Cemil Gülseren


Nasıl varsın?


Rene Descartes’in ünlü sözüdür: “Düşünüyorum öyleyse varım.” Öne çıkan düşüncedir. Fuzuli söylerse şöyle diyecek tabii: Seviyorsam varım. Kimi yazıyorsam varım der, kimi yiyorsam…

Herkesin varım diyebileceği bir şeyler mutlaka vardır; Parayla var olan, sağlıkla, nefesle, şöhretle, kullukla. Dünya görüşünüz, hayat tarzınız aynı zamanda varoluş sebebiniz. Duygusal gerekçelerimiz de vardır; özlemimiz varsa varız, dertleştiğimiz varsa, paylaştığımız varsa, istediğimiz varsa.

İsteğin bitti mi her şey biter. Mutluluk istersin. Eline geçer geçmez. Kaldı ki o para değil ki, duygu yoğunlaşması, his güzelliğidir. Eline geçmesini bekleme. Kalbinden geçsin, aklına düşsün yine yeter. Üzüntü ile kardeştir. Neye vakit ayırırsan onunlasın sen. Okumaya vakit ayırırsanız mutluluk için, başarı için dahası var olmak için işte bazı ipuçları;

İnsanı güçlü kılan, farklı kılan düşüncedir. En önemli kaynaktır; düşünmeye vakit ayırmak çok lüks kaçsa da, para etmese de…

Gençliğin sırrı ise eğlenmedir. Moral ve motivasyon için dinlenme adına eğlenmeyi de göz ardı etmemek gerekir. Genç ve dinç kalmanın yolu dinlenme adına eğlenmek yoksa ağustos böceği ile karınca masalı da büsbütün masal değil.

Bilginin pınarı okuma. Bizim insanımız henüz bu okuma işini oturtamadı. Hala yaygın değil. Gerilerdeyiz hem de çok gerilerde. Neyi okuyorsan osun işte vesselam.

Direnmenin, tutunmanın, bağışıklığın gücü; zor anlarda en büyük destek duadır.

Duadan kopan, umudunu yitiren her şeyini bitirmiştir belli ki. Vazgeçtiğin senin kendi hayatın. Temiz, içten, yürekten olmalı ama olunca da. Yalandan, yüzeyden değil. Hele hele dil ucuyla hiç değil. Zihninle, yüreğinle yoğunlaşma anıdır,  Rabbine yaklaşma anıdır dua vakti.

Kuru kuru yavan dua olmadığı gibi sevgisiz de olamaz. Sevdiğine yalvaracaksın.

Hayatı sevimli kılan, tatlandıran sevgidir sevgi.  Zorla olmayan ama onsuz da olmayan her şeyin tadı sevgi. Sevmiyorsan, sevemiyorsan, sevilmiyorsan sen,  sen değilsin. Sevmeye de zaman ayır sevdiklerine de. Çok basit. Neye çok vakit ayırıyorsan onu daha çok seviyorsun demektir. Dünyanın işi de bitmez, telaşı da.

İletişim için, geçim için, uyum için anlaşın, anlaşma içinde olun; uzlaşın. Huzursuzluklar, tatsızlıklar hep bu anlaşmazlıklar neticesinde büyür çoğalır. İstenirse anlaşma zemini de bulunur, zamanı da.

Tebessüm, gülümseme yüzünüzden de gönlünüzden de gözünüzden de eksilmesin. Hayata bakıştır o. Tutunuştur, direniştir. Gülümseme deyip geçmeyin. Aksi haliniz yüzünüzü kastığı gibi, kalbinizi de kaskatı yapar. En güzel sadakadır üstelik tebessüm. Yanında bir de selam olsun yeter. Allahın izniyle ve ismiyle kapılar bir bir açılır. Malum insanı gösteren yüzüdür; yüzü gösteren gözüdür. Asık surat sahibinindir. Aksi söz de aksi insanın harcıdır.

Gönlün aydınlığı, yüzün nuru, hayatın ışığı ise vermek’ten geçer. Veren el olmak olmadı veren dil olmak kabul görür. Hiç olmazsa selam verin. Gönül verin, omuz verin, destek verin. Kapıdaki kediye su, balkondaki kuşa yem verin. Elden geleni ele verin.

İşi de ehline verin. Yardımınızı da yerine verin, yerinde verin. Her şeyi verene de şükredin.

“Erenlerin dergâhı verenlerin bargâhıdır

Şiarları himmettir, âdetleri merhamettir.” – Kemal Edip Kürkçüoğlu

Ey himmet umanlar, merhamet bekleyenler!

Hicret mukadderdir. Sen göçmeden varlığından geç ki göçün kolay ola. Halk ağzıyla iş işten geçmeden varlığını da gözden geçir, var oluş sebeplerini de, varlık nedenlerini de. Sen yoksan hiç bir şey yok zaten. Ne yapacaksan şimdi ama elinle ama dilinle. Sakın öteleme.