M. Nazmi Değirmenci


Kar tatilimizi istiyoruz


Odasında kabul ettiği öğrencilerini çok önemseyerek dinledi okul müdürü. Okul çevre kulübü başkanı ve yönetim kuruluydu gelenler. Uygulamayı düşündükleri çevre eğitimi projesine müdür beyi de katmak istiyorlardı. Bu eğitim çalışmasında ona bir rol belirlemişlerdi.

 

Bayrak töreni için okul müdürü kürsüye çıktığında. Kendi hazırladıkları pankartları başları üzerine kaldıran yedi öğrenci, daha okunsun diye ayakuçlarında durmaya çalışıyorlardı. Pankartlarda ortak bir slogan yazılıydı “Kar tatilimizi istiyoruz” Müdür bey çocukları yanına çağırdı. Öğrenciler ellerinde pankartlarıyla müdür beyin yanında, bütün öğrencilerin rahatlıkla görebileceği, yüksek yerdeydiler. Yazdıkları daha iyi görünüyor, bütün öğrenciler okuyordu. Büyük bir sessizlik oldu, duruma çoğu bir anlam verememişti. Okul müdürü mikrofonla pankartı birde kendi okudu: ‘Kar tatilimizi istiyoruz.’ “Siz tatil mi istiyorsunuz, bunun için mi buradasınız, üzülmeyin ben size izin veririm, tatil yaparsınız, buna ne gerek vardı” dedi.

 

Öğrencilerin sözcüsü mikrofonu alarak, “Sayın müdürüm, saygıdeğer öğretmenlerimiz. Biz öğrenciler olarak tatil istemiyoruz, amacımız izin almak, izinli olmak değil. Biz eskiden olduğu gibi okulları kapatacak kadar kar yağsın istiyoruz. Bolca kar olsun, su olsun bereket gelsin, havamız temizlensin toprağımız üşümesin kışın üstünde örtüsü, yorganı olsun istiyoruz. Bilinçsizce kullanılan yer altı sularının tekrar dolmasını, her yamaçta bir kaynağın akmasını istiyoruz. Zirvelerde yıllarca birikerek oluşmuş buzulları istiyoruz. Kürtüklerin yavaş, yavaş erimesini, toprağın nemli kalmasını istiyoruz. Biz insanların olmazsa olmazı yaban hayatını geri istiyoruz. Fosil artıklarıyla kirlenmiş, havayı, kimyasal ilaçlarla kirletilmiş suyu, toprağı, genleriyle oynanmış tarım ürünlerini, hormonla irileştirilmemiş bitki ve hayvanlarımızı istemiyoruz. Küresel iklim değişikliği var, dünyamız hızla ısınmakta bunun durmasını istiyoruz. Sevgili arkadaşlar, bize bırakılan emanet, maalesef bozulmuş olarak bizlere teslim ediliyor. Gelin daha fazla bozulmadan bir an önce yaşayacağımız dünyamızı teslim alalım, koruyalım. Koparacağımız bir yaprağın bizim yaşamımız olduğunu unutmayalım. Biz çocuklar yaratılan her şeyi seviyoruz. Bugün bunun için buradayız, bunları yazdık, sizlerle paylaştık. Umut biz çocuklarda okul müdürümüz bize destek oldu, bu cevre eğitim projesine katkı verdi. Okul çevre kulübü olarak kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi. Çocuklarımız doğal temiz bir dünya özlüyorlar ve bunu da dile getiriyorlardı. Kar onlar için önemli bir sembol.

 

Bu yıl biraz kar gördük, birazcık. Ama kocaman felaket tellallığı yapıldı, Asalak ekosistem, şehir hayatı içinde olanlar, bencilliklerinden olacak ki, o gün arabaya binemediğinden tek başına otomobiliyle işe gidemediğinden, buzdan fırtınadan şikâyet edip durdular. Bütün öncelikleri kendileriydi, onlar günü kurtarmak adına bireysel düşünüyorlardı. Onların yukarda bahsettiğimiz çocukların baktığı yerden bakmaları için çok zamana ihtiyaçları var, zamanları yeterse. Çünkü onlar için kar çileydi. Greyder, kepçe, tuzlama aracı hülasa her şeyden şikâyetçi oldular. Kar yine can aldı, yine suçlu kar’dı. Neden yağdı ki, tedbir, ihmal burada hiç gündemde olmadı. Onlar için kar can almak için yağıyordu. Çocuklar içinse can vermek için. İşte farklı olmak budur, kar gibi pırıl pırıl kar temizliğinde düşüne bilmektir.

 

Bu yazımı hazırladıktan sonra yaklaşık üç hatadır kar yağıyor, yazımı değiştirmedim, satırlar ekledim. Çocukların dilekleri duaları kabul mü oldu? Son yirmi yılın en soğuk ve karlı günlerini yaşadık, yaşıyoruz. İzmir’e Hatay’a Libya’ya Fas’a kar yağdı. Avrupa kar altında, yorumcular buzul çağına mı dönüyoruz, diyorlar. Kuzey yarım küre karla, güney yarım küre sellerle mücadele ediyor. Kapanan, buzlanan yüzlerce yol, zincirleme kazalar. Ama ben yine çocukları savunuyorum, çocuklar haklı diyorum. Çocukların sonuna kadar yanındayım, Eko sistemde bozulan dengeler kolayına düzelmez. Kaybolan, nesli tükenen canlıları hangi güç geri getirebilir. Çocuklar endişelerinde haklılar. Bunun için biz insanların ödeyeceği bir bedel var. Ama ne yazık ki bu bedeli dengeyi bozanlar değil mirasçılar ödeyecek gibi.

 

Üşüsek te, donsak da, bol karlı günler diliyorum…

 

Çukurkaya’da deprem oldu, şükür can kaybı yok. Geçmiş olsun dilekleri mi tüm hemşerilerime iletiyorum. Bunda alana, alacak olana nasihat var. Artık, köy yolları oluşacak zor şartlara göre hazırlamalı. Sivil savunma eğitimi önemli SODES kapsamında değerlendirilebilir. DAKUT Darende için önemli bir kazanım.