M. Nazmi Değirmenci


Çukurkaya HES ve İmza kampanyası


Geçen yazımda küçük ölçekli Hidro Elek-trik Santrallerini (HES) ayrıntılı dile getirmiştim, bazı duyarlı hemşerilerimden olumlu olumsuz dönüşler aldım. Uzak diyarlardan gelen, önerileri, destek ve eleştiriler vardı, onlara teşekkür ediyorum. Darende için bir şeyler düşünüp üretiyor olmamız, sahiplenmemiz, önemli olan bakılan yön değil aynı amaçla duruşumuz çok önemli. Memlekete hizmet yalnız maddi bir katkıyla olmuyor, doğru bildiğimizi doğru gördüğümüzü paylaşmakta büyük bir hizmet.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde 34 lisans verirken, 12 lisansı sona erdirdi. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, veriler şu şekilde:

LİSANS VERİLEN FİRMALAR.

26.08.2010 Saat: 08.34 Barış Enerji Üretim Anonim Şirketi, Malatya İli Çukurkaya HES 8,00 MWm / 7,75 MWe Üretim Lisansı 17.06.2009 tarihinden itibaren 49 yıl.

Projenin Adı: Çukurkaya HES, Yatırımcı firma: Barış enerji, İli: Malatya, K.Güç:3.31, Yıllık Toplam Enerji üretimi: 15.81 Fizibilite: Yok, Kati uygulama.

Darende ilçesi Hacılar Mahallesi üzerinde yukarıdaki bilgi ve onayla su kullanma hakkını alınan Çukurkaya HES’te işe başlandı. Neler götürecek kimin umurunda. Bugün 2. derece doğal sit alanı olmasına rağmen alabildiğince hızlı debi ölçümleri yapılan Çukurkaya HES yapılırken, ne acıdır ki Tohmayla özdeşleşmiş Darende’nin kalbi Somuncu Baba’nın manevi mekânı hiç düşünülmemiş. Darendeliye sorulmadan keyfiyet içerisinde planlanmıştır. Sonuçların kimse farkında değil, yada umursamazlık diz boyu, üretilen enerji miktarı bakarsak hangi değerleri ne için kaybediyoruz.

Darende Tohma Çayı üzerine kurulan HES’lerle alakalı Malatya Valisi Sayın Ulvi Saran, basın mensuplarına cevap verirken konunun ne kadar hassas ve önemli olduğunu vurgulayarak; “Canlıların hayatlarını özgür şekilde devam ettirmeleri için suyu da özgür kullanmak gerekir. Tohma Vadisi’nde, dar bir bölgede akmakta olan su, bir eko sistem oluşturmaktadır. Ağaçlar, bitkiler, böcekler ve diğer canlılarla beraber, eko ve biyolojik sistemin bir parçasıdır. Su azalınca bu canlıların hayatına mal olacaktır. Burada yaşayan canlıların hayat hukukuna riayet etmek gerekir” şeklinde düşüncelerini anlatırken bizlere çok şeyler söylemek istiyordu, sanki Osman Hulûsi Efendi’nin Divanı Hulusi Darendevi de insanlara öğütlediği gibi

“Sakın nefsine uyup bir can incitmeyesin

  Hüsnü edebi koyup bir can incitmeyesin”

 Bizler incitme değil yok ediyoruz.

Zaviye Mahallesi Muhtarı Celalettin Ateş, Tohma üzerine kurulması planlanan HES’lere karşı imza kampanyası başlatıp, Somuncu Baba Camisi önüne kurduğu stantla vatandaşlara Hacılarda yapımı planlanan Çukurkaya HES’in Darende’de doğuracağı zararları anlatarak 4 günde 4 bin imzayı bulan kampanyasının bizler için bir şey ifade etmesi gerekir.

Darende bizim toprağımız, onu bizim yapan şey oradaki mal mülk değil ona olan sevgimizdir. Hep anlatıyor ve öğünüyoruz, Darende ülkemizin önemli köşelerinden birisidir diye. Ziyaretçilerin hayretle, hayranlıkla baktığı, manevi ikimin den etkilenerek feyz aldığı güzellikler diyarı, tevazu kaynağı Darende’nin, eli kolu Tohma, Somuncu Baba’dan mutlu akan muhteşem vadisiyle içerisinde barındırdığı binlerce canlıya hayat kaynağıdır. Tohma seni korumak kollamak geleceğimiz olan evlatlarımıza (teslim aldığımız gibi) teslim etmemiz gerekmektedir. Bu keyfiyet değil zarurettir.

Uzakta, yakında bütün hemşerilerimizin bulundukları yerde toplayacakları imzaları Celalettin beye gönderebilirler, ulaşabildikleri ilgililere bu tehlikeyi anlatarak desteklerini isteyebilirler, ama özenle üzerinde durulması gereken bir nokta var ki siyaset üstü olan bu haklı davamıza siyaset sokmadan bütün hemşerilerimizin desteğiyle bunu beraberce yapmalıyız. İlgili açıklama yapan muhtarımızı gönülden destekliyoruz. Darende’nin doğallığının bozulmaması için elimizden gelen her türlü çabanın içinde olmalıyız.

Ülkemizde ırmakların üzerine 1600 tane HES kurulması için lisans verildi. Su yatakları kuruyacak debisi azaltılacak yönü değişecek, doğal yaşam bozulup, canlılar yok olacak, ülkenin her yerinde HES’ler mahkemelik, gerekçe doğal hayatın bozması, geri dönüşü olmayan kayıplar, bilinçli bir toplum HES’lerle neleri kaybedeceklerini bilerek yasal yollarla davasına sahip çıkıyor. Bireyler o hayat suyu boyunda yaşayanlar ulaşabildikleri her yetkiliye seslerini duyurma gayretindeler. Havzanın bilinçli insanları el ele verip onlarca dava açıp mahkemelerde bu davanın, yalnız mağdur insanların değil, kurdun kuşun, balıkların, kurbağa yengeçlerin sarmaşıkların davası, bu yaşama hakkı davasında nihai son mu? Önce yargı HES’lere durdurma kararı veriyor, arkasından HES lisansı almış şirketler vazgeçiyor bu işten. Ama yasal yollardan haklı davada mücadele etmek sesimizi duyurmak şart.