şişesinin kapağını açarak koklar ve çok hoşuna gider. Bu sayede bir yumuşaklık oluşarak görüşme olumlu sonuçlanır. Bulgaristandaki soydaşlarımıza özgürlük hakları verilir. Bakan Emiroğlu bu hatırayı anlatırken, bir güzel kokunun nelere vesile olduğunun canlı şahidi olarak iftiharla Hulûsi Efendi Hazretlerine her zaman minnet borçlu olduğunu beyan etti.