M. Nazmi Değirmenci


Kayıplarda bir tat, Şabük karası


Kurumuş kara üzüm almak için şıra pazarına gittim, halı desenli motiflerle bezenmiş bez kumaştan yapılı nostaljik çuvallarda ne ararsan var. Kelek çekirdeğinden erik kurusuna, armut gahından incaza, dönerden lokuma, hatta çikolataya uyarlanmış kayısının onlarca çeşidi var. Hekimhan’ın cevizi, Gündüzbey’in köpük pestili, Maraş’ın cevizli sucuğu, Ağın’ın, Doğanyol’un çekirdeksiz dutu, Erzurum’un kadayıf sarması Şam’ın meşhur burması ne yoktu ki birde ‘Dükkandaki ikram ağabey, adet böyle doymadan gitme yok, hele şundan bundan’ derken sonunu mükemmel bir lezzet, tuzlanıp kavrulmuş kayısı çekirdeğiyle yaptırıyorlar.                  

Sarı, kahverengi, kızıl, siyah albenisi artırılmış sıra sıra dizili üzümlerin, kilosuna 15 lira denince ‘Yapma, olur mu?’ demişim, esnaf ‘Hayırdım ağabey, sen uzun yıllar ya üzüm yemedin, ya almadın ya da buralara gelmedin’ dedi. Evet, uzun süredir üzüm almamıştım, dükkân sahibi ‘Toptan 10 ile 11 lira arasında aldım o da üretici nazlanarak satıyor. Tüccar gelip tarladan götürüyor. Üzümden ne yapılmıyor ki, hani şu beğenmediğimiz ağacın dibinde toprakta kuruyan dut var ya kapış kapış, kapanın elinde kalıyor, bir ekolojik üründür tutturmuşlar, bakalım hayırlısı’ dedi, sitemle sıraladı laflarını, dinledim. Ekolojik doğal ürünler satmasına rağmen ne olduğunu pek kavramamıştı. Ama esnaf doğru söylüyordu son yıllarda değerlenmişti üzümle dut. Malatya Organize Sanayi Bölgesinde iki üç fabrika bunun üzerine çalışıyor büyük markalara fason mal yapıyorlardı. Hem de çok belirgin markalara, birinin sahibiyle konuşmuştum geçen yıl İran’dan tonlarca kuru üzüm, dut getirmişler.

Yabancı olmadığım emeğini, çilesini, tadını, kokusunu bildiğim, dibini bellediğim, budadığım, kestiğim, teveğini topladığım üzümün, bu günlerde kıymeti bilinir olmuştu. Dedem her bir üzümün bağdaki yerini, olgunlaşma zamanını, adını bilirdi. Şubat sonuna kadar çürümeden saklana bilen Azeziyi, çekirdeksiz küçük siyah tatlımı tatlı Tin Tin Karasını, Malatya Beyazını, Kabarcığı Balmayı, Tağnebiyi, Kırmızı Üzümü, kurutmalık Gelinparmağını, daha niceleri vardı dedemin lisanında ‘şimdilerde kalmadı’, yamaçlar düzlendi, bağlar bozuldu, üzümler söküldü, yerine kayısılar dikildi. Ara ki bulasın.       

1937 yılında Darende’ye Batı Anadolu’dan bir Kaymakam gelir. Sayın Memduh Payzın… Köyleri, nahiyeleri dolaşır, hayretle boş yamaçlara neden üzüm dikmediklerini sorar, araştırır çözümler üretir, üzümü anlatır ve inandırır. Atıl taşlık yamaçları üzüm dikmesi şartıyla vatandaşa tahsis eder. Taşlıklar temizlenir, bağ çubukları dağıtılır, nasıl dikileceği, nasıl budama yapılacağı, yağlanarak nasıl kurutulup muhafaza edileceğini yeni teknik ve yöntemleri anlatır, öğretir. Bunu Darende’nin uygun her yerine önerir. Yamaçlardaki taşlıklar temizlenir bağ olur, üzüm olur. İşte o üzüm bağlarından biriydi dedemin çeşit çeşit üzüm ürettiği bağ. El emeğiyle temizlenmiş bir taşlığın yeriydi. Bu gün yine dağ oldu. ‘Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur’ denir ya işte öyle oldu. Kimileri yapar, diker kimileri yıkar kurutur söker.

Darende’de, evimize Şabük’ten sandıkla üzüm gelirdi. İçindeki Şabük Karası hemen seçilir tez tükenirdi. Şabük Karası, farklı aranılan bir türdü. Sık bol taneli, rayihalı ve lezzetli bir üzümdü, adı Şabük’le anılırdı. Son yıllarda hiç duymadım bu adı. Bu üzümü bulamadım, çevresiyle insanıyla özdeşleşmiş bir değer kayıp mı olmuştu. Bir marka üretmenin, marka olmanın zorluğunu biliyor muyuz?  Arapkir’in tanıtımında öne çıkan Arapkir üzümünün farkı nedir, Arapkir’de festivalin adı olmuştur üzüm. Küçük büyük, köy, kasaba il kendilerini tanıtmak, anlatmak, buluşma kaynaşma adına olmadık bahanelerle festivaller, şenlikler, panayırlar düzenliyor sosyal bir etkinlik yapıyorlar (taş atma festivali bile var). Yeri gelmişken sormak isterim. Neden Şabüklüler (yenilenmiş adıyla Karoğuzlar Köyü) bu kıymete sahip çıkmıyor, bir marka değerini kalkınma, adına kullanmıyorlar? Korkarak yazmak istiyorum, yoksa üzüm bağlarınız kaysı bahçesi mi oldu, umarım olmamıştır. Karaoğuzlular Şabük Darende-Elbistan yol güzergâhında güzel bir köyümüz, köyün gelişimi için her yıl Şabük Karası Üzüm Şenliği, festivali gibi bir etkinlik yapılabilir. Buna Darende Kaymakamlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı katkı sağlar.  Darende Tarım İlçe hatta il müdürlüğü Şabük Karası adıyla bu üzümü tescilletebilir. Tarım Bakanlığından yerinde üretimle alakalı destek alınır. Üzüm Darende için bazı bölgelerde alternatif ürün olabilir. Yamaçlarda şırası bol, susuz üzümlerin yetiştiği bağlar eskiden olduğu gibi bu günde yapılabilir.

Bir eğitim müfettişi arkadaşım 15-20 yıllık kayısılarını keserek yerine modern yöntemlerle üzüm dikti bu gün onu takip eden onlarca köylü üzüme döndü.

Zaman zaman duyuyoruz kayısıya alternatif ürün önerilerini, kimi elma, kimi ceviz, kimi altın çilek, Trabzon hurması vs. ama bir gerçek var ki doğal ekosisteme dışarıdan dâhil olan her canlı birilerini oradan kovar, pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Üzüm, dut yine düşünülmeli.