M. Nazmi Değirmenci


Otuz yapraklı gül şehrini, otuz kişiye anlatmalı


“Böylesi Türkiye’de yok” başlıklı haberde, Hulusi Efendi Vakfı tarafından yeni düzenlemesi yapılan kudret havuzunun resimlerini gören Darendeli hemşerimin bana söyledikleri. Acaba dedim, burası bizim kudret hamamımı, yoksa foto montajımı, evirdim, çevirdim, baktım, ışıklandırma, gece çekimleri harika, seni aradım, mutlu oldum, “emeği geçenlerden Allah razı olsun “diye dua ettim, diyordu.

Gazetemiz sitesinden resimleri aldım. Sosyal paylaşım sitelerinden birinde yayınladım. Bir günde tanıdık tanımadık yüzün üzerinde dönüş oldu. Burası neresi, nerde, nasıl gidilir, nerde kalınır, rafting de varmış doğrumu, yazın oradayız, bekle bizi Kudret Havuzu diyenlerin yanı sıra, Darendeli arkadaşlarına sitem de bulunduğunu yazanlar, işte benim memleketim Darende diye öğünenlerde vardı. Yazdıklarını bir solukta okudum mutlu oldum.

Darende güzellikler diyarı, orada insan kendini bambaşka bir ortamda, çok yoğun duygular içerisinde bulur. Gözler başka bakar, gönüller başka ister, sesler başka duyulur. Bir ferahlık serinlik bedenimizi gönlümüz kaplar. Manevi bir hal yaşanır. Bunu aleni söylesek de, içimizde saklasak ta bu böyledir.

Binlerce yıllık bir emekle oluşmuş, muhteşem gizemiyle Tohma kanyonu ve içerisindeki Kudret Havuzu. Eski adıyla Kudret Hamamı. Onu yazmak, anlatmak zordur. Görmek, böylesi yok denen havuzda yüzmek, kanyonu yaşamak isterseniz, Darende ye gelmelisiniz. Bedeni ve gönülleri ferahlatan, bir serinlik karşılar sizi Zaviye’de. Tohma ırmağını ahşap kaplama bir köprüyle geçersiniz. Kanyon içinde yöreye özgün mermersi kayalar arasında yürürken, ırmağın kıvrımında gökyüzüne bakar, kanyonun ihtişamını daha iyi anlarsınız. Zamanın ve sabrın sanatına hayran kalırsınız. Irmağa dökülen suların Tohma’yla buluşma sesi bir başka ahenktir. Irmak kenarına indiğinizde alabalıklar selamlar sizi, onların burada yaşam korkuları yoktur. Beşer-onar önünüzde kaçmadan dans ederler, pervane misali dönerler. Kanyonun ulaşılmaz eteklerinde, çamurdan yaptıkları sıra sıra yuvalara girip çıkan yüzlerce sığırcığın çığlıklarını, uzaktan yankılanan bülbül seslerini duyarsınız, bu güzel yolda.

Kudret Havuzunu kanyonda Tohma ırmağıyla yan yana bulursunuz. Irmak burada masumlaşır çünkü teveccühler hep havuzadır. Sırtını tabi oluşum devasa kaya kütlesine yaslayan Kudret Havuzu, doğal ana kaynak mağarayı da içerisinde muhafaza etmektedir. Eskiden Kudret Hamamı denmesinin sebebi, suyun özelliğindendir. Havuzu dakikada on bir tonluk bir debiyle besleyen kaynak su, yaz kış yirmi iki derecedir, yüksek bir sıcaklıkla, çok derinlerden gelen suyun, yukarı çıkarken, soğuk bir karışım, doğal bir ılıklaşmayla, standartlar üstü bir kıvama geldiği yorumunu yapar Jeoloji uzmanları. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağıdır. Yapılan ilmi analizler, akademik incelemeler ve kurul raporlamalarına göre yirmi farklı rahatsızlığa şifa kaynağıdır. En önemli özelliği strese iyi gelmesidir. İşte gazetenin başlığındaki muhteşem ifadesi yalnız bu su için dahi söylene bilir, saatler yetmez burada geçireceğiniz zamana, günleri konuşmak gerekir.  

Seksen, yüz yirmi ve yüz elli cm derinliğinde bir birine bağlantılı üç ayrı bölümdür Kudret Havuzu. Beş yüz otuz metrekarelik devasa bir alanı kaplar. Yedi ve on beş metre arasında değişen genişliği, seksen metreyi bulan uzunluğuyla, yediyüz metreküp su toplar. Dakikada on bir ton su tahliyesiyle Kudret Havuzu, sağlıklı, berrak, pırıl pırıldır. Gece kullanım amacıyla aydınlatılması led ışıklarla yapılmıştır. Çevresindeki doğal yapıya uygun modern çizgilerle hazırlanmış dört yüz metrekarelik güneşlenme, şezlong alanı, kafeteryalar, Soyunma kabinleri, kişisel dolaplar, duşlar bulunmaktadır. Hizmet için her şey düşünülmüştür.

Kudret Havuzda yüzerken, Tohma’nın karşı yamaçlarında, tarihi doğal dokusuyla, Zengibar Kalesinin, zamana direnmeye çalışan surlarını seyredersiniz. Kale şehir olarak kullanılmış, ulaşılması zor, yüzlerce metre yükseklikteki kanyon üstü yapısıyla Zengibar kalesi. Kaç medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Kim bilir. Tarihe ilgiliyseniz, Kale içi suyolu, suya inen basamakları görür, kırk basamak hikâyelerinin birini burada ırmağın karşı yakasında yaşarsınız. Darende tarih, kültür, doğal güzelliklerin iç içe yaşandığı bozulmamış müstesna bir yerdir.

Burayı yaşayanlar için bu güzellikleri tanıtma gayretimiz olmalı, beklide görevimiz. Beklide bir kampanya, tanıtım hesabı, her ne derseniz diyin, ama her Darendeli Otuz Yapraklı Gül Şehri Darende’yi ‘otuz kişiye’ anlatmalı.     

Bir devlet yetkilisini ziyaretimizde, Darendeli gibi bize ilçeyi Somuncu Baba’yı, vakfı, şelaleyi anlattı. Kendine özgü tespitleri, iltifatlarıyla çok güzel şeyler söyledi. Hizmette Hulusi Efendi vakfı varsa ”o iş doğru ve güzel oluyor” diyordu. Vakıf Darende’ye Kudret Havuzu gibi nice eşsiz eserler, güzellikler kazandırmıştır. Darende sevdalısı bizler Hulûsi Efendi Vakfına şükran borçluyuz. Vakıfta hizmet üreten bütün gönül dostlarına bir muhabbet selamı da bizden olsun.